Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Az önceki hareketinle ne halt ettiğini sanıyorsun sen?" Kolunu çekti ve bir insan fisıltıyla konuşarak nasıl bağırabiliyorsa o kadar bağırdı. "Ne mi yaptığımı sanıyorum? Muhtemelen bunları söyleyeceğim için bana çok film izliyorsun diyeceksin ama bana o filmlerin gerçek olduğunu sen gösterdin," dedi elleriyle beni işaret ederek. "Yıllarca bir çocuğa takılı kalmanı izlemek nasıl bir şey biliyor musun sen? Bir şekilde başlasın istedim, Nil. Filmlerde de böyle olmaz nu? Sadece ne olacaksa olsun, çünkü artık lise son sınıftayız ve sen böyle uzaktan ona destek olup hayatını kolaylaştırmaya devam ettikçe benim sinirim tepeme çıkayor. Hiçbirini bilmiyor, Nil. Onun için yaptığın hiçbir şeyi bilmiyor ve ben en yakın arkadaşın olarak bunu izlemeye dayanamıyorum. Ne ondan gidebiliyorsun, ne de ona gidebiliyorsun. Orada durup sadece uzaktan onu izliyorsun. Diğer kızlarla konuşmasını, flörtleşmesini... Buna nasıl dayanabiliyorsun? Sana çelme taktım ve tepsindekiler onun tişörtüne saçıldı, bu sayede yüzünü gördü ve artık biri ona senin fotoğrafını gösterip 'Bu kiz sizin okulda mı?" diye sorarsa 'Onu hiç görmedim, muhtemelen bizim okuldan değil,' diyemeyecek." :
Sayfa 20 - Nisan acıttı :")Kitabı okudu
1k
Günümüzde bir çok insandan, üzüntü veya acı halinde “Seni anlıyorum” ifadesini duyarız. Başta bu cümle empati amaçlı bir tür iyi niyet göstergesi olarak görünebilir. Ancak psikolojik açıdan yaklaşırsak, bu cümle her zaman en iyi seçenek değildir. Çünkü böyle bir durumda, birine nasıl hissettiğini biliyorum dediğinizde, karşınızdaki kişinin
Reklam
392 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Onun Adı Hayat || SOLMAZ ŞAHİN Hayat; yaşam demekti. Doğumdan ölüme kadar geçen süre demekti. Ve işte Hayat da adının hakkını vererek bu süreci yaşadığı tüm zorluklara, zorbalıklara rağmen bir gün bu süre dolduğunda arkasında güzellikler bırakarak tamamlamak istedi. Annesinin yüzündeki kara çıbanını öpe öpe sevdiği, gözünden sakındığı çiçek kızı
Onun Adı Hayat
Onun Adı HayatSolmaz Şahin · Feniks Kitap · 202311 okunma
Moda endüstrisi cinsiyetçi bir endüstri olarak tanımlanıyordu artık Bu endüstriye meydan okumak ise hayatımızda ilk kez, görüntümüzle ilgili takıntıların patolojik hayatı tehdit eden yönlerini irdelememize olanak tanıyan bir alan açıyordu. Kompulsif yeme ve kompulsif açlık meseleleri masaya yatırıldı. Hayatı tehdit eden bu bağımlılıklar, farklı "görünüşler” yaratsa da kökenleri aynıydı. Feminist hareket, cinsiyetçi tıp düzeninin dikkatini bu meselelere çekti. Başlangıçta bu düzen, feminist eleştiriyi görmezden geliyordu. Ancak feministler sağlık merkezleri açıp kadın merkezli, pozitif tıbbi balom sağlamaya başladılar. Böylelikle tıp endüstrisi de tıpkı moda endüstrisinde yaşandığı gibi birçok kadının, parasını kadın bedenine daha fazla bakım, kolaylık ve saygı gösteren bu sağlık merkezlerine yatıracağım fark etti. Tıp düzeninin kadın bedenine yaklaşımında, kadınların tıbbi bakımında kaydedilen bütün olumlu gelişmeler doğrudan feminist mücadelenin sonucudur. Tıbbı bakım, yani bedenlerimizin ciddiye alınması konusunda da kadınlar tıp endüstrisine meydan okumaya ve karşı koymaya devam ediyor. Bu, feminist mücadelenin feminist politikalara ilgi duyan ya da duymayan çok sayıda kadından kitlesel destek bulduğu az sayıdaki alanlardan biridir. Konu jinekoloji, kadınları erkeklerden daha çok tehdit eden kanser türleri (özellikle de meme kanseri) ve de son yıllarda görüldüğü üzere kalp hastalıkları olduğunda, kadınların sahip olduğu kolektif gücü görüyoruz
Sayfa 47 - bgst yayınları
" .... Sonra ateşli ateşli ekledi:, Hayır bak sana asıl ne diyeceğim: Şu lanet kocakarı yok mu, en küçük bir vicdan acısı duymadan öldürür ve soyabilirim kendisini. Subay yeniden güldü. Raskolnikov’sa titredi. Şaşılacak şey doğrusu! Öğrenci yine ateşli: _ Sana ciddi bir soru, - dedi. – Deminki sözlerim kuşkusuz şakaydı. Ama bak: Bir yanda
520 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Merhaba, malum bu karantina günlerinde vaktimi biraz daha keyifli ve kaliteli geçirmek için oturdum masa başına, başladım yazmaya. Jack London'dan okuduğum ilk kitap, Martin Eden, ama devamı geleceği kesin. :) Dil ve anlatım yönünden etkileyici olduğu kadar sürükleyici, yalın olduğu kadar da cana yakın. İnsanı çekip etkisi altına alan, onu
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202391,8bin okunma
Reklam
Siz hangi numarasınız??
1. Bol su için. 2. Kahvaltıda çok, öğle yemeğinde orta, akşam yemeğinde az yiyin. 3. Ağaçlarda ve bitkilerde yetişen yiyecekleri daha çok, fabrikalarda üretilen yiyecekleri daha az yiyin. 4. Hiç bir şeyi içinize atmayın. 5. İbadet ve dua için zaman ayırın. 6. Her gün en az 10 dakika sessiz olarak oturun.Tefekkür edin. 7. Düzenli
Sizin görülecek hesabınız varsa, gidin, onu Avrupalılarla görün!
İsrail'i dünya tarihinden çıkarmak ve bilhassa da onun Üçüncü Dünya ülkeleriyle bağımı koparmaktır. Nitekim Ariel Şaron, Guş Etzion adlı yerleşim biriminde yabancı Yahudi heyetleriyle yapılan bir toplantıda "Kendi dışımızda kalan dünyadaki herkesten bizim her şeyi isteme hakkımız vardır... Yahudiler olarak bizim hiç kimseye borcumuz
Sayfa 85
Düşünme Üçlüsünde Beş tarzı düşünceyi aşırı kullanır- Beş en beyinsel (entelektüel) ve zihnini en yoğun kullanan tarzdır. Beş’ler fikirleri, kavramları ve hayalleri için yaşarlar; bu arada yaşamın birçok pratik yönünü ihmal ederler. Tarz Altı bu Üçlü’nün birincil tarzıdır. Altı’lar açık düşünme sağlayacak iç kılavuzdan kopukturlar. Aslında Altı’lar aşırı düşünürler- Endişe içinde ne olup bittiğini çıkarmaya çalışırken iç kılavuzlarından uzaklaşırlar. İnançlara yönelirler veya güvendikleri insanlardan destek ve kararlı davranış konusunda yardım isterler. Yedi tarzı düşünmeyi az kullanır. Bu onların zekâ ve akıl konusunda geri olduğunu göstermez. Tam tersi, birçok Yedi parlak ve canlı bir zihne sahiptir. Sorun, Yedi’le-rin sonucunu pek dikkate almadan bir düşünceden diğerine veya düşünmekten yapmaya atlamalarıdır. Bu onları aynı anda birçok iş yapmaya, hiperaktif olmaya ve hareket alışkanlığı edinmeye sürükleyebilir. Üç tarzın da farklı ifade ettiği ve farklı nedenlerden doğan güvensizlik ve endişe sorunları vardır.
Hz. Muhammed (sav)'in tüm insanlığa örnek hayatı Allah, insanlara bir uyarıcı ve müjdeleyici olarak gönderdiği elçilerine, insanlar arasında adaleti sağlamalarını emretmiştir. Son peygamber olan Hz. Muhammed (sav) de kendisine vahyin geldiği yer olan Mekke'de İslam dinini adil bir tutumla yaymaya başlamıştır. O dönemde Arabistan'da, özellikle de
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.