72 syf.
7/10 puan verdi
Etkilenmek için 10 yıl önce okumalıymışım hissi veren kitap :)
Yazarın 2 kitabı ( 
Satranç ve 
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu ) hariç henüz etkilendiğim pek bir kitabı olmadı. Belki bu kitabı bir 10 yıl önce okusam o duyguları derinden hisseder anlamlandırabilirdim. Fakat üniversiteye ya da liseye yeni başlayan arkadaşlara hitap edecektir. Tam bir yeni ortam, yalnızlıkla başetme çabalarını anlatmış. Yaşımızdan olsa gerek ben okurken etkilenmedim çünkü "az insan öz insan" diyorum.
Eklemek gerekirse beğendiğim kısımlar; kitap doğa betimlemelerini, tasvirleri oldukça güzel vermiş.
İyi okumalar, kitapla kalın :)
Et Sınıfsaldır
Etin cinsel politikası burada açıkça hissedilir:”yemeğe bir onluğun hatta belki de daha az paranın harcandığı bir hanede tek bir beslenme biçimi mümkündür, o da erkeğin beslenmesidir. Çocuklar artan yemekleri yer. Pazar günleri ucuz bir lokantaya gidilmelidir. Bu mümkün değilse en azında sofradan Etli bir yemek olmalıdır ki babanın damak tadına uysun ve doğal olarak istediği besin arzusu dinsin.” Bize denen kısa ve öz şudur:”et erkek için alınır” ve pazar günkü yemekte arta kalan et “ertesi gün yine onun tarafından soğuk yenir.” Yoksulluk ayrıca etin kimin dilimleyeceğini de belirler. Cicery Hamilton aynı dönemde herkese yetecek kadar et olmadığını bildikleri zaman eti kadınların dilimlediğini keşfetmiştir.”
ölçüsüz bir iktidar, hududunu yalnız maddi ve fiili imkânlarda bulan bir kuvvet dağdaki eşkiya Kuvveti ve iktidarıdır.
Devlet kuvveti, meşru ve itaate layık olmak ve eşkiya kuvvetine benzememek için hududlanmak lazımdır. Zira devlet kuvvetini temsil edip kullanan hükûmet adamları başka bir hamurdan yoğrulup yaratılmış kimseler değildir. Bilakis Bunlar da herkes gibi ihtirasları,kin ve intikam hisleri olan ve şahıslarının menfaatine düşkünlük gösterebilen insanlardır. Ellerinde hudutsuz bir kuvvet ve ikdidar tutan insanların ise bunu kendi ihtiraslarına ve öz menfaatlerini alet etmeleri; vatandaşlara ve bunlar şahsında memlekete ve nesillere zarar vermeleri mümkündür ve fiiliyatta da tarih şahittir ki vermişlerdir.
Bir halife Ömer gibi billur yürekli ve yüksek dirayetli iktidar adamlarının tarihte emsalini az rastlanan müstesna örnekler olduğunu herkes bilir. Şunu da herkes bilir ki, eline ölçüsüz ve hududsuz bir selâhiyet geçiren, hemen her hükûmet adamı, milletinin başına kara bir bela kesilmiş ve Allah'ın yarattığı canavarların en azgını olmuştur.
Sayfa 299 - Yağmur Yayınevi 5. Basım Eylül 2017Kitabı okudu
Bəlkə də uzaqlar yaxındır bir az
Bəlkə də uzaqlar öz içimdədi...
Həsrətin böyüyü, kiçiyi olmaz
Hamısı sızladan bir biçimdədi...
Sayfa 39
Biz, inanmanın Allah için olduğunu bilenler, fakat neye olursa olsun, mücerret inanmaktaki gücü anlayanlar, bâtıla inananlardan ziyade, hiçbir şeye inanmayanlardan tiksiniriz. Bâtıla inandığı halde mücerret cevherini kaybetmeyen dalâletteki adam, bir gün aynı cevheri Hakka çevirecek olursa halis bir mü'min doğabilir. Ama hiç bir şeye inanmayan ve boyuna inkâr etmekten başka işi olmayan gübre insandan, çıksa çıksa tezek çıkar. Bu yüzdendir ki, komünist, ilericilik taslayan, kendi öz ruh kökünün haini, başıboş bir devrimbazdan daha az iğrençtir. Zira devrimbazın ne kitabı, ne mezhebi, ne dünya görüşü, ne kafa çilesi vardır. Kısacası, hayvani nefsi ve nebati duygularından başka hiç bir şeyi yok...
Sayfa 418 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
