Hepimiz bazen birileriyle o kadar yakınlaşırız ki dostluğumuzu ya da kardeşliğimizi hiçbir şey engellemiyormuş gibi görünür; bizi ayıran küçücük bir köprü vardır, hepsi o kadar. Ama tam sen bu köprüye adım atacakken sana şu soruyu sorsam:" Bu köprüyü geçip bana gelir misin?" İşte o anda artık bunu istemeyiverirsin; sorumu tekrarlasam öylece suskun kalırsın. O andan itibaren aramıza dağlar ve azgın nehirler girer; bizi ayıran ve birbirimize yabancılaştıran duvarlar bitiverir önümüzde ve bir araya gelmek istesek de yapamayız. Ama o küçücük köprüyü düşündüğünde, sözcüklere sığmayacak kadar büyüyüverir gözünde; yutkunur ve şaşar kalırsın. (....) İlginç bir öykü. Bir kişi bir köprüyü geçmek üzere - yani öteki kişiye yakınlaşıyor - o anda karşıdaki kişi, o kişinin zaten yapmayı düşündüğü şeyi yapmaya davet ediyor. O zaman birinci adam adım atamıyor; çünkü artık yapacağı şey, diğerine boyun eğmek gibi geliyor, belli ki yakınlaşma yolunu engelleyen şey, güç. "
Sayfa 110Kitabı okudu
Sihriydi tutkuların. Şiir bitti! solunarak süzülen tılsımı kalmadı gönlün... Şiir bitti! Kurudu esin çağlıyanı umudun dindi suların tendeki çılgın uğultusu. Öpüşlerden düşlerin filizleri yolundu Kimse ağlamıyor özlerken... Şiir bitti! Uçukladı dudakları sevginin bakışlar yapayalnız, yalnızlık çırılçıplak gülüşler kuşsuz,
Sayfa 214Kitabı okudu
Reklam
*Kendisinin gözünde canlandırdığı gelecekte, hayvanların açlık ve kırbaçtan kurtulduklarını, herkesin eşit olduğu,herkesin kendi gücüne göre çalıştığı ve Koca Reis’in konuştuğu gece yolunu şaşırmış ördek yavrularına kucak açtığı gibi güçlülerin zayıfları koruduğu bir toplum vardı.Oysa, nedendir bilinmez, kimsenin düşüncesini açıklamaya cesaret edemediği, her yerde azgın, yabanıl köpeklerin hırlayarak kol gezdiği, yoldaşlarının korkunç suçları itiraf ettirildikten sonra paramparça edilişini seyretmek zorunda kaldıkları bir toplum çıkmıştı ortaya.’’
Kapılmışım sanki azgın sulara ,ilerliyorum her şeyden habersiz.Ablamla küs,kardeşimle küs.Gerçekten ne yapmam gerektiğini, nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum ,bilmiyorum...
Aşk Resmi Geçidi Birincisi o incecik, o dal gibi kız, Şimdi galiba bir tüccar karısı. Ne kadar şişmanlamıştır kim bilir. Ama yine de görmeyi çok isterim, Kolay mı? İlk göz ağrısı. İkincisi Münevver Abla, benden büyük Yazıp yazıp bahçesine attığım mektupları Gülmekten katılırdı, okudukça. Bense bugünmüş gibi utanırım O mektupları
Kur’an caddesinden yürüyenlerin, en amansız dalgalarıyla kuduran okyanusların, azgın sularında bile selâmet yollarını bulacağı bir gerçekti.
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.