Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Bu kitapla, Volkan ve Ast, (kendi ifadeleriyle); ''psikanalitik literatürde büyük ölçüde ihmal edilen psikopatolojinin oluşumunda kardeşlerin önemini,'' kapsamlı bir şekilde ortaya koymuş. Volkan ve Ast, kardeş ilişkilerinin, çocuklukta ve yetişkinlikte, kişiliğin gelişimi, duygusal bağlanma, savunma mekanizmaları, cinsel kimlik, yaratıcılık, travma, kayıp, yas ve terapi süreci üzerindeki etkilerini, psikanalitik kuram ve klinik uygulama açısından ele almış.
Kitap, çocukluk çağında kardeşlerin bilinçdışı düzeyde nasıl temsil edildiğini, kardeşlere dair zihinsel tasarımların, erişkinin içsel dünyasında, nesne tasarımları veya özdeşimleri üzerindeki etkilerini, kardeş yaşantılarının özgül yönlerini, kardeş tasarımlarıyla erişkinlerin içselleştirilmiş etkileşimlerini veya kardeşlerin tasarımıyla yaptıkları özdeşimleri ve bunlarla ilişkili bilinçdışı fantezileri; davetsiz misaifleri temsil eden yeni kardeşler, hayvan simgeciliği, Noel ''nevrozları'', bölgecilik, öldürücü öfke, hamilelik korkusu, suçluluk ve rahim düşlerinin kapalı yer fobisi ve ikizleşme gibi çeşitli belirtilere ve davranışlara nasıl yol açtığını, kardeşlerin ödipal çatışmadaki yerini, ölen, evlatlık alınan kardeşlerin etkisini ve ikame çocuğun yerini on yedi klinik vaka kullanarak betimliyor.
Herkeste farklı anlamları olan, herkesi farklı şekillerde etkileyen, eşi benzeri olmayan, tarifsiz, üzerine nice şarkılar, şiirler, romanlar yazılan bu büyülü duyguyu -aşkı- yaşadık, yaşıyoruz ya da yaşayacağız hepimiz. Peki Tolstoy'da nasıl dile gelmiş aşk bir de onun gözünden bakalım Anna Karenina ile.
"Bence... bence ne kadar baş varsa o
2004 Angouleme Uluslararası Çizgi Roman Festivali En İyi Çizgi Roman Albümü ödülünü almış muhteşem bir metin Sıradan Zaferler.
Adı üstünde aslında “sıradan”. Büyük büyük tespitler yapmadan, hayatın olağan akışından çıkmadan, yaşam denilen olguyla savaşmadan, ama yenilgiyi de kabul etmeden küçük zaferlerle hayata tutunmayı başarmak. Başkarakterimiz Marco’nun yaptığı bence tam da bu.
Modern dünya insanının kaygı ve korkularının kurguya ve çizimlere aktarılışı o kadar sahici ve etkileci ki, sizinle empati kuran ve duygularınızı gerçekten anlayan birilerinin olduğunu hissediyorsunuz.
Ebeveyn tutumları, sevdiğimiz kişilerin ölümlerinden korkmak, sevmediğiniz bir işi yapmak, siyasi çıkmaz içerisinde medyanın sahteciliği, göçmenlik, sanatın iyileştiriciliği, bağlanma korkusu, aşk ve arkadaşlık ilişkileri, çocuk sahibi olmak gibi pek çok önemli konuya çok derinlikli bir yaklaşım sergiliyor yazar. Son derece yalın bir dille tane tane kurguya yediriyor hepsini.
Çok ama çok sevdim. Yıllar boyunca elim hep bu metne gidecekmiş gibi hissediyorum. Bu yalnızca ilk buluşma. Çok kereler daha buluşacağız biz bu metinle. Gönülden tavsiyemdir, okuru bol olsun.
Kadın ve Erkek İlişkilerinin Psikolojisi
Uzun soluklu bir kitaptı, kitaptan öğrendiğim birçok nokta oldu. Yazar birçok başlık altında ilişkiler konusunu detaylı bir şekilde işlemiş. Tabi tekrara düştüğü yerler de çoktu onun haricinde anlaşılır bir dili vardı. Kitabın ilk bölümünde ilişkiyle ilgili algılarımızı, bir ilişkiden neler beklediğimizi, ihtiyaçlarımızdan kaynaklı ilişkiler
Bu öyküde benim okuduğum çalışma zorunluluğu olmayan bir aylağın değil;
Bir yere ait olma korkusu, alışma korkusu, alışılma korkusu, bağlanma korkusu, bağlanılma korkusu, aynılık korkusu, tekdüzelik korkusu, herkeslik korkusu ve istemediği kişilere benzeme korkusunun yaşamı idi!
Hayatımın en önemli kitabı olan "Ölü Kuşların Sessizliği"yle tanışmamdan hemen sonra başladı her şey. Büyük bir duygu devrimi gerçekleştirdi bu kitap benim sıkıcı ve monoton hayatımda. 'Ama ne yazık ki elimde değil bu kitap' diyerek biraz özlem biraz da hayıflanma içeren bir cümle bırakmak istiyorum buraya.. Ama ne derler bilirsiniz
