İrvin d.yalom bu yapıtını okuyarak hayran kaldığım yazarlardan biri oldu. Kendi anılarına, kaygılarına ve korkularına bu kadar özgüven ile çekinmeden derinden incelemeler yapması beni etkiledi. Düşünce analizleri,olay kurgulamaları, hayata bakış açısı ve başarısı fevkalade
Hastalığım beni aynı zamanda ölüm gerçeğiyle tanıştırdı. Beni genç yaşlarda öldürecek, tedavisi mümkün olmayan bir hastalığa kapıldığı mı düşünmüştüm bir süre. Ani bir ölümün kıyıda beklemesi büyük nimetti: Hiç dinlenmeden çalıştım çünkü yazmam gerekenleri bitirmeden öleceğimden korkuyordum. Sonu felaketse bir sanat eseri daha da büyümez mi? Ağzımda kendi ölümümün tadının olması bana bakış açısı ve cesaret kazandırdı. Bu, kendim olma cesaretiydi, önemli olan da bu zaten. Ben bir profesör müyüm? Bir filolog ya da filozof? Kimin umurunda?
Başkalarının zihinlerini nasıl ve ne kadar anladığımızı psikoloji literatüründen birçok bulguyla da desteklenmiş şekilde çok iyi işlemiş bir kitap. Bazı çalışmalar çok ilginçti, iyi ki yer verilmiş. Tipik kişisel gelişim kitapları gibi görmeyin ya da okkalı bir kişisel gelişim kitabı gibi görün, aynı şey. Kendi zihninize ve başkalarının zihnine
Yazarın Nietzsche Ağladığında kitabını okuduğumda, zerre okuyamadığım felsefeyi yalın diliyle anlatabildiği için çok sevmiştim Yalom'un kalemini. Çok benzer bir şekilde, bu kitapta da Psikoloji alanı aynı basitlikte ele alınmış. Psikologların el kitabı olabilecek, alanın tarihini, inceliklerini ele alan bir kitabı, benim gibi alanla ilgisi
R: Bana bir insanı gerçekten değiştirebilecek tek şeyi verdi.
D: Umut mu?
R: Farklı bir bakış açısı. Hep şöyle derdi: “İnsanları çok ciddiye alıyorsun Rohan.” İnsanlar merkezde değil derdi. Ya dünya yine bir bataklığa dönüşürse? Ondan yemi canlılar doğar. Ölüm yeni bir hayat doğurur.
Dilden çıkanlar konuşulanlar neden önemli?
Kelimelerin hayat bulma durumu var..
Kelimenin hay olma durumu değiştik..
Kelime ağızdan çıkınca bir ok gibidir yerini bulmadan sonu olmaz..
Bundan dolayıdır ki ya sus ya doğruyu söyle…
Ve en güzel Doğru Dua dır
En çirkin söz ise Bedduadır yerini bulmayanlar geri döner dedik…
Duanın dönmesi ve Bedduanın
Ağzımda kendi ölümümün tadının olması bana bakış açısı ve cesaret kazandırdı. Bu, kendim olma cesaretiydi, önemli olan da bu zaten. Ben bir profesör müyüm? Bir filolog ya da filozof? Kimin umurunda?
Hastalığım beni aynı zamanda genç yaşlarda zamanda ölüm gerçeğiyle tanıştırdı. Beni genç yaşlarda öldürecek, tedavisi mümkün olmayan bir hastalığa kapıldığımı düşünmüştüm bir süre. Ani bir ölümün kıyıda beklemesi büyük nimetti: Hiç dinlenmeden çalıştım çünkü yazmam gerekenleri bitirmeden öleceğimden korkuyordum. Sonu felaketse bir sanat eseri daha da büyümez mi? Ağzımda kendi ölümümün tadının olması bana bakış açısı ve cesaret kazandırdı. Bu, kendim olma cesaretiydi, önemli olan da bu zaten. Ben bir profesbr müyüm? Bir filolog ya da filozof ? Kimin umurunda?"