Stirner, bireye normalleştirilmiş kimliğini reddetmeyi içeren bir "ayaklanma" çağrısı yapar,böylece birey Devlet düzeniyle bağlarını koparacaktır. Bu norm takıntısını özellıkle Batı 'da,bugün dahi görmekteyiz ki burada tüm dikkatlerimiz ("etik komiteleri "tarafından gösterilen yolda) nasıl davranmamız nasıl görmemiz, kendimizi nasıl beğenmemiz, nasıl hissetmemiz gerektiği sorunları üzerine çekiliyor. Her türlü norm ihlalinin biyolojik sebeplerden kaynaklandığını düşünüldüğü ve tıbbi olarak incelendiği -bunalım, kaygı, aşırı hareketlilik ve düşük verimlilik için hapların verildiği-"biyo kültür "olarak adlandırılabilecek bir kültürün içinde yaşıyoruz. Artık eğlenmemizi hiçbir şekilde yasaklamayan, asla "Hayır "demeyen fakat şimdi hep "Evet"(yapabilirsin ve yapmalısın!) diyen kültürel bir süperego var: eğlenmeye yönelik emir var; mutlu ol,tüket, "iyi yaşam "için uğraş, tatmin bul,dolu dolu cinsel zevk yaşa, vs. Bu sadece başka bir tür normalleştirmedir -ve en az önceki yüzyılların ahlaki kodları kadar tahakküm altına alıcı, buyurgan ve acımasızdır. Kürşad Kızıltuğ
Fetih üzerine kurulmuş bir toplum, mutlaka içten içe köleleşmiş bir toplumdur.
Reklam
Bakunin: “Doğaya karşı isyan insan için komik bir girişimdir... Doğa onu sarar, içine nüfuz eder, varlığının bütününü oluşturur. Nasıl çıkılabilir doğadan? Oradan çıkma fikrini bile hiçbir zaman kavrayamamış olduğuna şaşılabilir; nereden geliyor öyleyse bu garip hayal? Nereden?” Kaçınılmaz “içkinlik”, varoluşun artık pek tanıdık olmayan doğallığı çocuksu düşüncenin gücü, herhangi bir ahlaki varlığın nihai olanaksızlığının, dolayısıyla sanallığının ispatı, tüm Platonik sapkınlığın reddedilmesinin ön koşuludur.
( e - pub )Kitabı okudu
Anarşizm üzerine söyleyebileceğimiz en olumlu şeylerden biri, geleceği belirlemek iddiasında bulunmayı reddetmesidir; o, insanların yaşayıp neler olacağını görmesini ister.
Bütün dinler zalimdir; hepsi kan üzerine kurulmuştur; çünkü tümünün dayandığı fikir, kurban fikri, yani kutsalın intikam duygusunu tatmin için insanlığın sürekli boğazlanmasıdır.
Dursun ve diğer yazarların kitaplarına uzun bir değerlendirme
Son bölümde, İslâm'a yönelik eleştirel görüşleri üzerinde durduğumuz Turan Dursun ve Erdoğan Aydın'ın genel olarak eleştirilerinin niteliği, temel görüş ve iddialarının düşünce tarihindeki yeri ve günümüzdeki anlamı ile vardığımız sonuçlar ve önerilerimizüzerinde duracağız. Şunu da belirtelim ki, yazarların eleştirileri, sadece kendi görüşlerini
Reklam
60 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.