oldukça başarılı bir eser.
kitabı almanlar üzerine bir deneme olarak da alabiliriz. Kitapta yer alan bir çok öngörüde ne yazık ki hakli çıkmıştır.
kitaptan bazı satır başları verip ne yazık ki çok okunmayan bu esere dair bal kavanozundan ufak bir parmak vereyim;
- monarşi ile tam anlamıyla demokratik bir cumhuriyet arasında tek bir esaslı fark vardır. ilkinde devlet yetkilileri egemen sınıfların çıkarına halkı ezip soyarlar. ikincisindeyse hayali bir halk sözümona devletin temsil ettiği "yasal halk", yaşayan, gerçek halkı boğazlar. ancak halk adına boğazına sarılan ellerin kendielliriolduğunu o halka anlatmak herhalde hayli güçtür.
-marx'ın sahte halk devleti tasarısı da dahil bütün devletçi sistemler, halkın, halk adına düşünen, halka rağmen davranan bir grup eğitimli ve ayrıcalıklı azınlık tarafından yönetilmesinden başka bir şey değildir.
-umutsuzluk bir insanı eninde sonunda ya ölüme ya da eyleme götürür.
-çünkü en demokratik kılığa bürünse de, on kez halktan yana olduğunu söylese de, devlet devlettir. yani halkın hapishanesidir.
-zaten bir askerin ahlaki ve siyasal eğitiminin özü, silahını imparator adına halka doğrultmaktır.
-istanbul, ingiltere gücünü koruduğu sürece bir başka ülkenin yeni başkenti olamaz.
-özgürlük ancak özgürlükle yaratılır. marksistler gibi köleleştirerek değil.