Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sonra bir çocuk gelir, yüzü kapkara, ayağında pabucu yok bunun da, üstü başı yırtık, yamalı, yıkanmıyor, yaramazlık yapıyor, besbelli, babası anası amcası dayısı eniştesi teyzesi halası dayak atar buna, nineleri onu dayaktan korumak için uzun eteklerinin içine kollarının altına alırlar mı, çocuk geliyor geliyor duruyor önlerinde, Didile çantasını karıştırıyor uzun uzun, çıkarıp bir şey veriyor, çocuk gidiyor. ne verdin, para verdim, niye, parası yok, benim param var mı, yok, bana niye vermedin, ne yapacaksın parayı, o ne yapacak, ekmek alacak, niye, karnını doyuracak, evine gitmeyecek mi, şimdi babası yemeğe gelmeyecek mi, evinde de yemek yok belki, niye, belki babasının da parası yok babası yok belki de, ne olmuş, ölmüştür belki gitmiştir belki, ekmeği evine mi götürecek, evet, niye çalışmıyor, daha çok küçük, benim gibi mi, senden çok büyük görmedin mi, ne zaman çalışacak, şimdi de çalışıyor sayılır ya, ne yapıyor, dileniyor, çiçekçinin önündeki kocaman adam da dileniyor mu, hangi çiçekçi, hani annem arada bir çiçek alır, evet evet bildim adamı evet o da dilenci, ben de dilenci olayım mı, Allah korusun gülüm o nasıl söz öyle hem bırak artık bu lafları bak eve geldik
164 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Sanki... dünyamız hakkında bir şeyler kusuyor gibi miydi, bana mı öyle geliyor bilmiyorum. Ama ilginç ve o günlerde yazılmasına karşın hâlâ bu sıfatını koruyabiliyor; bu ise daha da ilginç fakat bir o kadar da mantıklı olanı.
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021314,5bin okunma
Reklam
164 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
“Kürk Mantolu Madonna” Hakkında Bazı Mülahazalar Okuduğum kitaplarda beni en çok cezbeden şey anlatıdan ziyade yazarın iç dünyasına duyduğum tecessüstür. Bu bağlamda biraz Sabahattin Ali'nin hayatına da değineceğim bilahare. Bir kapı daha aralanıyordu belleğimden içeri. Meçhul bir kuvvet çağırıyordu beni Raif Efendi'nin gizemli dünyasına. Kitabı
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021314,5bin okunma
'' Baban senden sık söz ederdi. '' '' Öyle mi? '' '' Sende azim olmadığını söylerdi. '' '' Haklıydı.'' '' Öyle mi? '' '' Azmettiğim tek şey hiçbir şey olmamaktı; en akıllıca şey gibi geliyor bu bana. ''
Zaman makinesi olsaydı ve kendi gençliğime, mesela 17 yaşıma, dönseydim, kendime şunları söylerdim; papatyakokulummm: “En önemli şey aşk. Onu doya doya yaşa bu bir. Ne yapmayı sevdiğini bul. ve sonra o sevdiğin şeyi yapabiliyor musun ona bak. Yapamıyorsan, boşuna enerjini tüketme, yapabilenler yapsın. Yapıyorsan, dünyanın en şanslı insanlarından
Yazmamın sebebi düşünüyorum.Başka bir semtte doğmama rağmen hatırlayamadığım hayatımın ilk yılları benim için hiç bir sorun teşkil etmezken. Hatırladığım, doğumumdan sonra değiştirilen evler ve en sonunda bir tanesine karar kılınıp, çocukluğumun, gençliğimin ve şimdiki zamanlarımın geçtiği ki burada ortalama bir on beş yıldan söz ediyorum. yaşadığım bu mahallenin, sokakların, binaların daha önce ilk defa görmüşcesine hayretle bakmamın sebebini düşünüyorum. Neden şimdi bunlar bana yabancı geliyor ? İlk defa görmüş bir turist kadar yabancı ve korkakça bakmamın sebebini düşünüyorum. Nedeni; Yıllarca yaşadığım bu ayna kırıklarıyla dolu sokakların yansımasını bir mana ile bitiştirebileceken, varlığından çok sonraları haberdar olduğum sen, ve senden sonra her şeyin manasının değişmesinin, çelişkileri olabilir mi diye düşünmedim değil. Açıklayacağım bunu, her şeyi. Genel olarak yaptığım gibi konuşurken söylediklerimin yarısının beynimde takılı kalmasından dolayı insanların beni anlayamamasından öyle sıkıldım ki! Tüm kanımla açıklayacağım. Senden önce gördüğüm her şeyi dünya ve ahvalleri ile bitişik bir mana yüklemeye çalışırken, senin karşıma çıkıp, sarılmadan sonra yüklemeye çalıştığım mana değil, yalan olduğunu fark etmem, fark ettik den sonra seninle birlikte hayatımdaki her şeye yalan olmayan gerçek bir mana yüklemeye çalışmanın çelkişkisi ve tezatlığının, çarpışmasının sonucu aslında olan bir şey durumum. İki atomun çarpışması sonucu ortaya çıkan “CERN” patlaması. Nasa bu konuda benden yardım alabilir, tabii ki yardım etmek gibi bir düşüncem yok. h.a
Reklam
Muzaffer İzgü (29 Ekim 1933 - 26 Ağustos 2017)
Telsizler hemen çalıştı: “Konuk, ayı avlamak istiyormuş!” Konuk ki ne konuk, en büyük devletin en büyüklerinden… O büyük devletle öyle sıkı fıkıyız ki, kardeşten öte. Ne buyurursa o büyük devlet,biz hemen yerine getiririz, bir dediklerini iki etmeyiz; babamız, ağabeyimiz gibi bir devlet işte. Bu koskoca dost devletin, koskoca büyüğü, ayı
Sitede bir yavaşlık mı var yoksa bana mı öyle geliyor arkadaşlar?
Edebiyatın Gayesi
Sanat sanat için midir, cemiyet için mi? Sanatın ve edebiyatın gayesi faydalı olmak mıdır, sadece güzel olmak mı? Edebiyat bir lüks müdür, yoksa halk için bilgi ve ahlak yükseltici bir terbiye vasıtası mı? Kısaca “edebiyattın gayesi nedir?” Bu soru, doğurduğu birçok meselelerle, büyük bir problem ailesi teşkil eder ve XIX. Asır Avrupa’sının
360 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
YIKILDIMMM!!! Neden yahu, neden böyle olmak zorundaydı. Bu yazarlar biz okuyuculara neden bunu yapıyorlar? Okurken Day'in baş ağrıları bana garip gelmişti, hatta daha önce de olduğu söylenildiğinde eyvah demiştim bu çocuğun bir rahatsızlığı mı var? Ama kitap o kadar heyecanlıydı ki olaylara kapıldım bunu unutuverdim. Bu kadar yaşanılandan sonra, bu kadar çektiklerinden sonra neden böyle olmak zorundaydı? Çok üzüldüm, çoook... Bütün hıncımı o gıcık Tess'den çıkarmak istiyorum. Ayyy o kız amma uyuzdu yaa... Okurken June şöyle güzel bir şekilde suratına bir tane yapıştırsın dedim, kısmet olmadı. Day desen nasıl June'a aşık anlamadım hiç kusura bakmasın, Tess de Tess diye tutturmuştu. Anladık kız sokaklarda yoldaşın falanmış da June daha napsın yaranabilmek için... Kendini Tess ile düşündüğü zamanlarda kafasını duvara sürtmek istedim ama napıcaksın işte 15 yaşında yahuu bunlar... Öyle düşününce biraz daha normal geliyor insana... Karakterlerin yaşları hala böyle bir kitap için bana eğreti gelse de kitap çok iyiydi. İlk kitaptan çok daha güzeldi, ki ben tüm eksikliklerine rağmen Efsane'ye 5 yıldız vermiştim. Deha'ya elimde olsa 5 yıldız daha verirdim, yetmez yanii... Çok heyecanlı, nefes nefese bir kitaptı. İlk kitapta eksik bulduğum karakterlerin işleyişi, aralarındaki ilişki bu kitapta gayet güzel işlenilmişti. Ahhh o son beni mahfetti, dünden beri kendime gelemedim. Day'e, June'a çok üzüldüm. Şimdi de beni bir korku sardı, umarım seri kötü bitmiyordur :( Sanırım Şampiyon'a geçmeden önce bir ara verip moralimi düzeltmem lazım... Herkese iyi okumalar ;)
Deha
DehaMarie Lu · Pegasus Yayınları · 20162,847 okunma
Reklam
348 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
"Yaratıcı" kitabı çok beğendiğim distopyalardan biri oldu. Yazarın yarattığı dünya oldukça iyiydi. İnsanların yaşadığı dünyanın adı Arras... Bu dünyada nedense erkekler bir adım daha önde... Mesela kitabın bir yerinde kadınların tavuk eti yerken erkeklere kırmızı et verildiğini duyunca fecii sinir olmuştum. Bu dünyada erkekler kadar
Yaratıcı
YaratıcıGennifer Albin · Dex Yayınevi · 201357 okunma
312 syf.
6/10 puan verdi
Kişisel gelişim kitapları okurken genelde çok sıkılırım, biri oturmuş da saatlerce bana tavsiyede bulunuyor sanki yada daha doğrusu bana tavsiyede bulunması için sık sık birinin yanına gidiyormuşum gibime geliyor. Eğer beğenmezsem söylediklerini saygımdan kalkamam da... Aynen öyle hissediyorum, yarım da bırakılmıyor ama Aykut Oğut yaşadığı hikayeler üzerinden anlattığı için hal tam olarak böyle olmuyor. Olumlu düşünmenize katkısı olacak...
Bu Egoları Şişirsek de mi Saklasak?
Bu Egoları Şişirsek de mi Saklasak?Aykut Oğut · Dharma Yayınları · 2012314 okunma
SÜRVEYAN HEKİM “Doktordan satılık araba” diye ilan verirler, çok doğru aslında. Ne o arabayı kullanacak vakit bulursunuz, ne de düzenli bir hayatınız olur. Hele bir de cerrahsanız, o uyku denen tatlı şeyle bir türlü buluşamazsınız. Ben de Güneydoğu’da görev yaparken hem uykudan, hem de arabamdan mahrum kaldım. Zaten kullanmaya vakit
http://www.hakanevrensel.com/guneydogudan-oykuler-3/Kitabı okudu
Ellerim cebimde yürüyorum
Elim cebimde yürüyorum çünkü böyle yürümek hoşuma gidiyor. Babam aklıma geliyor elim cebimde yürürken, öyle yürüdüğüm için kızmıştı bana. Ne saçma demiştim, bu da kusur mudur? Fakat babam kızmıştı bana; anlamsız, çok anlamsız gelmişti, ben de içten içe ona kızmıştım. Yine elim cebimde adımlarımı sayarak yürüyorum. İnsanlardan oluşan sel üzerime
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.