Romanyalı Adrien, çocukluğundan beri seyahat etmenin hayalini kuran özgür ruhlu biridir. Büyüdüğünde ise hayalleri gerçeğe döner ve Akdeniz'e doğru yola çıkar. Gemi yolculuğunda tanıştığı Musa adındaki Yahudi bir adam ile arkadaş olur ve Musa'nın ısrarıyla onun macerasına ortak olur. Musa, kızı Sara'yı alıp evine geri götürmek için çıkmıştır bu yolculuğa çünkü kızının kötü durumda olduğunu düşünmektedir. Nitekim Sara'yı bulurlar da ancak hepsinin gözünü para hırsı bürüdüğünden geri dönemezler. Adrien'de safça arkadaşına eşlik eder.
Bu yolculukta eski arkadaşı Mihail'e de rastlar ama onu eskisi gibi bulamaz. Mihail, para ve statü uğruna kendinden ve kişiliğinden vazgeçmiştir. İşin kötü yanı, yaptıklarının normal olduğunu düşünmesidir. Adrien, çevresinde Mihail ya da Musa olmasına rağmen kendini hep çok yalnız hisseder. Gittiği her yerde, yolsuzlukla ve yalanlarla karşılaşır.
Daha önce yine aynı yazara ait olan Baragan'ın Dikenleri'ni okumuş ve çok beğenmiş olduğumdan sahafta Akdeniz'i görünce bir heves satın aldım. Bazen okurken sıkıldığımı söyleyebilirim ancak dostluk, din, hayat, sosyal yaşam hakkında verdiği mesajlar oldukça güzeldi. Bu öğretileri edindiğim için kendimi şanslı hissediyorum.
Herkese tavsiye ederim.