Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsan çıtır ekmeği ısırdığında, Kırıklar dolar kucağına, İşte orası umudun tarlasıdır. Ve orada başaklar ağırlaştığında, Sayısız ah dökülürdü toprağa.
Ah'lar Ağacı
"İnsan çıtır ekmeği ısırdığında, Kırıklar dolar kucağına, İşte orası umudun tarlasıdır. Ve orada başaklar ağırlaştığında, Sayısız ah dökülürdü toprağa."
Sayfa 18 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Nasıl yüründüğünü bilmiyorum tenhâlarda Başaklar parmak uçlarımı arıyor, tarlalar ellerimi "Paslı bir mevsimden geçiyor kalbim"
Sayfa 51 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
“Hırs Büyüyünce Karakter Küçülür...”
Başaklar Diktir Lâkin Yeri Gelince Eğilmesini de Bilirler Başaklar korkmaksızın kendilerine göğü hedef koymuşçasına yükselirlerken, Başları eğilir içleri doldukça ve eğilmesini de bilirler hedefe giderken…
“İnsan çıtır ekmeği ısırdığında, Kırıklar dolar kucağına, İşte orası umudun tarlasıdır. Ve orada başaklar ağırlaştığında, Sayısız ah dökülürdü toprağa.”
Sayfa 18 - Metis YayınlarıKitabı okudu
"İlim kibire değil, tam tersi tevazuya yonelterek sizi olgun başaklar gibi eğmeli."
Sayfa 103 - Timaş yayınlarıKitabı okudu
Reklam
İnsan çıtır ekmeği ısırdığında, Kırıklar dolar kucağına, İşte orası umudun tarlasıdır. Ve orada başaklar ağırlaştığında, Sayısız ah dökülürdü toprağa.
Metis
Bos basak dik durur.
Kibri,nefsi,enaniyeti ayaklar altına almak;başaklar tanelerle doldukça boynunu bükmek,boynunu bükdükce olgunlaşmak,olgunlaştıkça hasada yaklaşmak... Ne guzel,ne onurlu,ne erdemli bir ahlak anlayışıdır...
“Türkü tam bitermiş gibi olduğu anda, uyuklayan bozkır yepyeni, büyüleyici bir ezgiyle bir daha uyanıyor, sesi bir okşamaya benzeyen Daniyar'ı dinlemeye koyuluyordu. Biçilmeyi bekleyen başaklar göl suları gibi dalgalanıyor, seherin ilk gölgeleri tarlalarda dolaşıyordu. Değirmenin yanındaki ihtiyar söğütler yapraklarını hışırdatıyordu. Irmağın karşı kıyısında yakılmış ateşler sönüyordu artık. Bir atlı, ırmak boyunca bahçeler arasından bir görünüp bir kaybolarak köye gidiyordu sessizce. Rüzgâr, elma kokuları, çiçeğe durmuş mısır kokuları, tezek kokuları getiriyordu uzaklardan.”
Tarlalar da başak verdi, ekinler başakları çekemez, bir karış boyunda karakılçık başaklar. Kovanlar, kaya kovukları, yaşlı ağaç gövdeleri kehrübar, güneşli balla dolu. Her kovan arı beş kere oğul verdi. Her ağaç dalında binlerce telaşlı kanatlı oğul. İncirler ballı, narlar kocaman, yarılmış, kırmızı billur taneler. Toprak işlenmiş, dost.
Sayfa 341 - Tekin YayıneviKitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.