Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gök ekini biçer gibi! Başaklar daha dolmadan...
İnsan çıtır ekmeği ısırdığında, Kırıklar dolar kucağına. İşte orası umudun tarlasıdır. Ve orada başaklar ağırlaştığında, Sayısız ah dökülürdü toprağa.
Sayfa 18
Reklam
Orak ile başağın öyküsünü bilir misin? Ölüm orağın ağzını biler ve böylece başaklar yerlere kapanıp secde eyler
Sayfa 102Kitabı okudu
Doğu yeli esiyor karşıdan kirpiklerim tozlu, Ergin başaklar geçiyor iki yanımdan Sensiz... Bir serin denizde misin kumda mısın? Öyle mi omzunda kuruyan deniz tuzu Bensiz... Çorak tarlada geçkin bir at çakalı, Bir telli kavak bir zeytin bir kuş Sensiz... Evde misin masal söyleyenin var mı? Açık mı kapılar yataklar boş mu Bensiz...
Göç Sıla sıygası ezber edilen, g/öç beliren… Kahverengi Ya da Koyu renk perdeler gece çekilirdi camlara; Kâbuslar da gece başlardı. Ara sıra...
AY IŞIĞI Ay ışığı kutsal sevgilim Fısıltıların yumuşak toprakta Ayak izlerime doluyor Sen de terkedip gitme Sularla oynaşmaya Doğur beni ışığınla Lekeli yüzüne Bulaşmış gibi yeni bir iz Şarkımızı çalıyor dağlar Haydi dans edelim özlemle Çakışsın bedenlerimizdeki giz Mırıl mırıl büyüsün başaklar Barış içinde çoğalsın sevgimiz.
http://www.siirperisi.net/siir.asp?siir=47
Reklam
"İnsanlar başaklar gibidir içleri boşken başları havadadır doldukça eğilirler." Michel de Montaigne
Su dalgalanıyor, ağaç secdeye varıyor, buğday tarlasında başaklar yatıp kalkıyor. Rüzgarın cismi yok yani, varlığı ancak oluşturduğu etkiden anlaşılıyor. Doğru, zamanın bir mahlûk olduğu, öyleyse zamansız bir âlemin var olduğu. Zamanlı ve zamansız âlemler arasında bir kapının yarı açık durduğu. O kapıdan geçmenin her zaman değil ama zaman zaman mümkün olduğu.
Sayfa 162Kitabı okudu
Nazar
Nazarım mı değdi yüzüne Yere düştü bakışların Gücüm yetmez, elim uzanmaz Bir buseyle, bir dokunuşla Yüzünü yerden kaldırmaya. Büyüsüne kapılır giderim güzelliğinin. Ben şaşkın, gözler şaşkın, eller şaşkın. Masallardaki beyaz atlı prensi kıskandıracak kadar Parmakları kesmeye sebep Yusuf kadar... Bir ben miyim Züleyha olamayan Bir ben miyim Yusuf yerine kendimi zindanlara kapayan. Gözlerinin karasına hapsolan ben miyim. Ben miyim kendini kuyularda arayıp da bulamayan. Aşkına verdiğim savaşta Kalemim sağ elimden düşecek olursa, Sol elimle tutabilir miyim. Bir karış toprağa sığmasam da Mürekkebime karışır mı kanım... Kuyudaki son damlayla boğulan ben miyim. Ve o son damlayla ıslanan içimdeki sen. Kurur musun göz bebeklerimden güneşe sarkıtsam Sonra seni tarlalardaki başaklar gibi toplasam. Bakışlarını uzatır mısın bana Sonra istesem nazarımı geri verir misin bana. Söyle, geri verir misin?
Sayfa 46 - Tilki Kitap
Usulca boynunu eğip gözlerinin derinliğinde kaybolan birine rastlarsan, aklına başaklar gelsin. Bilirsin dolu başak dik duramaz.
Reklam
DOLLY Sabah sabah, gün ağarmadan, çiy vakti; Ovuştura ovustura ellerini, Turfanda faraziyeleri topluyor... Daha dünyanın sarı lambası ; aydınlığını çakmamış bile.... Turnalar, göçe yeltenmemış, Başaklar, seyrelmemiş daha... Aşa ana 'nın sütü kesilmemiş bile; yoğurdu tutmamış... Tutmuş da örnekleri kopyalıyor, Edepsiz! Haşa... Farabi, gökbilimciydi. Fuzuli, ünlü su kasidesinin şairi... Onlar, izlerini bırakanlardı; tarihe adını veren niceleri gibi. Zihinlere , kalplere ve de tarihe hükmettiler. ..... Hepsi iyi de seninki..? Sepetinden dök lütfen tüm faraziyeleri. Ve kopyaladığın örnekleri; tarihin ilki Dolly! N.K ( Feryad-ı naz )
Şuraya bak! Uzaktaki buğday tarlalarını görüyor musun? Ben ekmek yemem. Buğday hiçbir işime yaramaz. Bu yüzden de tarlalar bana hiç birşey hatırlatmaz. Buna üzülüyorum. Ama senin saçların altın rengi. Altın renkli başaklar bana seni hatırlatacak.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.