Birincisi 'zaaf', ikincisi 'dağınıklıktır'. Birçok olayda biz iradesiz dağınıklıklardan başka bir şey değiliz. Halbuki irademizi kuvvetlendirmek ve hayatımızı dengeli bir bütününe ulaştırmak idealin ayrıcalıklarındandır.
İyilik ve kötülük bilgisi ağacın meyvesini yeme iğrenç suçunu işledikleri gerekçesiyle bahtsız çifti cennet bahçesinden kovmak için. O zamana dek bilinmeyen ilk günahın ilk kez tanımlanmasının kökeninde bulunan bu olay asla yeterince açıklanamadı. Öncelikle, bilgilenmenin -özellikle de iyilik ve kötülük gibi nazik konularda- cahil kalmaya her zaman tercih edilir olduğunu anlamakta en yontulmamış zeka bile hiç güçlük çekmez; henüz icat edilmemiş bir cehennemde ezeli mahkumiyet riskini, farkına varmadan, herkes göze alabilir.İkinci olarak, efendi’nin öngörüsüzlüğü apacık ortadadır; çünkü bu meyvenin yenmesini gerçekten istememiş olsaydı çare basitti: Ağacı hiç dikmemesi, başka yere yerleştirmesi veyahut dikenli tellerden bir çitle etrafını çevirmesi yeterli olurdu.
Gelen her yeni ülkü, terimlerini de getirmek zorundadır. Bu, yeni bir kültür değişmesi işidir. Yeni kültür yerleşmesinde, veya bir kültürün bir başka kültüre dönüşmesinde, yeni, âdeta büyülü bir dil ve üslûp şarttır.
TSK'daki askerî, NATO'daki uluslararası,
Bilkent ve başka üniversitelerdeki akademik, TİKA'daki yumuşak güç ve Başbakanlık'taki devlet organizasyonu ve diplomasi tecrübesi
Hakan Fidan'ı istihbarattaki dönüşümü
başlatmaya ve sürdürmeye hazır hale getirmişti.
"Çağımızda kasten dikkatten kaçırılan şey bilginin mahiyetidir. Sarih bilgi hakkında bir fikrimiz olsaydı cehaletten kurtulma yolunun Allah'a veya bir ilâha inanma belirsizliğinden geçmediğini bilirdik. İnananlardan biri olsun da neye inanırsa inansın diyen ceha- let batağının en derinine saplanmıştır. Cehaletten ancak Allah'tan başka ilâh olmadığına inanarak değil, Allah'tan başka ilah olmadığını fehmederek kurtulabiliriz."
Bir kadın anlayış dışında başka özellikleri için sevilir. Güzelliği, gençliği, neşesi, güvenilirliği, karakteri, hataları, kaprisleri ve kim bilir daha neleri için sevilir. Ama kesinlikle anlayışlı olduğu için sevilmez.
"Cehaletten kurtulmak herkesin lehinedir. Vaktiyle kurtulmuş olan Kur'an nâzil olduğu için bu nimete erebildi. Kur'an-ı Kerim'den başka hiçbir bilgi kaynağı yok. Buna fanatik bir yaklaşım diyorsanız, öyledir..."
"Şairler de yazarlar gibi, kadının gerçekliğini anlamaya çalışıyorlar, ama bugüne kadar, onun kalbinin sırlarını anlayamadılar. Çünkü ona sadece arzularının prizmasından bakıyorlar ve onu sadece vücudunun güzelliğine göre ya da nefretin o deforme eden büyütecinden bakıp değerlendiriyorlar; böyle olunca da, onda zayıflıktan ve boyun eğişten başka bir şey göremiyorlar."
İnsanoğlu ne ayrılır ne de birleşir, ne bir şeyin iyice içine gömülür ne de dışına çıkar. Özerkliğini (Rank'ın söylediği gibi) "doğada sivrilerek" olumlar ya da başka bir güçle birleşerek güvenlik arar. Ya kendi babası haline gelir ya da ebedî oğul olarak kalır. İnsanı, "teslimiyeti arzulayan ya da güç için yanıp tutuşan" biri olarak tarif ederken Fromm'un kastettiği de kesinlikle bu olmalı.