104 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Nietzsche okumalarına aşinasanız sizi şaşırtmayacak bir kitap... Üstad yine kendine has kibriyle bazı düşünürleri (tarihe damgasını vuran filozofları) deyim yerindeyse yerden yere vurmuş. Nietzsche okumaya yeni başladıysanız kesinlikle ilk tercihiniz bu kitap olmamalı, "Putların Alacakaranlığı" Nietzsche'nin bir çok birikiminin harmanlanmış hali gibi, yani bu kitabı sindirebilmek için yazarın üslubunu tanımak gerekir. Onun da deyimiyle "Bu küçük kitap, büyük bir savaş ilanıdır." bize öğretilen her ezbere, sorgusuz sualsiz başkalarından miras aldığımız her kutsala, diğerlerine, kendimize bir başkaldırıdır. Kısacası farkındalığı yakalamak için her şeyi alt üst etmek gerektiğini dile getirir. Ve tabi ki unutulmaması gereken en özel nokta, herkesin kendi ruh haliyle, kendi değerleriyle okuduğundan çıkarımlarıdır. Kitap nasıl yazarına özelse okuyucusuna da aynı oranda özeldir. Asi bir kalem, Eyvallahı olmayan bir Asi, - Nasıl bilirdiniz? - Asi bilirdik...
Putların Alacakaranlığı ya da Çekiçle Felsefe Yapmanın Yolları
Putların Alacakaranlığı ya da Çekiçle Felsefe Yapmanın YollarıFriedrich Nietzsche · Can Yayınları · 20216,3bin okunma
Gerici Türk burjuvazisi, ezilen sınıfları kendi ideolojisinin etki alanına çekmek için İslam dinini kullanıyor. Sömürü ve yokluk içinde boğulmuş halk kitlelerinin ağır ekonomik durumu, mistisizm için zemin yaratıyor. S. Turhanov, bununla, bazı kentlerde çalışmalar yürüten Bahai bir örgütün örgütlenme süreciyle doğrulanan dindarlığın, son zamanlarda Türkiye’de güçlendiğini açıklıyor. Gericiliğin canlanması da eski düzeni koruma yönünde, açıkça İslami bir söylemle ortaya çıkıyor. S. Turhanov, 1930 Aralığındaki Menemen başkaldırısına ilişkin bilgiler veriyor. İsyanın elebaşı Derviş Mehmed, kendini, sözde İslamı egemen kılmak üzere yeryüzüne gelmiş bir “mehdi” (Mesih) olarak ilan etmişti. Dincilerin Türkiye’deki eylemleri güçleniyor; bununla birlikte onlar, toplumsal yönden aşağılanmışlığından, politik haksızlığa uğramışlığından, yoksulluğundan, cehalet ve eğitimsizliğinden yararlanarak köylülüğün içine yuvalanıyorlar.
Sayfa 278 - Evrensel YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Nefretin Güzergahı
''(...)Kusursuz marifetler, kamu teşebbüsleri seviyesine düşer; kutsanma en hafif gözyaşını bile soldurur. Jandarma tarafından korunan bir melek- doğrular böyle ölür, coşkuların miadı böyle geçer. Bir başkaldırının haklı çıkması ve ateşli taraftarlar yaratması, bir vayhin yayılması ve buna bir kurumun el koyması, zamanında yalnızlığa mahsus olan- birkaç hayalci çömezin hissesine düşen- ürpertilerin satılmış bir varoluşla kirlenmesi için yeterlidir. Bana şu dünyada iyi başlayıp kötü bitmeyen tek bir şey gösterin. En kibirli çarpıntılar, tabii vadelerini doldurmuş gibi, bir lağıma gömülür ve atmaz olurlar. Bu güçten düşme, yüreğin faciasını ve tarihin negatif yönünü teşkil eder. Başlangıç aşamasındaki sekterlerin kanıyla beslenen her ''ideal'' yıpranır, kalabalık tarafından benimsenince de sönüp gider. Okunmuş su kabı tükürük hokkasına dönmüştür: '' İlerlemenin'' kaçınılmaz ritmidir bu(...)''
Sayfa 85 - MetisKitabı okudu
360 syf.
·
Puan vermedi
Yaklaşık bir buçuk ayımı alan bir kitap oldu. Sanırım altını çizmediğim sayfası yok denecek kadar az. Çok etkilendiğimi belirterek başlamak istedim. Kitap başkaldırının tarihi üzerine şekilleniyor ve devamında tarih sahnesine çıkmış kalemi ve kimliği güçlü kişiliklere tek tek konu başlıkları dahilinde değinilmiş çarpıcı bir kitap. Hegel,Hegelciler, Marx, Nietzsche,Dostoyevski,Saint-Just, Comte de Lautréamont, Napoleon,Sezar,Turgenyev,Stalin,Mussolini, Hitler…(Liste baya uzun) gibi ünlü lider ve düşünürlerin başkaldırılarının içerikleri nedenleri ve sonuçlarını detaylı bir şekilde ele alışı çok yoğun bir keyif veriyor. Hayır diyen insanların “hayır” larının gölgelerini ve gerçekte ne olduğunu gözler önüne seren bir eser. Genelde bir durumu yaşarken insanlara kuşlar ve gökyüzü gösterilir fakat arka tarafta olayların iç yüzü bambaşkadır. Gerçek başkaldırıyı yapmış insanlarla, başkaldırı yapıyor gibi görünüp ardından yalnızca kendi düşlerini gerçekleştiren insanları aktarıyor. Oldukça sert eleştiriler barındırdığını belirtmek isterim.(Aslında sert değil gerçeklerin yüze vuruşu diyebiliriz.) Tarihe yön veren olaylara değinimi çok muazzamdı. Okudukça yaşamınıza yeni kelimeler ve yeni düşünceleri ekleyebileceğiniz,anlatılan destanlarla asıllar arasında mekik dokuyacağınız, insan doğasını apaçık gözler önüne seren dopdolu bir kitap.
Başkaldıran İnsan
Başkaldıran İnsanAlbert Camus · Can Yayınları · 20152,651 okunma
Onlarca yıldır, sanayi ve ticaretin tarihi, modern üretici güçlerin modern üretim koşullarına karşı, burjuvazinin ve onun egemenliğinin varlık koşulları olan mülkiyet ilişkilerine karşı başkaldırısının tarihinden başka bir şey değildir.
Doğaötesi başkaldıran (Tanrı'yı) yoksaymaktan çok, meydan okur.
Köle, karşı çıkışında, başkaldırdığı efendinin varlığını kanıtlıyordu...Doğaötesi başkaldıran da, varlığını kesinlediği bir gücün(Tanrı'nın) karşısına dikildiği zaman, bu varlığı ancak onu yadsıdığı anda doğrular...Öyleyse doğaüstü başkaldırının tarihi tanrısızlığın tarihiyle birleştirilemez.Başkaldıran kişi, yok saymaktan çok,meydan okur.
Reklam
181 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.