Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
YILMAZ ÖZDİLİ'İN BU YAZISINI NE ZAMAN OKUSAM GÖZLERİM DOLAR...BUGÜN YİNE PAYLAŞMIŞ TABİ BU SEFER ANAFİKİR BAŞKA. BEN SADECE BİR KISMINI PAYLAŞIYORUM. BUYRUN: Kıbrıs'ta vuruşmuş, gazi olmuş bir astsubayın, kahraman bir babanın evladıydı. Gölcük'te lojmanda doğmuştu. Liseyi bitirince Deniz Harp Okulu'na yazıldı. Sevgi'yle tanıştı. Aşık oldu.
Mezarlık Çocukları..
Mezarlık çocukları, meydandaki çeşmenin çevresindeki ağaç gölgelerinin altında birikmiş gülüşüyorlardı.. Oğlanlar mezarların mermer çerçevelerine oturmuş şakalaşırken, kızlarda ölü yakınlarının bıraktığı çiçeklerin kafalarını koparıp birbirlerinin saçlarını süslüyordu.. Bazıları okula gidecek yaşa gelmemiş, bazıları okula hiç gitmemiş, bazıları da
Sayfa 196 - Doğan Egmont Yayıncılık ve Yayıncılık Tic. A.Ş
Reklam
KİM BİR BARDAK SOĞUK SU İÇERSE BENİ HATIRLASIN. Hz. Hüseyin Kerbela, yeniden var olmak için atılmış ölümüne bir adımdır, ölümüne bin adımdır. Âşık olmanın adıdır ölüme en Yüce’nin hatırına. En Yüce’nin hatırına ölümle kıyılmış nikâhtır bu, Hüseyni bir nikâh. “Kerbela, bir feryattır. İkiyüzlülüğe, kaypaklığa ve arkadan vurma alçaklığına
Bir ilaç içsem bari diye düşündüm, Biraz kolonya sürünsem, Ferahlasam, pencereyi açsam. Şöyle bir şey yazdım sonra: Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde. Berbattı, Bir şiire böyle başlanmazdı. İç ses diye söylendim, Ardından Yıldırım Gürses... Aptal aptal güldüm bir de buna. Ayşecik
Emekçi kadınlar günümüz kutlu olsun
1- Bir ilaç içsem bari diye düşündüm, Biraz kolonya sürünsem, Ferahlasam, pencereyi açsam. Şöyle bir şey yazdım sonra: Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde. Berbattı,
Kelâmgâh Kalemin Gözyaşları
Kimimiz ne aradigimizi bilerek düştük  kimimiz ise ne aradığımızı bilmeden,  arayışımızin bizi hangi sonuçlara goturecegini bilmeden  ciktik bu yola... Benlik kaftanından kurtulup Hiç'lik yoluna düşebilme cesaretiydi tek arayışımız... Bir söz var " Mevlam ne güzel söylemiş Seni yarattım 'kul' diye Ara beni 'bul' diye"    ne güzel bir ifade  ... "Aslında tek ihtiyacımız acziyetimizı bilerek Rahman ve Rahim olan Allah'ın eşsiz lütuflarına şükür edip aynı zamanda  tedbirle birlikte tevekküle ve tefekküre sımsıkı sarilmaktı. Belkide bununla birlikte bi adım daha ilerleyip  bunlarin sirayetinde arayışımız hakiki manasına ulaşacak ve bulduğumuz umdugumuzdan daha güzel olacaktı... Her şey gönlünce olsun. Ömrünüz bayram, Bayramımız mübarek olsun . (ÇGEU-BE)( Sürç-i lisan etmişsem affola )
Reklam
Bir ilaç içsem bari diye düşündüm, Biraz kolonya sürünsem, Ferahlasam, pencereyi açsam. Şöyle bir şey yazdım sonra: Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde. Berbattı, Bir şiire böyle başlanmazdı.İç ses diye söylendim, Ardından Yıldırım Gürses... Aptal aptal güldüm bir de buna. Ayşecik vazoyu
" 57. Alay Komutanı Yarbay Hüseyin Avni Bey bayram ziyaretine gelen 27. Alayın yeni komutanı Binbaşı Halis Bey ile tabur komutanlarına: " Beyler... dedi, İstanbul'u, mahallemi, sokağımı, evimi, eşimi, oğlumu, kızımı çok özledim. Siz burada savaşırken bırakıp izinli gitmeye utanmıştım. Şimdi Mustafa Kemal Bey sayesinde durumumuz iyileşti. Karar verdim. Ben de izne gideceğim" "- Ne zaman?" "- Haftaya... Birkaç gün kalsam yeter." Hüseyin Avni Bey, öğleden sonra Halis Bey'i ziyarete gitmek istiyordu, gidemedi... Serseri, hain, rezil bir obüs mermisi 57. Alay karargâhına düştü. 57. Alay Komutanı Yarbay Hüseyin Avni şehit oldu. Olayı duyan vurulmuşa dönüyordu. Bayram zehir zıkkım oldu. Mustafa Kemâl Çamlıtekke'deydi. Hüseyin Avni Bey'i ne kadar sevdiğini bilenler acı haberi söyleyip söylememekte kararsız kaldılar. Haberi vermeyi Cevat Abbas Bey üzerine aldı. İçeri girdi. Olayı kekeleyerek açıkladı. Mustafa Kemâl'in yüzüne baktı. Anlamamış ya da inanmamış gibiydi. Sonra ağır ağır gözleri doldu, taştı, gözyaşları yüzüne akmaya başladı. Taştan, demirden sanılan, o yorulmaz, uyumaz, acıkmaz, kurşun işlemez komutan ağlıyordu. Gece 57. Alayın makineli tüfekleri, öfke, gazap, nefret, hınç ve lânet kustu. Makineli Tüfek Bölüğü Komutanı hiç yapmadığı bir şey yapmış, 3. Nolu tüfeğin başına kendi geçmişti. Karşıdaki siperlerin kum torbalarını delik deşik etti, parçaladı, mazgallarını devirdi. Görünen, kımıldayan, sürünen her gölgeyi biçti. Bağıra bağıra, küfür ede ede, ağlaya ağlaya, namlu kızarana kadar...
Sayfa 527
165 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.