Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kalp, insanın gözü, kulağı, nefesi, ruhuymuş... Hem çok gururlu hem de gurursuzun önde gideniymiş, tabi konu aşk olunca... Normal zamanda sadece vücuduna kan pompalamaya yarayan o et parçası, gün gelir an gelir o göğsü parçalayıp çıkmak için oradan kaçıp saklanmak birilerine sığınmak ve bu amansız acıya son verecek ilacı aramak için var gücüyle
deftere yazılan notlardan / his:
sonra köşeyi gördü. bazen, görünür bir sebep olmadan, insana önünden geçtiği yapı, bir sokak köşesi, üstünde oturduğu sandalye hayatında önemli bir yer tutacakmış gibi gelir. işte bu köşede bugün bir şeyler olacaktı.
Sayfa 47 - yky
Reklam
22:13
İnsan bazen yalnız hissediyor kendini. Onca seveni, önemseyeni, merak edeni varken üstelik. Bazen aldığımız her nefes bir oflamamıza kurban gider. İçimiz sıkılır. Çoğu zaman somut bir sebebi bile olmaz bunun. İşte şu an öyle bir yalnızlığın, öyle bir iç sıkıntısının içerisindeyim. Elimde, gözümle gördüğüm, elimle tuttuğum hiçbir sebebim yok. Belki kırgınım, belki yorgun... Haberim bile yok. Ruh halimi deriz, bunalım mı... Nasıl adlandırsak bilemeyiz. Bir anlık çöküntü, belki koca bir içe gömülme. Belki de; hiçbir şeyi anlamadan, farkına varmadan, sessiz sedasız bir yolculuk kendine.. Canımı yakan şeyler olduğunu biliyorum ama ne olduğunu bilmeden cayır cayır yanıyorum. Ne aptalca bir his bu. Belki yavaş yavaş yok oluyorum. Anlamlandıramıyorum, adlandıramıyorum. Şu anda yaşamış olduğum şeyi anlayamıyorum. Düşünmek istemiyorum. Kimseyle konuşmak istemiyorum. İçimden gülmek gelmiyor. Öylece bir kenarda kalakalıyorum. Sigara içemiyorum. Her şeyi içime atıyorum. Kendimi de oraya taşımayı seviyorum. Bana benden zarar gelir mi? Bilmiyorum. Belki de, kendime en büyük zararı ben veriyorum. Uyumak istiyorum, unutmak istiyorum. Yeniden başlamak istiyorum. Ve hepsi şu an oluyor. İçimi koca bir hüzün denizi kaplıyor yine. Ama ağlamıyorum. Sonra dönüp diyorum ki kendime; "Ben hala neden yaşıyorum"... A.U
212 syf.
9/10 puan verdi
Hikaye anadolunun kuş uçmaz kervan geçmez, elektriksiz, susuz, yolsuz çorak arazileri üzerine kurulmuş bir köyünde, ahlat ağacına sırtını dayamış, cigarasını tüttürerek dalıp giden kahramanın,bir anda Islak Kaya’yı görmesiyle başlıyor. İçine ıslak kayanın altında su olacağına dair bir his kaplıyor içini ve bu duyguya umuda bağlanıp başlıyor su aramaya.. “Bir umuttu yaşatan insanı.” diyor ya hani şarkıda. Tam da böyle bu umuda tutunuyor kuracağı bahçenin hayaliyle başlıyor su aramaya.. Tek derdi suyu bulduğunda kuracağı meyve bahçesi oluyor.. “İnsanoğlu dünyaya niçin gelir? Herhalde bir bahçe kurmaya gelir. Bu düşünceyle gülümsüyorum. Dünya dediğimiz de bir gurbet değil mi?” (sf.70) "Bu dünya hayatı ancak bir eğlence ve oyundan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte gerçek hayat odur. Keşke bilselerdi!" Dünya dediğimiz de bir gurbet, evet. Bir gün buradan göçüp gideceğiz. Geride sadece bahçemiz kalacak. Bir tutkuyla, bir şeyler yeşertmek hevesiyle başladığımız işlerde bazen tutkunun esirine dönüştüğümüzü fark ediyoruz. Tutkumuz gayemize ulaşmak için bizi kuvvetli kılarken zihni frenlemediğimiz, kalbi tutmadığımız yerde gayemizden şaşabiliyoruz. Hayat bir denge oyunu oysa. Bahçeler bize iki dünyayı sunan birer aracı. Oyunu kazanmak için aracıyı iyi kullanmak lazım. Yoksa her şey beyhude. Dilerim hiçbir nefesimiz beyhude bir ömür için harcanmasın.
Beyhude Ömrüm
Beyhude ÖmrümMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 20198,3bin okunma
56 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 saatte okudu
Anneme aşık oldum, babam kapı dışarı!
Freud’un ünlü Oidipus karmaşasına veren Oidipusla nihayet tanıştık. Elbette çok duydunuz çok yerden okudunuz. Ne diyordu Freud; çocuğumuz öyle bir yaşa gelir ki karşı cins ebeveynine duyduğu büyük sevgi sonucunda aynı cins ebeveynini saf dışı etmeye çalışır. Bunun için çeşitli durumlar sergiler, krizler geçirir. En nihayetinde süreci iyi yöneten
Kral Oidipus
Kral OidipusSophokles · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20198,8bin okunma
öyle günler olur ki yalnızca nefes alıp vermek bile bitkin düşürür seni. hayata sırtını dönmek daha kolay gelir, ortadan kaybolma düşüncesi huzur verir. ben de uzun bir süre güneşin olmadığı bir yerde kaybolmuştum. çiçeklerin yetişmediği bir yerde. fakat ara sıra bu karanlıktan sevdiğim bir şeyler çıkar ve beni hayata döndürür. mesela yıldızlı
Reklam
Dark: Hoşuma Giden Sözler
Tanrım, bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için cesaret, değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için sabır, bu ikisi arasındaki farkı anlamak için akıl ver. (S1B1) Zamanın doğrusal olduğuna inanırız. Muntazam şekilde ebediyen ilerlediğini düşünürüz. Sonsuza dek. Ancak geçmiş, şuan ve gelecek arasındaki fark illüzyondan başka bir şey
Geoffrey Chaucer ve İngiliz Edebiyatı (Başlarken)
Milton ve Shakespeare’le birlikte İngiliz edebiyatının üç devinden biri olan Geoffrey Chaucer tahminen 1340-43 yılları arasında doğmuştur. Babası John Chaucer adında bir şarap tüccarıdır. Chaucer adının geçtiği ilk yazılı belge Ulster kontesi Elizabeth’in 1357 tarihli harcamalar defteridir. Bu defterde, bu isimde bir içoğlanına (page) elbise
379 öğeden 231 ile 240 arasındakiler gösteriliyor.