Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aynı cevap üçüncü kez verildi: "Ateş nasihat değil, cezadır." Şaşkınlığım artıyordu. Kafasını kaldırdı ve o anda bu adamı tanıdığımı fark ettim. Bir süre önce gece yarısı bir apartman girişinde karşılaştığım adamdı bu. Doğrusu böyle bir yerde karşılaşmayı hiç ummuyordum. Aslında bir daha karşılaşacağımızı da ummuyordum. "Senin ne işin var burada?" "Ateşe vermek değil, oturup bir bir anlatman gerekirdi." "Buraya nasıl düştüğümü kimden öğrendin?" "Sözü yeteri kadar kullanmadın. Doğrunun ne olduğunu biliyorsan, onu taşımanın zorluklarını da göze almalısın." "Olanları nereden biliyorsun?" Ona soru sormamın bir faydası yoktu. Ben ne sorarsam sorayım o istediği cevapları veriyordu. Soru sormamışım gibi ne isterse onu anlatıyordu.
"O günlerde yaşadıklarım bana şunu söylüyordu: 'Sen artık özgürsün!' Gerçekteyse bu bir aldatmacaydı, ben tam olarak özgür değildim, çünkü o yıllarda yazdıklarım yine seninle ilgiliydi, yüzüne karşı şikâyet edemediklerimi kaleme aldıklarımla anlatıyordum. Onlar senin neden olduğun uzun bir vedalaşmaydı, ancak hangi yönde ilerleyeceğine ben karar veriyordum."
Reklam
Ağlamamak üzerine gizli bir sözleşme yapmış gibiydik. Kız kardeşim, ben ve annem. Üç insan, artık bedenlerine sığdıramadıkları acıyı nasıl gizleyebileceklerini hesap ediyordu. Hasta bakıcının getirdiği yeşil ameliyat elbisesi sözleşmenin sona erdiğini bildiriyordu adeta. Ağlamaya başladık. O kadar ağladım ki sonrasında hiç o günkü kadar ağlamadım. Kapıda bekleyen komşu kadınlar teskin etmeye çalışıyordu. Nazlı ellerimi tutup başımı göğsüne yasladı. Bir erkek ancak bir kadında sükûnet bulur. Bir süre sonra sustum.
Gece yarısında saniyelerle yarışıyordum. Annemin odasına girip kollarından tutup "Anne uyan lütfen!" diye bağırarak, ağlayarak sallıyordum. Zavallı annem ne olduğunu hemen anlayıp sıkıca sarılıyordu. Başımı okşayıp teselli etmeye çalışıyordu. Bundan bir türlü kurtulamıyordum. Annemin nefesini ellerimde taşıyordum ve bir an önce ona yetiştirmeye çalışıyordum sanki. Çok fazla yoruluyordum elbette. İnsanın annesine nefes yetiştirmesi ne kadar zordur tahmin bile edemezsiniz. Hele o sırada uyuyakalıp sabah uyandığınızda, annenizin nefesi hâlâ avuçlarınızdaysa yaşayabileceğiniz çöküntünün derecesi anlatılmaz. O yüzden bir dal parçasının üzerinde uyuyordum ben de. Dalmamak için, kendimden geçmemek için...
Benim bütün hayatımda gördüğüm ve tahayyül ettiğim güzelliklerin hülasasısın (özetisin). Ben ne kadar şafak gördümse, incitmeyen ışıklarla ufukta yükselen güneşe ne kadar baktımsa, o kadar senin güzelliğinle temasa geldim, sabahları ılık rüzgârla gıdıklanan ve ürperen çiçeklerin tatlı renklerinde, latif kokularında sen vardın. Geceleri yumuşak gölgelikler arasında gezinen, gümüş yapraklardan berrak bir su gibi damlayan ay ışığında sen vardın. Sen yalnız güzel bir kız değil, her güzel şeysin. Sana bakan gözler, dünyanın bütün güzel ve harikulade şeylerinden vazgeçebilirler.
Sayfa 67 - Ötüken Neşriyat 2021 BaskısıKitabı okudu
Onbirinci Bürhan (Onbirinci delil,hüccet)
Gel, ey arkadaş! Şimdi sana geçmiş olan on bürhan kuvvetinde kat'î bir bürhan daha göstereceğim. Gel, bir gemiye bineceğiz; şu uzakta bir cezire var, oraya gideceğiz. Çünkü bu tılsımlı âlemin anahtarları orada olacak. Hem herkes o cezireye bakıyor, oradan bir şeyler bekliyor, oradan emir alıyorlar. İşte bak, gidiyoruz. Şimdi şu cezireye
Reklam
Dua
Allah' im! Yüceler Yücesi Allah' im! Kendisiyle dügümleri çözeceğin, kederleri gidereceğin, tasa, gam ve hüzün sebeplerini yok edecegin ve talepleri gerçeklestirecegin bir salât ile Efendimize (s.a.v.) salât eyle. Ah Rabb'im! Kendimi düzeltme, nefsimi islah etme imkânlarindan beni mahrum eyleme! Bana öncelikle dua kapilarini ardina
Sayfa 136Kitabı okudu
Yönetici olan oydu, kadındı. Özel- likle Clay'in muhteşem suratındaki ifadeleri izlerken, onu okşarken gözlerinin yukarı doğru kaymasından bunu daha iyi anlayabiliyordu. Bu sırada Clay, Julia'nın avucunun içinde ileri geri gidip geliyordu. Julia boşta kalan elini süveterine sonra da sütyeninin kenarına daldırarak daha önce oraya
Sayfa 94
Etrafa kırıldığım zaman beni sen teselli edeceksin, işte o zaman ben her şeyi unutarak senin boynuna sarılacağım.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.