Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"pencereden kar geliyor" ... gece gece şairler ve pencereleri... ''Bir pencere, bakmaya Bir pencere, duymaya Bir pencere, yeryüzünün yüreğine ulaşan tıpkı bir kuyu gibi'' (furuğ ferruhzad)
'seni seviyorum,ama sen olduğun için değil,seninleyken olduğum ben için.'(ERİC FRİED)
Reklam
Beni sevmiyorsan eğer korkma ben seni ikimize de yetecek kadar çok seviyorum ...
40 Yaşındasın Rahmetini umarak Günahkar bir dille; Allah Azze ve Celle Ya Rasulallah, lemlere rahmet hayatın geçiyor kalbimizden,
BİR GECE gecede bir uyku,  uykunun içinde ben...  uyuyorum,  uykudayım,  yanımda sen 
- Tamam, sevmek zorunda değilsin biliyorum ama daha fazla yakma canımı. Kaldıramam hepsini. Beni sevmemen, istememen yeterince üzerken daha fazlasını yaşatma lütfen. Saygılı ol biraz, ben seni uzaktan da sevebilirim böyle; hiçbir şey beklemeden, asla olmayacağını bilerek, biz diye bir şeyin olmadığını anlayarak. Gerekirse başkasıyla olmana bile dayanırım. Unuttum derim her sorana. Artık ismini bile duymak istemiyorum derim, sanki doğruymuş gibi. Seni beynimden atmak için elimden geleni yaparım yani. Şifremi değiştiririm. Duvar kağıdımdaki, bilgisayarımda ki resimlerini silerim. Seni hatırlatan şarkıları dinlemem ama unutmamı bekleme. Kolay mı sanıyorsun? Ben istemedim mi sanki? Birden hayatına girip kendine bağladıktan sonra hızla çıkan birini unutmak öyle kolay değil. Canımı ne kadar yaktığını, farkında olmadan yaşattıklarını tahmin bile edemezsin. Ama seni çok seviyorum; canımı en çok yakan, beni sevmeyen, her gün onun için ağladığımı bilmeyen, arkasında yarım bıraktığı insanı görmeyen, hatta bunları bile okuyamayacak insan... Kader G.
Reklam
BİR GECE gecede bir uyku, uykunun içinde ben... uyuyorum, uykudayım, yanımda sen
Seni seviyorum ve yalnız seni görüyorum. Seninle ilgiliyim başka her şeyi unutuyorum. Sözün gelişi değil bu ; Ben sözümün eriyim başka anlamları olsaydı sözlerimin başka anlamlara uygun kelimeler bulurdum… Oğuz Atay
"Adam asmaca oynar mısın?" diye soruyor Theophile. Eğer iletişim sistemim repliklerimi çivilemiş olmasaydı, ona felçliyi oynamanın beni yeterince meşgul ettiğini söylerdim. Sözcükleri bir araya getirmek için dakikalar harcayınca en ince esprili bile anlamını yitiriyor. Sonunda da kelime kelime ifade etmeden önce neyin bu kadar eğlenceli göründüğünü kendin bile çok iyi anlamıyorsun. Kural, zamansız çıkıntılardan sakınmak. Bu da konuşmayı detaylardan, top oynar gibi karşılıklı laf atışmalardan mahrum bırakıyor. Bu zoraki espri yoksunluğunu, içinde bulunduğum şartların önemli zorluklarından biri olarak görüyorum. Yedinci sınıfların ulusal sporu adam asmacaya gelince... Bir kelimeyi, bir diğerini buluyorum. Derken üçüncüde tıkanıyorum. Aslında aklım oyunda değil. İçimi bir hüzün kapladı. Oğlum Theophile yanımda uslu uslu oturuyor, suratı sırtımdan 25 santim uzakta. Babası olan benim ise, ellerimi onun kalın telli saçlarının arasında gezdirmeye, ince tüylü ensesini avucumun içine almaya, yumuşak ve ılık küçük vücudunu kucaklamaya bile hakkım yok. Nasıl demeli? İçinde bulunduğum durum korkunç, iğrenç, adaletsiz. Birden artık daha fazla dayanamayacağımı hissediyorum. Yaşlar gözlerime doluyor.Korkma, küçük adam seni seviyorum. Hala oyunun etkisinde olan oğlum kelimeyi tamamlıyor. İki harf daha: o kazanıyor, ben kaybediyorum. Defterin bir köşesin darağacını, ipi ve ucundaki adamı çiziyor.
"Evet, seni seviyorum budala! Tıpkı denizin, kendi dibindeki bir çakıl taşını sevmesi gibi... Evet, işte sevgim seni böyle kaplıyor! Ve Tanrı izin verirse, senin yanında bu kez ben çakıl taşı olacağım..."
Sayfa 200
Reklam
Sana önceden yazdığım dizeler yalan söylüyordu; Seni bundan daha çok sevemem diyenler hani; Ama o zamanlar aklım bir türlü almıyordu, İçimdeki alevin daha da parlak yanabileceğini. Oysa zaman, kralların fermanını bile değiştirir, Yeminler arasına girer, milyonlarca oyunuyla, Kutsal güzelliği karartır, sivri niyetleri köreltir; Nice dik başları değişimin çarkına uydurur sonunda; Heyhat! Ben de zaman denen zorbanın korkusuyla, 'En çok şimdi seviyorum seni,' diyemez miyim; Aşkımdan kuşku duymadığım, en emin olduğumda, Geleceği unutup, o güne taç giydiremez miyim? Aşk bir bebek olduğuna göre, hayır, bunu diyemem, Büyümesini sürdüren şeyi, büyümüş gibi göremem.. Sheakespeare
Dedim ki: Bir insan, bir nehri nasıl severse, ki nehir o insanı bilmez, ben seni öyle seviyorum.. Ahmet Ümit
Atatürk'ün Adalet'i... Yaşlı kadın yatağından kalktı. Sabah ezanının insan ruhuna huzur veren sesi oda içinde yankılanıyordu. 88 yaşından beklenmeyecek bir çeviklikle pencereye doğru yöneldi. Pencereyi açması ile birlikte odaya ezan sesi ile birlikte baharın güzel kokusu ve kuş cıvıltıları doluştu. Penceresinden gözüken Kurtuluş Parkına bakarak
'Allah' diyen hayvanlara rastlıyoruz. Şaşırmayın! Ben, 'Seni seviyorum' diyenine bile rastladım.
.... Üff!... Kafam karıştı. Alkala sahi sen kimsin? Ve ben seni neden seviyorum???
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.