Olcayto, eğer seni ilk gördüğüm gün aramızda böyle bir şey olacağını bilseydim, hemen yolumu değiştirirdim. Fakat sen o kadar sözünde durdun, seni kendimden iğrendirmek için yaptığım hareketleri büyük bir temiz kalplilikle kabul ederek, daima önüme öyle bir şekilde çıktın ki, seni sevmedim desem yalan olur. Fakat bu duygularımı gizlemeye çalıştım. Bu dileğime erdim desem de yalan!.. Seni unutmak istedim, unutamadım. Son bir tesadüf, talihin kalbimiz için bir darbe, fakat benim kutsal tanıdığım yeminim için bir mutluluk olan son tesadüf bizi kurtardı. Sen benden iğrendin, ben de senden umudumu kestim. Sana gönderdiğim kâğıtları oku. Burada beş kişi göreceksin, bunlardan küçük kız ben, kadın annem, genç adam babam, iki Romalı elçi de, şimdi Hakanınız Attilâ'nın yanında bulunan Konstans ile Edegon'dur. Bunları oku Olcayto ve beni senin temiz duygularına karşılık veremediğim için, sana lâyık olamadığım için affet; talih bizi karşılaştırmayacağı... Bu hainliği yaptı. Şimdi birbirimizi unutmaya çalışarak her gün azap içinde kıvranacağız. Fakat belki bir gün her şey biter...
O vakit gene karşılaşırız. Çok dilerim ki bahtlı olalım! Şen ve esen kal, sevgili kahramanım... tekrar, tekrar diliyorum: Beni affet!..
Alangoya