“Hayır, benim çocukluğumun hürriyeti, hiç de bu cinsten bir hürriyet değildir. Evvelâ, burası zannımca en mühimdir, onu bana hiç kimse vermedi. Bu sızdırılmış altın külçesini birdenbire kendi içimde buldum. Tıpkı ağaçta kuş sesi, suda aydınlık gibi. Ve bir defa için buldum. Bulduğum günden beri de küçücük hayatım, fakir evimiz, etrafımızdaki insanlar, her şey değişti. Vakıa sonraları ben de onu kaybettim. Fakat ne olursa olsun bana temin ettiği şeyler hayatımın en büyük hazinesi oldular. Ne dünkü sefaletim, ne bugünkü refahım, hiçbir şey onun mucizesiyle doldurduğu seneleri benden bir daha alamadılar. O bana hiçbir şeye sahip olmadan, hiçbir şeye aldırmadan yaşamayı öğretti.”
"Lütfen, Andrew. Senden, benden ve Charlie'den söz ediyoruz. İkinize de aklının alamayacağı kadar değer veriyorum. Lawrence'la yaptığım... Üzgünüm." "Neden yaptın bunu?" "Asla bir anlamı olmadı. Sadece seksti." "Sadece seks mi? Bugünlerde moda olan bu, öyle değil mi? Seks, önüne "sadece" kelimesini koyabileceğin sözcüklerden biri haline geldi. Önemsizleştirmek istediğin başka şeyler var mı bu aralar, Sarah? Sadece sadakatsizlik? Sadece ihanet? Sadece benim kahrolası kalbimi kırmak?"
Sayfa 216Kitabı okudu
Reklam
"Bilmiyorum. Mantıklı bir açıklamaya ihtiyacım var. Sebeplere ihtiyacım var. Çözümlere ihtiyacım var. Kafamın içi bir gecekondu mahallesi… Her gece başka şeyler konuyor. Kendi kendilerine, sormadan,benden izin almadan… Bu gidişle ilçe olacağım, il olacağım, ülke olacağım, haberim bile olmadan… Bu çarpık kentleşmeyi durdurmaya ihtiyacım var."
"Benim günlerden beklediğim kadar Günler de benden bir şeyler bekler Fakat heyhat Benim günlere verdiklerimi Onlar bana Asla veremeyecekler."
”İçimdekileri nasıl ifade edeceğimi bilemiyorum. Bazen öyle geliyor ki, adeta bütün dünya, bütün yaşam, her şey içime dolmuş, benden konuşmamı istiyor. Nasıl desem; büyük şeyler hissediyorum ama, iş konuşmaya geldiğinde küçük bir çocuk gibi dilim dolanıyor.”
"Maddi şeyler belki zamanla aşılır ama bir evlilikte kültürel farklar da önemlidir. Tuna en iyi okullarda okudu ve her zaman birinci oldu. Onun başarısı öyle sıradan ya da tesadüfi değildir. Daima üst düzey biri oldu." Sinirlenmeye başlıyordum. Benden önce annem atladı. "Deniz de birinci olurdu," dedi. Muhtemelen sondan birinciliklerimi sayacaktı. Yerin dibinin daha derinine itiliyordum. "Beden eğitiminde, müzikte, resimde, el işi dersinde hep birinci oldu." Ah, annem... El işi nedir ya?
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.