Ben kitap okuduğumda -aslında pek fazla da okumuyorum, yalnızca birkaç yazar, rastlantı sonuç keşfettiğim birkaç kişi- bunu, o yazarlar dünyaya benden daha geniş açıdan, daha yumuşakça, daha sevecenlikle baktıkları için, yaşamı benden daha iyi tanıdıkları için, onlardan bir şeyler öğrenebileceğim için yapıyorum; yoksa iyilikmiş kötülükmüş, ahlakmış ahlaksızlıkmış, bu gibi saçmalıklar hiç mi hiç ilgilendirmiyor beni. İşin aslına bakarsan neyin iyi neyin kötü olduğunu, neyin ahlaka uygun neyin aykırı olduğunu her zaman bilmek benim için kesinlikle olanaksız.
Ya senin tanımlamaların beni benden alıyor Ferhan abisi :D
Elinde büyük bir naylon torba, altı tekerlekli , çek beni ben gelirim biçim küçük bavullu , saçı siyah ama sapsarıya boyatmış, kıçı dışa fırlak, hadi beni hemen yatağa at duygusunu saçıp savuran , kıpır, fingirdek, hoş bir genç kadın geldi , yanındaki masaya oturdu , se­lam verircesine adama gülümseyerek.
Sayfa 13 - · Türkiye · Ortaoyuncular Yayınları · Ağustos 2010 · Karton kapak ·Kitabı okudu
Reklam
Niye senden vazgectimm?!
Kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim. Canın sıkıldığında benimle p aylaşmadığını, kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim. Bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim. Gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını ve bana hala söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim. Her sabah benimle uyanmak istemediğini, geleceğimizin hiçbir yere gitmediğini anladığım zaman vazgeçtim. Düşüncelerime ve değerlerime değer vermediğin için vazgeçtim. Ağrılarımı dindirecek sıcak sevgiyi bana vermediğinde vazgeçtim. Sadece kendi mutluluğunu ve geleceğini düşünerek beni hiçe saydığın için vazgeçtim. Tablolarımda artık kendimi mutlu çizemediğim ve tek neden ‘’sen’’ olduğun için vazgeçtim. Bencil olduğun için vazgeçtim. Bundan sadece bir tanesi senden vazgeçmem için yeterli değildi çünkü sevgim yüceydi ama hepsini düşündüğümde, senin benden çoktan vazgeçtiğini anladım. Bu yüzden ben de senden vazgeçtim. ‘’
İçimdekileri nasıl ifade edeceğimi bilemiyorum. Bazen öyle geliyor ki, adeta bütün dünya, bütün yaşam, her şey içime dolmuş, benden konuşmamı istiyor. Nasıl desem; büyük şeyler hissediyorum ama iş konuşmaya geldiğinde küçük bir çocuk gibi dilim dolanıyor.
Bir çocuk sahibi olmanın esprisinin, o çocuğun senin adına başaracaklarına dair umutlanmak değil, her nereden gelirse gelsin sana tattıra­cağı mutluluklar, bazen mutluluk bile olduğunu anlamaya­cağın şeyler olduğunu, daha da önemlisi ona mutluluk ya­şatma ayrıcalığını kazanmak olduğunu benden çok önce çöz­müştü.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.