Anne tarafından dedesi Arnavut da olsa Namık Kemal hâlâ Türk Milliyetçiliği'ne muhteva kazandırmaya ve Türk Milliyetçileri'nin de heyecan kaynağı olmaya devam etmektedir. Vatan kavramı Türk Edebiyatı'na onunla girmiştir. Türk'ün mübarek adı dahi telaffuz edilmez iken, milletimize Türk diyen de odur, Memalik-i Osmaniye yerine Türkistan ifadesini tercih eden de. Bu bahsi, Türkçülüğün Esasları'nda "Türküm diyen her ferdi Türk tanımaktan, yalnız Türklüğe hıyaneti görülenler varsa cezalandırmaktan başka çâre yoktur" diyen Ziya Gökalp'in bir şiiri ile kapatmak istiyorum. Büyük sosyoloğumuz, kendisine Kürt diyen ünlü vatan haini ve İngiliz işbirlikçisi Ali Kemal'e Malta zindanlarından aşağıdaki şiirle cevap vermiştir:
Ben Türküm diyorsun, sen Türk değilsin,
Ve İslâmım diyorsun, değilsin İslâm,
Ben ne ırkım için senden vesika,
Ne de dinim için isterim ilam.
* * *
Türklüğe çalıştım sırf zevkim için,
Ummadım bu işten asla mükafaat,
Bu yüzden bin türlü felâket çektim,
Hiçbir an esefle demedim heyhat!
* * *
Hatta ben olsaydım Kürt, Arap, Çerkes,
ilk gayem olurdu Türk Milliyeti,
Çünkü Türk kuvvetli olursa mutlak,
Kurtar her islâm olan milleti.
* * *
Türk olsam, olmasam ben Türk dostuyum,
Türk olsan, olmasan sen Türk düşmanı,
Çünkü benim gayem Türkü yaşatmak,
Senin ki öldürmek, her yaşatanı.
* * *
Türklük hem mefkûrem, hem de kanımdır,
Sırtımdan alınmaz, çünkü kürk değil,
Türklük hâdimine "Türk değil" diyen
Soyca Türk olsa da p*çtir, Türk değil.