yusuf atılgan, “birden kaldırımlardan taşan kalabalıkta onun da olabileceği aklıma geldi, içimdeki sıkıntı eridi.” gibi bir umutla başladığı öyküsünü şu hüzünle bitiriyor: “sustu, konuşmak gereksizdi. bundan sonra kimseye ondan söz etmeyecekti. biliyordu; anlamazlardı.”
çok karışığım. bir yanım olabildiğince huzursuz ve yorgun. diğer yanım mucizelere ve düşlerin gerçek olabileceğine hala inanıyor ve heyecanını koruyor. bu iki yan arasında ben, eziliyorum.
umarım sana kanat verecek birini bulursun ve bu kişi seninle uçmaya karar verir. umarım seni hak ettiğin kadar hak eden birini bulursun ve umarım öyle insanlar hala hayattadır..
insan hiçbir umut beslemediği zaman durumu kabullenebiliyor ama kapkara bulutlar arasından iğne ucu kadar kendini gösteren bir güneş ışını belirince bütün dünyası o ışığa bağlı oluyor..