Bir gün dediklerimi değil,demek istediklerimi anlayacak bir erkek çıkmayacak mı karşıma! Hava kötü dediğimde sadece havadan söz etmediğimi anlamak bu kadar zor mu?
İlle de ben bu hayattan bıktım, türünde sözler mi etmeliyim?
Bay Kazilly'nin şu kelime tutkusundan bıktım gerçekten. Acaba bir çocuğun kafasının kelimelerle dolup çatlaması mümkün mü? Zaten matematik ve fen ödevlerinden gına geldi ama bu adam diğer öğretmenler ve biz çocukların hayatlarındaki diğer şeylerfen bihabermiş gibi görünüyor. Heather'ın bu hafta sonu iki basket maçının olmasını umursuyor mu? Ya da Imani'nin grip olmasını. Belli ki umrunda değil. Varsa yoksa kelimeler
"Seni aramadım çünkü sadece bir şeye ihtiyacın olduğunda beni yanında görmek istemenden bıktım. Başka birine aşık oluşunu izlemekten bıktım, seni asla sevmeyecek olan birine. En azından benim sevdiğim şekilde."
"Sen beni seviyor musun?"
"Seni aptal Nefilim," dedi Magnus, sabırla.
"Zavallı çocuk, kalbi çok kırıldı. Niye böyle oldu? Niye başka birine gönül vermedi ki?"
Tuppence başını salladı.
"Her şey insanın istediği gibi olmuyor ki!"
Diğeri acıdan boğulur gibi, "Sanki her şey acı, keder, ateş ve kül için. Her şey sanki canınıza okumak, sizi paramparça etmek için gelişiyor... Bu dünyanın acımasızlığından adaletsizliğinden bıktım usandım artık. Elimde olsa yakar yıkardım her şeyi sonra da her şeyi yeni bir dünyada, bu kuralların ve yasaların olmadığı, ülkelerin ülkelere hükmedemediği, düşmanlığın olmadığı bir dünyada yeniden başlatırdım. Keşke..."
‘Çünkü bıktım, yemin ederim ki bıktım, bıktım kendimi denetlemekten, kasılmaktan. Onlar gibi olmak için, onlar gibi olmak için kasılmaktan ve içimden geleni yapmamaktan bıktım. Bu akşam kendimi bırakıyorum. Uzlaşmıyorum ve bağırıyorum.’