376 syf.
9/10 puan verdi
bu kitabın seveninden çok sevmeyeni var anlamadığım şekilde. ben seviyorum. bana, belki de düşünce yapımı kökünden etkileyecek bir bakış açısı kattı. yazarından bağımsız çok gerçek bir hikaye okudum. kitabın ilk yarısında ryle’a ben de aşık olmuştum ve mâlum olaydan sonra o kadar hayal kırıklığıyla doldum ki… asla affedilecek şeyler değildi hiçbiri. geri döndürülemez olmasıydı zaten bu kadar acıtan çünkü bir sayfa önce ryle’ı bu kadar severken bir sayfa sonra bu sevgiyle ne yapacağını bilememek? kitap okumayı neden çok sevdiğimi bir kez daha anlıyorum böyle keskin çizgilerde. ben yaşasaydım ne yapardım bilmiyorum ama lily ile çok gurur duydum. bu döngüyü kırdığı için, cesur ve cüretkâr olduğu için ve savaşmayı hiç bırakmadığı için. “yüzmeye devam et.”
Bizimle Başladı Bizimle Bitti
Bizimle Başladı Bizimle BittiColleen Hoover · Epsilon Yayınevi · 20216,5bin okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
''Nereye gidiyorsun bilmiyorum ama sorunlu bir ruh için fazladan odan var mı?'' normalde deneme okumayı sevmem ancak
Albert Camus
Albert Camus
'un ümitsizliği insanı kendine çekiyor. İntihar kavramının incelendiği eserde birçok yerde geçen 'uyumsuz'luk kelimesinin aslında modern dünyanın yabancılaşma kavramıyla özdeş olduğunu fark ediyorsunuz. İntihar bir kurtuluş mudur? Yabancılaşmanın/Uyumsuzluğun tek dermanı mıdır? Bilemiyorum, ne yazık ki insan olarak adlandırılan biz hayvanlar günümüz de ''ben çağında'' yaşıyoruz. Benim çıkarım sağlandığı sürece sana ne olduğu umrumda değil. Bilirsiniz 'kendim için bir tedaviye ihtiyacım var çünkü kare, daireye oturmaz' ve hepimiz yalnızız. Geçmişin eserlerini okuyup 21.yüzyılda var olmayan olguları talep ediyoruz, hepimiz uyumsuz ve mutsuzuz. İntihar bir çoğumuzun zihninin bir köşesinde hibernate halinde, fırsat bulduğunda uyanıp saldırıya geçecek yılanın kendisi. Farklı olmak istiyoruz ama tekleştirildik, kalbimiz dondu; düşüncelerimiz ise suyun dibine çeken prangalar ama uyumsuzluğun çaresinin intihar olduğunu düşünmüyorum, bırakın ateşin sizi tavlamasına ve olduğunuzdan daha güçlü kılınmaya izin verin gerçekliğinizi kaybetmeden.
Sisifos Söyleni
Sisifos Söyleni
Sisifos Söyleni
Sisifos SöyleniAlbert Camus · Can Yayınları · 20158,5bin okunma
Reklam
288 syf.
8/10 puan verdi
Timaş Genç•Ben Cosmo
Merhabalar. Ben Cosmo kitabı çok tatlı ve hoş bir kitap.Okurken çok eğlendim,hayal etmeside zevkliydi.Sadece sonlara doğru artık Cosmonun yaşlılığı arttığı için üzülmeye devam ediyorsunuz.Kesinlikle tavsiye ediyorum. Kitaptan 2 puan kırmamın sebebi sonu...Sonunu nasıl anlatabilirim bilmiyorum ama en doğru cümlem "havada kalmışlık hissi veriyor" olacak...Yani istediğim ya da hayal ettiğim gibi bir son değildi bu da hevesimi kırdı ama yinede herşeyiyle beraber kitap 8 puanı hak ediyor. İyi okumalar ve keyifli günler dilerim. Sevgiyle kalın.♡
Ben Cosmo
Ben CosmoCarlie Sorosiak · Timaş Yayınları · 2020531 okunma
400 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
İyi ki Cumhuriyet var değil mi Aysel dedim
Bu kitap üzerine konuşmak için kadar geç kaldım ki. Kitaba dair heyecanım hala capcanlı olsa da ilk andaki duyguyu birebir yansıtamayacak olmanın üzüntüsünü yaşıyorum. Aylardır 20. Yy romanları okuyorum. Kuş bakışı dünya savaşlarının gölgesindeki coğrafyalara bakar gibiyim. Buğulu gözlerimle bombaların altında can veren çocukları, pılısını
Ölmeye Yatmak
Ölmeye YatmakAdalet Ağaoğlu · Everest Yayınları · 20194,282 okunma
784 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Merhaba bugün On Üçü Saklamak yorumu ile karşınızdayım. Açıkça söylemem gerekirse bu kitabı ilk kitaptan daha çok sevsem de diğer sekiz verdiğim kitaplardan daha az sevdim. Serinin ikinci kitabı ilk kitaba göre daha hakaretli olsa da yazarın kaleminden dolayı fazla dolambaçlıydı bence. Tam bir şeyler olmasını beklerken önlerine çok gereksiz
On Üç'ü Saklamak
On Üç'ü SaklamakChloe Walsh · Martı Yayınları · 2024108 okunma
68 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
yorumum
"Beni hiç tanımamış olan sana..." denilerek başlanan bir mektup. Merakla okuduğum her bir satırda aşk, teslimiyet, acı ve adını koyamadığım bir çok şey. Sahi bu aşk mıdır? karşılıksız olduğu halde yıllarca sürmüş olan bir saplantı veya zihnin bir oyunu, kalbin alay edercesine zehri şifa yaptığı bir şey mi? bilmiyorum. Kesin olan tek şey hayranlık olmadığıdır diye düşünüyorum. Hanımefendinin sözlerine bakılırsa tanrılaştırma denebilir elbette, diğer türlü kim adını yaşamı boyunca dahi bilmemiş bir adam için "Tanrıya inanmıyorum artık, ben sadece sana inanıyorum." diyebilir ki? "Her kelimen incilim ve duamdı benim." bir kul yaratıcısına dahi böylesine sadık kalamazken aşk, nasılda böyle kul köle edebilir insanı? Nasıl gözüne perde indirebilir? ne acayip! "Hiç farkettin mi acaba? çok güzeldim." kadının içine ruhunu üflediğinden habersizce yılları geçirmiş, adını dahi bilmeyen, yüzünü, bedenini dahi tanımayan, bir adam karşısında ise artık bir ölü olan yaşamı onunla başlamış ve onunla son bulmuş bir kadın ve geriye kalan boş bir vazo, gizemli bir dostun gönderdiği güllerin eksikliği ancak 'o gece' farkedildi. Okuyucuya kalansa gözyaşlarıyla kitabı rafa kaldırmak.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022227bin okunma
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.