" Aldanma cahilin kuru lafına,
Kültürsüz insanın külü yalandır ...
(Aşık Veysel)
"Diyor ya Aşık Veysel, 'iki kapılı bir Han' diye? Ondan cereyan yapıyor bu hayat! Onun için üşüyorum hep. Gideyim de kapatayım birini! "
Sayfa 75Kitabı okudu
Aşık Veysel
Muzip arkadaşları rakı masasında Âşık’a salam uzatıp sormuşlar:
- “Veysel, yer misin? Ama domuz salamı bu.”
Usta yanıtlamış:
- “Yerim, çünkü ben ağza girenden değil, ağızdan çıkandan korkarım.”
Muzip arkadaşları bırakır mı Veysel’i, bıkkınlık verse de bir başka gece aynı şakayı tekrarlarlar: “Yer misin?”
Usta bu kere başka yanıtlar:
- “Yerim çünkü ağza farklı girse de aynı şey çıkıyor kıçımızdan.”
Sayfa 140 - Can Sanat Yayınları, 4. BasımKitabı okudu
"Diyor ya Âşık Veysel, 'iki kaplı bir han' diye? Ondan cereyan yapıyor bu hayat! Onun için üşüyorum hep. Gideyim de kapatayım birini!"
:D Ulan
Kastamonu'nun Saman Pazarı çok meşhurdu. Köylü ürününü satardı. Akşamları Davulcu Karayılan gelirdi. Nadiren Âşık Veysel de gelmişti. Tokat'tan sonra onu Kastamonu'da da üç dört defa görmüş oldum. Fakat belirtmek gerekir, o dönem Veysel o kadar meşhur değildi. Bununla birlikte, Kastamonu'da bulunduğum dönem şöhreti artmıştı ama daha az meşhur iken Tokat'ta daha iyi bilinir, aranırdı. Bir gün köylüleri taşıyan bir kamyonun Şehir Kulübü'nün önünde freni boşalıp az kalsın ırmağa düştüğünü ve güç bela önüne taş falan konularak kurtarıldığını hatırlıyorum. Şoförün bağırışları aylarca Kastamonuluların ağzına sakız olmuştu: "Çekilin deyon, durduramayon, a...nuza gorun deyon."
Ben öldükten sonra üzerimde otlar bitsin, çiçekler açsın. Taş kapatır, çimento kapatır, hiç kimse istifade edemez. Benim toprağım da millete hizmet etsin. Orada biten otlardan koyun yesin süt olsun, kuzu yesin et olsun, arı götürsün bal olsun. Benim, taşın altına yatmakla bir istifadem yok. Bunun için üstümü kapatmayın.
ÂŞIK VEYSEL
