Üçüncü Bölüm VIII
"Ben de on üç yaşımdayken kaç kez kendimi zehirlemek istedim; durumu bir mektupla anneme babama bildirecektim. Tabutun içinde nasıl yatacağım gözümün önüne geliyordu; herkes üzerime eğilip ağlayacak, bana karşı acımasız olduğu için kendini suçlayacaktı..."
Sayfa 536 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Babam Dağıstanlı Muhammed Fâzıl Paşanın bütün hayatına ait kendi ağzından işittiğim ve benim şahit olduğum enteresan hakiki vakaları daima aynen yazmak isterdim. Fakat bir türlü mümkün olmuyordu. Üç sene evvel geçirdiğim mühim bir hastalık sırasında şöyle düşünüyordum: Ölürsem, bu hatıralar da benimle gömülecek, diye çok müteessir olurdum. Şayet
Reklam
Babama göre savcı O'nu kasıtlı olarak bırakmıyordu. 7 yıl verilen mahkemeden sonra 12.10.1987 tarihinde kendisi "kesin hükümlü" oldu. Yasalar uyarınca kesin hükümlülerin, yani mahkumiyeti sabitleşenlerin elinden bir takım haklar alınıyordu. Bunlardan bazıları haftada üç güne yayılan görüşlerin bir güne indirilmesi, mahkumların hücre değişikliğine tabi tutulması ve mektuplara haftada bir adet olarak sınırlama getirilmesi vardı.
Sayfa 367Kitabı okudu
Bizim kralımız da ruhumuzdur. O sağ salimken her şey görevi başındadır, buyruğa uyar, boyun eğer; ama biraz sen￾deledi mi hepsi kuşkuya düşer. Ruh zevke sefaya düştü mü sanatlar da, etkinlikleri de söner ve her şey uzayıp giden gevşek bir çabaya dönüşür.
Mektupları sevgi doluydu ve bana makul ve duy­gulu nasihatler veriyordu; fakat karşı karşıya gelmeye görelim; babama sebebinin ne olduğunu açıklayamadığını, ama beni son derece rahatsız eden bir zorakilik geliverirdi.
ama burada ve tüm diğer konularda temel olarak, bütün suçlamalarımda haklı olduğum dışında hiçbir şey kanıtlamadın bana, bunlar arasında özellikle haklı bir suçlamanın henüz eksik kalması dışında, yani samimiyetsizlik, sevgi sömürüsü, asalaklık suçlamasının. eğer çok büyük bir yanılgı içinde değilsem, başlı başına bu mektupla bile hâlâ asalaklık ediyorsun bana.
Reklam
153 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.