Ciddi akıl hastalığı olan daha bir çok üstün yetenekli insan var ve onların meslek yaşamları da aynı soruların sorulmasına neden oluyor?
Örneğin, Vincent Van Gogh, yaşamının son yıllarını aralıklı manik ve depresif dönemler eşliğinde geçirdikten, en iyi resimlerinin üç yüzden fazlasını yaşamının son bir buçuk yılında tamamladıktan sonra, otuz
Çünkü saatler dardır, her şeyi almaz
Güneşte çözülür ve kayarlar bir yana.
Mısırlar güçlükle büyürken yağmursuzluk
Kaygılandırır dilsiz bahçıvanı.
Sessiz kuşlar, bir keçi, ağır iğde ağaçları.
Bir araba geçti incelmiş yoldan
El salladı biri, belki tanıdık,
Belki değil, süreksizliğin eşanlamı.
Ve denizin yorgun çağındaydı çocuklar
Çığlıkları
İnsan ruhuna anarşi, kargaşa değil, barış, huzur, dinginlik armağan eden ozanların, ressamların baş tacı edilmeleri gerektiğini bu insanların güzelliği, ışıttığını söyledi. Çariçemiz.
Ahmet Ümit genelde romanları ile bilinir. Şair yönüne pek fazla değinilmez. Ben romanlarını okumadan şiir kitabını okudum ve çok beğendim. Keşke daha fazla şiir kitabı çıkartsaydı. Aşkı, kelimelerin rüzgarına bir çiçek gibi bağlıyor. İlmek ilmek yüreğe işlenen şiirleri insanın hayatına dokunuyor. Sadece aşk değil topluma, doğaya ve kızınada
"Şey," dedi, "neden adam karısını öldürdü? Daha doğrusu, gözyaşı dökmek için illa da üzülmesi mi gerekiyordu? Soğan koklasa olmaz mıydı?"
Donup kalmıştım.Bu kadar basit bir şeyi neden akıl edememiştim?Dudaklarım kıpırdadı, ama hiç ses çıkmadı.Aynı gece,hem yazmanın temel hedeflerinden birini, ironiyi öğrenmiştim, hem de en
Çünkü saatler dardır, her şeyi almaz
Güneşte çözülür ve kayartar bir yana.
Mısırlar güçlükle büyürken yağmursuzluk Kaygılandım dilsiz bahçıvanı.
Sessiz kuşlar, bir keçi, ağır iğde ağaçları.
Bir araba geçti incelmiş yoldan
El salladı biri, belki tanıdık,
Belki değil, süreksizliğin eşanlamı.
Ve denizin yorgun çağındaydı çocuklar Çığlıkları titretir balkondaki sarmaşığı,
Çünkü dardır saatler, sığmaz biraraya
Dalgınlık, deniz ve sardunya.
Rüzgar alıp götürdü balıkçı teknelerini
Uzaktaki kılıçlara, ki bilemeyiz
Hangi derinlikte dölleyerek denizi
Gidiyorlar öyle ağırbaşlı, doğuya.
Ve ocaktan çorbanın kokusu geldi demin
Burun deliğine kedinin ve köpeğin.
Rafta kitaplar, mavi bir şişe ve gül
Donmuş kalmışlar tek başlarına.
Duvarda bir resim, resimde kalabalık
Köy alanı, çocuklar, çember ve zaman,
Breughel nasıl da toplamış bunca
Ortaklığı ve uyumu biraraya,
Çünkü saatler dardır, sığdırılmaz,
Güneşte her şey çözülür gider bir yana.