Camdan bakmak yormuştu seni, neyin yorgunluğuysa.
Bir Cumartesi öğlesinin yağışsız saatleri olsa gerek.
Sayfa 39 - yky
Bir Cumartesi olsa gerek. Değil mi ki Cumartesiler, bedenin derininde uyuklayan bir takım adsız duyguları yüzeye zorlamada, adlandırmada bire birdir. Düzenin hafta boyunca aksamayan uyuşuk akışı birdenbire kesintiye uğrar.
Sayfa 38Kitabı okudu
Bir Cumartesi olsa gerek.
Değil mi ki Cumartesiler, bedenin derininde uyuklayan birtakım adsız duyguları yüzeye zorlamada, adlandırmada bire birdir. Düzenin hafta boyunca aksamayan uyuşuk akışı birdenbire kesintiye uğrar. Trenin tekdüze sallantısı duruverir. Bir istasyonluk -iki günlük- bir mola.
Sayfa 38 - yky
Manîdar:)
Bir Cumartesi olsa gerek.
Değil mi ki Cumartesiler, bedenin derininde uyuklayan birtakım adsız duyguları yüzeye zorlamada, adlandırmada bire birdir. Düzenin hafta boyunca aksamayan uyuşuk akışı birdenbire kesintiye uğrar.
Bir Cumartesi öğlesinin yağışsız saatleri olsa gerek. Güzbaşında.
“Evet, bir cumartesi öğlesinin yağışsız saatleri olsa gerek, artık ikindiye kayan. Güzbaşında. Kapıya sıkıştırılmış çiçekleri görüp o kadar şaşırdığın.”
Fal
Bir Cumartesi olsa gerek.
Değil mi ki Cumartesiler, bedenin derininde uyuklayan birtakım adsız duyguları yüzeye zorlamada, adlandırmada birebirdir. Düzenin hafta boyunca aksamayan uyuşuk akışı birdenbire kesintiye uğrar. Trenin tekdüze sallantısı duruverir. Bir istasyonluk -iki günlük- bir mola.
Sayfa 38
Bir cumartesi olsa gerek.
Değil mi ki Cumartesiler, bedenin derininde uyuklayan bir takım adsız duyguları yüzeye zorlamada, adlandırmada bire birdir.
Sayfa 90Kitabı okudu
"Bir Cumartesi olsa gerek.
Değil mi ki Cumartesiler, bedenin derininde uyuklayan birtakım adsız duyguları yüzeye zorlamada, adlandırmada birebirdir. Düzenin hafta boyunca aksamayan uyuşuk akışı birdenbire kesintiye uğrar. Trenin tekdüze sallantısı duruverir. Bir istasyonluk -iki günlük- bir mola."
Sayfa 38Kitabı okudu
"Bir Cumartesi öğlesinin yağışsız saatleri olsa gerek.
Hafta boyu süren keşmekeşte şapkalarına, eldivenlerine, çizmelerine, havaya karşı donanımlarına "ne hoş/ne rüküş ", "ne ucuz/ne pahalı " gibi sıfatlar yakıştırılan, öğle ve akşam paydoslarında şemsiyelerin siperlerine gizlenen birörnek yüzlerin, birörnek giysilerin kalabalıktan teker teker sıyrılmaları, sonlarına takılan birer ünlem ve üç noktayla Ne hoş!... Ne rüküş!... Ne ucuz!... Ne pahalı!... olabilmeleri için."
Sayfa 39 - Yapıkredi YayınlarıKitabı okudu
Bir Cumartesi olsa gerek.
Değil mi ki Cumartesiler, bedenin derininde uyuklayan birtakım adsız duyguları yüzeye zorlamada, adlandırmada bire birdir. Düzenin hafta boyunca aksamayan uyuşuk akışı birdenbire kesintiye uğrar.
Sayfa 38Kitabı okudu
Annesinin ölümünden sonra Hegel'in aile yaşamı oldukça gergin geçmiş olsa gerek; bütün bulgular da ailesine karşı yoğun bir yabancılaşma duygusu yaşadığını gösteriyor. Annesinin onunla ilgili ideallerine sadık kalan Hegel öğretmenlerinin gözünde (babasının gözünde olmasa da) doymak bilmeden okuyan, on yaşından üniversiteye başlamak için kentini
Okuyalım İnşaAllah
Harun Reşid'in Oğlu
Zübeyde'nin Harun'dan bir oğlu vardı. Halvet âleminde dünyadan haberi yoktu. Annesi onu saraydan çıkarmaz, perde ardında can gibi besler, yetiştirirdi. Bir gün aklı kuvvet bulup da hikmet bilen gönlü coşunca annesine, “Dünya bu saraydan mı ibaret, yoksa buranın dışında başka yerler var mı? Eğer varsa izin ver de
"Bir Cumartesi olsa gerek.
Değil mi ki Cumartesiler, bedenin derininde uyuklayan birtakım adsız duyguları yüzeye zorlamada, adlandırmada bire birdir. Düzenin hafta boyunca aksamayan uyuşuk akışı birden bire kesintiye uğrar. Trenin tekdüze sallantısı duruverir. Bir istasyonluk -iki günlük - bir mola."
Sayfa 38 - Yapıkredi YayınlarıKitabı okudu
"Bir Cumartesi öğlesi olsa gerek.
Çünkü öğleüstü, molanın en güç saatleridir. Beden hazırlıksız yakalanmıştır: bir yarısı, işyerindedir; öbür yarısı yadırgadığı bir caddede. Caddedeki gelgitin günlük rotası değişmiştir. Kalabalık, her yöne akar. Nirengi noktaları yok olur usul usul. Bankalar kapanmıştır..."
Sayfa 39 - Yapıkredi YayınlarıKitabı okudu