Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
LOJMAN Lojmanda oturmak ayrı bir yaşam tarzı. Herkesin kocasının aynı işi yaptığı bir aileler topluluğu bu. Çalışmayan kadınlar için standart bir hayat: Sabah aynı saatte, hatta aynı dakikada evinden çıkan üniformalı kocalar, pencereden kocalarının servis araçlarına binişini seyreden kadınlar, öğleye kadar ev işleri, öğleden sonra kadın
http://www.hakanevrensel.com/guneydogudan-oykuler-2/Kitabı okudu
16 Haziran 1992 Cumartesi, saat 8
Bu sabah musluktan su akmıyordu. Blop, blop, iki bebe hıçkırığı, hepsi o kadar. Komşu hanımın kapısını çaldım: onların evinde her şey yolundadır. Ana vanayı kapatmış olmalısınız, dedi bana. Ben mi? Nerede olduğunu bile bilmiyorum, buraya yeni taşındım, biliyorsunuz, eve de akşamdan akşama geliyorum. Tanrım, yoksa bir haftalığına
Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
"Bir cumartesi olsa gerek. Değil mi ki cumartesiler, bir takım adsız duyguları yüzeye zorlamada, adlandırmada birebirdir. Düzenin hafta boyunca aksamayan uyuşuk akışı birdenbire kesintiye uğrar. Trenin tekdüze sallantısı duruverir. Bir istasyonluk -iki günlük- bir mola.
Sayfa 45 - Can yayınlarıKitabı okudu
"Bir Cumartesi olsa gerek. Değil mi ki Cumartesiler, bedenin derininde uyuklayan birtakım adsız duyguları yüzeye zorlamada, adlandırmada bire birdir. Düzenin hafta boyunca aksamayan uyuşuk akışı birden bire kesintiye uğrar. Trenin tekdüze sallantısı duruverir. Bir istasyonluk-iki günlük-bir mola. "
Sayfa 38 - FalKitabı okudu
Bir Cumartesi öğlesinin yağışsız saatleri olsa gerek. Güzbaşında.
Camdan bakmak yormuştu seni, neyin yorgunluğuysa. Bir Cumartesi öğlesinin yağışsız saatleri olsa gerek.
Reklam
CUM’A [YEREL GÜNDEM TOPLANTISI,KONGRE, KONFERANS, MİTİNG]
Cum’a sözcüğü, “toplanma” anlamındaki ج م ع [c-m-’a] kökünden gelir. Dilbilimcilerden A’meş الجمْعة [cum’a], Âsım ve Hicazlı dil bilimciler الجُمُعة [cumu’a] diye okurlar. Cum’a diye okumak Ukayloğulları lehçesine göredir. يوم الجمعة [YEVMU’L-CUM’A] Yevm [gün] ve cem’ [toplanma] sözcüklerinden oluşan yevmu’l-cum’a tamlaması, “toplanma günü,
Markopaşa · 3 Şubat 1947 · Sayı: 9 Markopaşa'nın bu sayısı ile kadroya Rıfat Ilgaz da katılmış olmalıdır. Ilgaz, Boğazlayan Ortaokulunda hastalanmış, 2 Ocak 1947'de İstanbul Validebağı Sanatoryumuna gelmişti. Kendi anlatımıyla Boğazlayan Ortaokulundaki görevine başladıktan (2 Kasım 0946'da atanmıştı) bir-iki ay sonra Markopaşa'ya katıldı
"Recep Peker Hapı Yuttu", "Kazıklı Resmi Tazim" başlıklı yazılardan başka "Hakkınızı Helal Edin Dostlar" başlığıyla Markopaşa'nın birinci sayısında "Şakalar" köşesinde yazılanlar yeniden verilmiş. Bir başka yazı da "Nasıl Girer" başlığını taşıyor. Okuyalım. 1947 yılında yazıldığını düşünerek son
Mustafa Uykusuz karikatürleri hazırlıyordu. Ancak bu her zamanki gibi kolay olmuyordu. Nedenini Uykusuz'dan öğrendim: (. .. ) M. Uykusuz - Hapishaneye girmem gerekiyordu. Davaya girip çıktım, tüm gazeteler aleyhime yazdılar. Asmalı Mescit'te "Malum Paşa" ve "Ali Baba Kırk haramilere Karşı" dergilerinin çıktığı dönem. Polis
Reklam
Bir cumartesi olsa gerek.
Değil mi ki Cumartesiler, bedenin derininde uyuklayan bir takım adsız duyguları yüzeye zorlamada, adlandırmada bire birdir.
Cumartesi, Cihangir'den tuttuğum bir taksiyle Eyüp'e geldim. Taksi şoförü Pierre Loti kahvesini bilmediği için Eyüp'te gördüğümüz bir taksi şoförüne yolu sordum. Şoföre "Beyefendi" diyerek sorduğum için olacak, son derece efendi bir tavırla yolu tarif etti ve bize "hayırlı günler" diledi. Şoförün "işaret göreceksiniz" dediği yerde yol işareti vardı. Ama, daha ilerde başka işaretlerle desteklenmediği için, gideceğimiz yeri yine sormak zorunda kaldık. "Sora sora Bağdat bulunur" sözü, bizim kültürümüzden çıkmış olsa gerek. Çünkü yollara gerekli işaretleri koyma gereğini duymamamızın bir nedeni olmalı. Bilinçli bir neden değil, ilişki kültürü içinde olayları algılama ve değerlendirmemizden kaynaklanan bir neden. Bizim kültürün temel "niyetliliği" insanların birbirine muhtaç olduğu bir dünya yaratmak. Her şeyin açık seçik belirgin olduğu, kurallara göre işleyen bir ortamda bu niyeti gerçekleştiremezsiniz. Yol işaretlerinin olmaması, insanları birbirine muhtaç kılar. "Sora sora Bağdat bulunur." Burada kritik farkındalık sormak. Peki ya sorduğun sana bildiğini söylemez ise. O zaman onunla iyi geçinmek, onu mutlu etmek zorundasın. Bu mutlu etmenin içine çoğu zaman rüşvet de girer.
Sayfa 104 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Bir Cumartesi olsa gerek. Değil mi ki cumartesiler, bedenin derininde uyuklayan birtakım adsız duyguları yüzeye zorlamada, adlandırmada birebirdir. Düzenin hafta boyunca aksamayan uyuşuk akışı birdenbire kesintiye uğrar. Trenin tekdüze sallantılı duruverir. Bir istasyonluk -iki günlük- bir mola.
Sayfa 45 - Can YayınlarıKitabı okudu
- Yahudi, Hıristiyan ve Müslüman dinleriyle Sümer dini arasındaki ortak noktalar şunlardır: Tanrının yaratıcı ve yok edici gücü; Tanrı korkusu; Tanrı yargılaması; kurbanlar, törenler, ilahiler, dualar ve tütsülerle Tanrıyı memnun etmek; iyi ahlâklı, dürüst ve haktanır olmak; büyüklere ve küçüklere saygı göstermek; sosyal adalet; temizlik. Temizlik
52 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.