Bir İtalyan lokantasında domates soslu spaget­ti, Polanya ve İrlanda lokantalarında bolca patates, Arjantin lokantasın­da onlarca farklı biftek çeşidi, Hint lokantasında hemen her şeye serpil­miş acı biberleri, İsviçre kafelerinde de çırpılmış kremalı koyu ve sıcak çikolata bulmayı bekleriz. Oysa bu yiyeceklerin hiçbiri bu ülkelerin ye­rel ürünü değildir. Domates, acı biber ve kakao Meksika kökenlidir ve Asya'yla Avrupa'ya ancak İspanyollar Meksika'yı fethettikten sonra ulaşmıştır. Jül Sezar ve Dante Aleghieri yaşamları boyunca hiç domates­li spagettiyi çatallarına dolayamadılar (o dönemlerde çatal bile icat edilmemişti), William Teli hiç çikolata yiyemedi ve Buddha hiç yemeğine acı biber koyamadı. Patatesler Polanya ve İrlanda'ya ulaşalı henüz dört yüz yıl bile olmadı. Arjantin'de 1492'de yiyebileceğiniz tek biftek lama bifteğiydi.
Sayfa 176 - PdfKitabı okudu
Öyle çok eğlenirlerdi ki Tita, çocukluğu boyunca gözyaşlarının ağlamaktan mı, gülmekten mi kaynaklandığını fark edemedi. Ona göre gülmek de bir tür ağlamaktı.
Reklam
Ne var biliyor musunuz? Mutlu olamıyoruz. Ne kadar çabalarsak çabalayalım, ne kadar istersek isteyelim olmuyor. Bazen marketlerden aldığımız bir çikolata ile mutlu olan bizler, çok kırdık kalplerimizi. Yalnızlığı, mutsuz olmayı öyle sert bir şekilde hissettik ki, yara bandı bile kapatamaz oldu izleri. Bazen büyük bir marketin raflarının arasında,
Sayfa 489 - Ephesus Yayınları
Aşk için yanan vücudundan yayılan sıcaklık, onun bakışları aracılığıyla enerjisini hiç kaybetmeden uzayın sonsuz boşluklarından geçip bakmakta olduğu yıldıza depo edilirdi. O büyük yıldızlar dünyadaki bütün âşıkların yakıcı bakışlarının hepsini depo etmedikleri için milyonlarca yıldan beri yerlerinde duruyorlardı. Öyle olmasa içlerinde biriken sıcaklık onları patlatarak binlerce parçaya bölerdi. Kendilerine yönelmiş bakışları ânında yeryüzüne geri yansıtırlardı. Tıpkı bir aynanın ışığı yansıtması gibi. Bunun için de geceleri bu kadar parlak görünürler
ne görmüştü? ne görmüştü bir balığın rüyasını ne bir balık, gümüş lira sanki bir top ipek ya da inci boncuk çevresiyle sanki onu papatyalar üzerinde iğne oya işliyorlar gözlerinde onun iki iri yuvarlak elması saklambaç oynuyorlar şöyle usul usul musul suya doğru uzanıyordu alafranga yelpazesi suyun yüzün okşuyordu onun teninin kokusu. yeni kitaplar kokusu koca iki sıfır solunda bir de bir bayram akşamları. mutfak ve adak kokusu damda yatakta yıldızların sayılması, yağmurun taş avluya dökülmesi çikolata pestil kokusu
Kanguru Yayınları 2. Baskı • PDF - Ali'ye bir gün annesi dedi ki.. -Kitabı okudu
Ona göre gülmek de bir tür ağlamaktı.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.