"Uyanmak öyle hüzünlü ki..
..İyi bir düşçü uyanmaz"
open.spotify.com/track/4S0NYVAQd...
Kiss of Life, Sade
Disiplini olmadığını, ancak kaygı üzerine yazan "iyi düşçü” olduğunu belirtir. Artık böyle bir başarı getiren uyanıklık onu terk etmiştir. Gemilerini yakmak ve köprüleri yıkmak gereksinimi duymaktadır. Daha önce yayınlanmış kitaplarındaki hiçbir şeyi yinelemeyecektir. Daha önceki şiirinden uzaklaşacaktır. Başka kıtaların, kendi yaratısınınkilerin olduğu kadar, evrenin kıtalarının da keşfine çıkacaktır.
Her şey onu yola çıkmaya iter.
Sayfa 155Kitabı okudu
Kant'ın sözü
Epikuros, Zenon, Sokrates gibi kadim Yunan filozofları, gerçek filozof Düşüncesi'ne (İdea) modern zamanlarda hiç olmadığı kadar sadık kalmışlardır.
Erdem üzerine verilen dersleri dinlediğini söyleyen yaşlı bir adama, Platon, "Erdemli yaşamaya ne zaman başlayacaksın?" diye soruyordu. Düşünceleri sürekli evirip çevirmek olmaz, onları uygulamayı da akıl etmeliyiz. Oysa günümüzde, öğrettiği gibi yaşayana düşçü damgası vuruluyor.
Sayfa 9 - Dost kitabeviKitabı okudu
Düş görmekten mutlu olan,kendi hülyası içinde etkin,düşçü bir varlık,varlığa dair bir hakikati insan varlığının geleceği olarak görür.
R. Landor, Marks için; "içten içe tam yükseliş halinde bir borsa simsarı, düşünen bir düşçü ya da düş gören bir düşünür. Ete kemiğe bürünmüş devrim" şeklinde bahsediyordu.
Sayfa 231Kitabı okudu
Pervane, mumun alevine kendini attığında, kurban etme töreni gürültülüdür; kanatlar çatırdar, alev yeniden canlanır. Düşçünün kalbinde yaşam sanki çatırdıyor gibidir.
Güvenin teni ne kadar ipeksi olursa, ölümü de o kadar az gürültülü olur. Sessizce uçar, kendisini yutan aleve kıyısından bucağından dokunur. Büyük düş gören bir düşçü için olay basit olduğu ölçüde yorumlar ileriye gider. C. G. Jung bu dramı “Güvenin Ezgisi” başlığı altında açıklamak için başlı başına bir bölüm ayırmıştır. Jung, şizofren olan ve incelemesi “Ruhum başkalaşımları” ilk baskısına çıkış noktası olmuş Bayan Miller’ın bir şiirini anar.
… işte güvenin ezgisi böyledir, şizofren bunu terennüm eder: “ Yer solucanı olarak bilincimin ilk uyanışından itibaren sana ulaşmaya özlem duyuyorum. Ben bir krizalitken yalnızca seni düşlemiştim. Çok sayıda hemcinsim, senden yayılan cılız bir kıvılcıma doğru uçarken genellikle telef oluyor. Bir saat daha geçecek ve benim naçiz varlığım sona ermiş olacak. Ama son çabam da, tıpkı ilk arzum gibi, senin yüceliğine yaklaşmaktan başka bir şeyi hedeflemeyecek. İşte o zaman, bir an vecde erişerek seni hayal meyal görür ve mutlu ölmüş olurum, çünkü güzellik, sıcaklık ve yaşamın kaynağını bir kez bile olsa olanca görkemiyle seyretmiş olurum.”
Işıltı..
Ya gözlerim? Şu üzücü özellik dikkatinizi çekmedi mi: gözler görülmek için değil, görmek için yaratılmıştır. Ancak kimi gözler çarpıcı bir nitelikle dikkati çeker, ışıl ışıl, geniş mi geniş dünyaya açılmış, keskin, düşçü!, vb. olabilir. Benimkiler de parlak sayılabilir, ama yanlış olur böylesi. Gerçekte parlak değildir benim gözlerim, ışıltılıdır.
İlişki içinde olduğumuz birisiyle "aynı" olduğumuzu, aynı şekilde düşünüp hissederek düşlediğimizi ileri sürebiliriz ama böyle bir şeyin olanağı yoktur. İki ayrı düşle iki düşçü vardır ortada. Her düşçünün düşü kendince olacaktır. Bu nedenle iki düşçü arasındaki farkları kabul etmemiz, birbirimizin düşüne saygı göstermemiz gerekir. Aynı anda binlerce ilişkimiz olabilir. Ama her ilişki yalnızca iki kişi arasındadır. Dostlarımın her biriyle ilişkim vardır ama bunların tümü de ikili ilişkilerdir.
Sayfa 44
benim kafanın anatomisi
Yapısı kötümserdi. Fakat hayatta kalabilmek, günlerin tekdüzeliğine tahammül edebilmek, insanlara katlanabilmek ve hatta canı kahve çektiğinde, bardağını doldururken mutfak dolaplarına çarparak yükselen kahvenin korkusundan keyif alabilmek için ruhunun çeperindeki o ağır kötümserlik aynı oranda muhteşem bir düşçü de olmuştu.
Fakat hayatta kalabilmek, günlerin tekdüzeliğine tahammül edebilmek, insanlara katlanabilmek ve hatta canı kahve çektiğinde, bardağını doldururken mutfak dolaplarına çarparak yükselen kahvenin kokusundan keyif alabilmek için ruhunun çeperindeki o ağır kötümserlikle aynı oranda muhteşem bir düşçü de olmuştu.
Sayfa 6 - Kaan KoçKitabı okudu
Hayal, ölçülmek istemez. İstediği kadar mekandan söz etsin, bir başka büyüklüğe geçiverir. En küçük değer onun yayılmasına, yükselmesine, çoğalmasına neden olur. Ve düşçü, kendi hayalinin varlığına dönüşür.
Sayfa 211
