Ne gördün bütün kapıların birer birer kapandığı bu dünyada? Hangi kusurunu düzeltmene fırsat verdiler? Son durağa gelmeden yolculuğun bitmek üzere olduğunu haber verdiler mi sana? Birdenbire: Buraya kadar! dediler. Oysa, bilseydin nasıl dikkatle bakardın istasyonlara; pencereden görünen hiçbir ağacı, hiçbir gökyüzü parçasını kaçırmazdın. Bütün sularda gölgeni seyrederdin. Üstelik, daha önce haber vermiştik derler. Her şeyin bir sonu olduğunu genel olarak belirtmiştik. Yaşarken eskidiğini ve eskittiğini söylemiştik.
Rüya, arka plandaki duygu dünyamızla bilince teslim olmuş dünyamız arasında bir köprü görevi görüyor: Ayırdına varmamak için direndiğimiz bazı şeyleri rüyalar sayesinde fark edebiliyoruz. Freud'un iddiasına göre hiçbir rüya tamamen anlamsız olmadığı gibi her rüya da bütünüyle, var olan ruhsal bir eylemden haber vermiyor ya da belirli bir anlam içeriyordur. Yine de rüyalar, her ne kadar daha yüksek, tanrısal, insan dışı bir arzunun tebliği olmasa da çoğu zaman insanın en derin, en gizli istencinin tebliği niteliğindedir.
Sizden ricam, böyle bir durumla karşı karşıya olduğunuzu sezerseniz - okula gitmeyen bir çocuk, evinden çıkamıyor gibi görünen bir kadın- lütfen polisi arayıp haber verin ve kontrol etmelerini isteyin.Her şey yolunda çıkarsa aptal gibi görünürüm, diye korkmayın.En azından zor durumdaki birine yardımcı olmaya çalıştığınızın bilincinde olacak ve bunun iç rahatlığını taşıyacaksınız.Lütfen arama yapmak için iki dakikanızı ayırmaktan hiçbir zaman çekinmeyin..."
Öğretmen dediğin nasıl olur biliyor musun?
Bir ana haber bülteninde görmüştüm. Güneydoğu'nun bir köyünde bir öğretmen, şivesinden belli ki kendisi de Güneydoğulu, güler yüzlü bir genç. Hiç çekinmeden anlatıyor:
"Müfredat, müfredat derken baktım çocuklar sıkılıyor. Ne yapayım da bu çocuklara okulu sevdireyim diye düşündüm. En iyisi gerçek hayata çocuklarımı alıştırmalı, dedim. Bir gün fark ettim ki öğrencilerimin çoğu çilek görmemiş, yememiş. Bursa'daki bir tarım şirketine yazı yazdım, durumu anlattım. Hiç ücret almadan bana birçok çilek fidesi yolladılar. Tabiat Bilgisi dersini sınıfta yapmak yerine çıktık dışarı, okulun bahçesinin dip taraflarını çapalayıp çilek diktik. Sonra gittik her çocuğun evinin bahçesine bir fide çilek diktik, çocuklar da ailesine "çilek nasıl yetiştirilir, nasıl çoğaltılır" diye eğitim verdi. İki yılda köyün her yeri çilek oldu, herkes çileğe doydu. En güzeli, şehrin pazarında satıp gelir elde eden çok aile var. Bana da hep dua ederler."
Böyle olur öğretmen dediğin.
Böyle olur girişimci dediğin.
"Çalışsam da aynı maaş, çalışmasam da" deyip okuldan kaçan adamdan öğretmen olmaz.