“Diyorum ki
Toplasak tası tarağı
Kapatsak telefondaki tüm hesapları
Hiç kimsenin bilmediği bir köye yerleşsek.
Küçük bir bahçesi
Bahçesinde köpeği
Yemişler dikelim fidandan
Biraz da domates falan.
Bir insan, en yakınımız bile, çarçabuk değişebilirdi...Ah, kaçmak, uzaklara kaçmak, güneşli ve ağaçlı bir yolda bir ikindi saatinin tozları içinde tek başına yürümek...
___
Sayfa 20 - Abdullah Efendi nin RüyalarıKitabı okudu
Dr. Ali Taşcı Bey, yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
Birkaç yıl önce, bir vilayetimizde, bir bakanlığın il müdürüydüm. Bağlı bulunduğumuz genel müdürlük, başka üç ilin de il müdürüyle birlikte beni, diğer bir ilimizde personel almak üzere görevlendirdi. Biz dört arkadaş birleşerek sözünü ettiğim şehre gittik. Önceden bizim için ayrılan misafirhaneye
MAHŞERİN DÖRT ATLISININ MACERA DOLU HİKAYESİ
OKUMADAN BEĞENMEYİN !!!!
Selamünaleyküm değerli 1k ailesi ,
6,7 ay oldu sanırım inceleme yapmadım aslında aklımda inceleme yapma gibi bir şey yoktu taaki kitapla tanışana kadar ve kitaba, yazara gelen gereksiz yorum ve incelemeleri okuyana kadar.
Gerçekten bazı okurlar gereksiz yere kitabı, yazarı
Fecir(sabah) zamanı, tulûa kadar, evvel-i bahar zamanına, hem insanın rahm-ı madere düştüğü âvânına, hem semavat ve arzın altı gün hilkatinden birinci gününe benzer ve hatırlatır ve onlardaki şuunat-ı İlahiyeyi ihtar eder.
Zuhr(öğle) zamanı ise, yaz mevsiminin ortasına, hem gençlik kemaline, hem ömr-ü dünyadaki hilkat-i insan devrine benzer ve
Bilal 25 yaşında yakışıklı bir gençti. Adını dedesi koymuştu, Bilal-i Habeşi gibi olsun diye. Evet sesi Hz. Bilal gibi güzeldi, fakat sesini helal olmayan yerlerde kullanıyordu Bilal.
Konservatuvar öğrencisiydi.. Tek hayali büyük bir şarkıcı,
popstar olmaktı. Öyle güzel sesi vardı ki, şarkı söylemeye başlayınca bütün üniversite başına toplanır
Sevgili Edip...
Ne zaman bir kaç satır yazmaya kalksam, her şeyi bir anda anlatma çabamdan olsa gerek, hiç bir şey yazamıyorum.
Baştan söyliyeyim dağınık bir yazı olacak...
Öncelikle merak buyurma, senden bu yana yer çekimine meydan okuyoruz,maviyi huy edinmiş sevgiler büyütüyoruz...
Ve artık anlıyorum her şiirinin bir öyküsü var; birileri
Hayat kesinlikle adil değildir.
Ben sabah kahvemi, ikindi çayımı içerek bir insanın dramını okuyorsam hayat ona kötü, bana iyi davranmış demektir. Ve bu dramlar her saniye dünyanın birçok yerinde sürerken ben güvenlik içinde kitap okuyorsam, hayat kesinlikle adil değildir.
“Onlar da suç işlemeseydi efendim!”
Bunu yargılamak o kadar kolay
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü eserini incelemeye almak istiyorum.
Öncelikle kitaba uzunca bir önsöz ile başlıyoruz. Sabredip okursanız dönemin Adalet sistemiyle ilgili pek çok bilgiye sahip olabilirsiniz. Kitabı bu önsöz sayesinde