ve bu benim
yalnız bir kadın
soğuk bir mevsimin eşiğinde,
yeryüzünün kirlenmiş varlığını anlamanın
başlangıcında
ve gökyüzünün yalın ve hüzünlü umutsuzluğu
ve bu beton ellerin güçsüzlüğü
O tazeliğe, o güzelliğe, o zarafete o mis kokuya dönüşmek isterdi. En inançlı kişi kendi Tanrı'sını yiyendir. Menekşe demetlerini kentli vazolarda kurutan ve solduranlar kutsal şeylere saygısızlıktan bahsetmesinler. Sevdiğinle bir bütün olma arzusu tamamen aşka dairdir. Rubina, pagan ve masum doğa tutkusunun içinde kendi varlığını ilkbaharınkiyle birleştirmek isterdi;salt gözlerini ve ruhunu değil ; bedeninide. Menekşelerle beslendiğinde o muhteşemliklerden en azından bir parçasının, Tanrı'nın yüceliğinin makul bir porsiyonunun kanında dolaştığını hissederdi.
Meyveler güzeldir, hatta zaman zaman çiçeklerden bile daha güzeldir fakat yine de onlarda nesnel ve tensel bir şeyler, çürümeyi anımsatan şişkin bir ağırlık vardır. Çiçek daha sağlıklı ve daha temizdir;sıradan insanların hayal gücüne daha umarsız görünür. Görünüşte hiçbir işe yaramaz ve onu değerli, mutluluğa, masumiyete, kutsallığa adamaya uygun kılan da budur.
Balık suda güzel, kuş gökte güzel
Uyku yerde güzel, düş gökte güzel
Yerli yerinde’yi sever gözümüz
Ayak yerde güzel, baş gökte güzel.
Yine şiirle başladım. #Güzellik başlıbaşına şiir değil mi ki? Şiiri esasında güzellikler doğurmuş, güzel sevenler yaşatıyorlar.
Şehirlerdeki çiçek dükkanlarını dolduran rengarenk çiçekleri gördükçe içim burkulur. Hepsinde yaratana kudret damgasının güzelliğini görürüm. Görüyorum amma, bir de çiçeklerde bir gariplik, bir yalnızlık sezerim. Ha gurbetteki çaresiz insan, ha kafesteki zavallı kuş, ha akvaryumdaki yavru balık, ha da hapishanedeki masum gelin. Ne fark var bunlar arasında? Hangisi ait olduğu yerde bulunuyor? Hiç birisinde renk,
şekil biçim çirkinliği yoktur. Bu güzel varlıkların çirkin yerlerde tutulması çirkindir.
Belki de bunlar “küçük meseleler” diyeceksiniz. Büyük meseleleriniz nereden başlar acaba? İnsanın en büyük varlık yapan hususiyetler boyunun uzunluğu mu, bedenin ağırlığı mı? İnsan olma küçük mesele değildir.
Bizim dağlarda kaya menekşesi dediğimiz bir menekşe türü var. Susuz, topraksız sarp kayaların yarıklarında biter. İnsan boyunun ulaşamadığı yerlerde, burcak burcak kokar. Güneş gören yerlerde açık mavi, güneş görmeyen yerlerde açık eflatun renginde. Tohumu torağa dökülür bitmez. Engin kayalara dökülür bitmez. Kökünü saksıya alırsanız yetişmez. İnsanları kafa tutan bu menekşeyi çok severim. Ne var ki diğerleri çonun gibi olamıyorlar.
Güzelliğine sahip olamamak ne acıdır.
Çiçeklerin Dili
Beyaz Gül: Tüm masum duygularımla seni seviyorum.
Kırmızı Gül: Aşkı seninle yaşıyorum, sana âşık oldum.
Pembe Gül: Gönlümü sana kaptırdım ve hep senin yanında
olmak istiyorum.
Sarı Gül: Sevgimizin sıcaklığı içimi ısıtıyor.
Beyaz Karanfil-Beyaz Lale: En temiz ve saf duygularımla
seni seviyorum.
Kırmızı Karanfil: Kalbim sana