Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Öğle namazı okunmak üzereydi. Serçeler zikir halindeydi. Serçelerin zikrettiği kuşburnu çalılıklarının olduğu yere gittim. Yaklaştığımı görünce serçeler zikri durdurdular. Uzaklaştığımı görünce yeniden başladılar zikirlerine. Zikri bedenimle bulan­ dırmıştım ya, uzaklaşırken bile bedenimde serçelerin zikrinin bulaşmış olduğuna şahit oldum.
Reklam
Ofli ve Rizeli yan yana namaz kılayi... Rizeli diyiki "Namazda konuşulmaz ama arabami satayim", Oflu diyiki "Namazda konuşulmaz ama kaça satayisin", Rizeli diyiki "Namazda konuşulmaz ama 15." Oflu diyiki "Namazda konuşulmaz araba 10 veririm, secde­ de bir düşün"... İkinci rekata kalkayiler Ofli diyiki "Namazda konuşulmaz ama dediğimi düşündün mi?" Rizeli diyi ki "Namazda konu­şulmaz ama yanda Bayburtlu'ya sattim oni".
Adam, tüm kitaplarını yakıp sadece Kur'an mealini bırak­tığı başlangıç noktasından geldiği son noktaya baktığında, raf­larındaki kitapların eskisine nasıl da benzediğini gördü. Adam "Dostoyevski'nin romanlarına ihtiyacım var" dedi.
Kur'an mealinin yanına Kitabı Mukaddesi, tefsirlerin yanına Hıristiyanlığın, Yahudiliğin gelişim tarihlerini, bu dinlerin kültür ve edebiyat ve felsefe tarih­ lerini koydu. "Her şeyi tersi ile bilmek, eksiksiz bir bilgidir" dedi.
Adam yıllar boyunca, sadece ihtiyaçlarını görecek şekilde dı­şarı çıkıyor, alışverişini yapıyor, kendisini içeri kapatıyordu. Ki­taplığı günden güne çoğalıyor, Kur'an mealinin yanında tefsirler, Siret kitapları, Hadis külliyatları, İslam ekonomisi, hukuku, cin­ selliği üzerine çok özel kitaplarla rafları yeniden şekilleniyordu.
Reklam
Adam yeni bir başlangıç yapmak istiyordu. Abdestini alıp uçsuz bucaksız raflarda biricik olarak değerlendirdiği kitabı eline aldı. Onu vecdle, huşuyla okumaya başladı.
Gençliğinde bey­nini, zihnini bir bilgi çöplüğü haline getirmiş, içine romanlar, hikayeler, şiirler, kuramsal bir yığın kitaplar, ana dilinde ve ya­bancı dilde birçok makaleler yığmıştı. Şimdiki aklı olsaydı o ömrü, öyle o okumalara adarmıydı hiç? Adamazdı.
. Adam dağıttığı ve yaktığı kitaplardan ötürü bir pişmanlık duymu­yordu. Odasının düzenini sağladıktan ve ortalığı temizledikten sonra adamın eli raftaki Kur'an mealine gitti. Uğrunda tüm kitaplarını dağıttığı ve yaktığı bu kitabı ömrünün ahirinde baştan sona bir kere olsun okumak istiyordu.
Minibüse bir kız bindi. (Saçlarının her telinde Allah korkusu.) Modern tesettürlü, sırtında bir çanta. Adidas marka. Geldi ve tam da önümdeki koltuğa oturdu. Yerini yadırgadı ilkin. Sağına ve so­luna bakındı. Fark edilip edilmediğini yokladı.
Reklam
Başlangıcı olan her şeyin bir sonu vardır..
“Başlayan her şey biter. Yaşamın hem umutlu hem de en trajik döngüsüydü bu.”
Platon'un Timaios'ta şöyle bir dokunup geçtiği bir noktayı hatırlayalım: Bütün göğü ve evreni ele alalım; ona daha uygun bir ad verebilirsek verelim. Onun için de başlangıçta her şey için sorulması gerekeni soralım. Acaba ezelden beri var mıydı, bir başlangıcı olmadı mı, yoksa doğmuş, bir başlangıcı olmuş mudur? Doğmuştur, çünkü gözle görülür, elle tutulur haldedir, bir de teni vardır. Bu gibi şeyler duygundur; duyumla beraber kainatın tasarladığı duygun şeyler de gördük ki, oluşa, doğuma mahkumdur. Öte yandan doğan her şeyin mutlaka bir neden yüzünden doğduğunu söylemiştik. Bu evreni yaratana gelince, onu bilmek zordur. Bildikten sonra herkese tanıtmak ise imkansızdır. (28b-c)
Sayfa 113Kitabı okudu
Misafirlik Tesellisi
Bir şeyin başlangıcı varsa,bitişi de olmak zorundadır.
Sayfa 16 - Hayygrup Yayıncılık
Sakın Pes Edeyim Deme, Nora Seed!
Kalemin ucunu kağıda iyice bastırarak, büyük harflerle, birinci tekil şahısta ve şimdiki zamanda, çabucak ama ne yapacağını bilerek bu gerçeği yazıverdi. Olası her şeyin başlangıcı ve tohumu olarak bir gerçek nokta geçmişte lanet, artık bir lütuf olan. Sonsuz sayıda evrenin gücünü ve potansiyelini içeren tek bir sözcük. YAŞIYORUM.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.