Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
352 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
İlksöz: Ağıtlarımı duy Çukurova. Öğrenci ile iletişim kurabildiğimiz o eski günlerde, derslerimin birinde, devletin kurduğu işletmeler, sosyal devlet konuları işlenirken verdiğim örneklerden biriydi: Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu Bölgesi'nden Sakarya'ya fındık toplamak için giden mevsimlik işçilerin çoluk çocuk bütün aile günlerce TCDD ile
Ortadirek
OrtadirekYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20182,637 okunma
760 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
"Ahlakı yaraların gizlenselerde asla kapanmamak gibi bir özellikleri vardır; dokunulduklarında ağrımaya, kanamaya hazırdırlar; yürekte canlı ve açık beklerler." *SPOİ Dün hiç kitap okumadım bugünde 2. Cildimiz ile devam ediyorum. Umarım bunu da bir hafta içinde bitiririm. Kitabı yaşayarak okuyorum resmen eski insanlar cidden çok iyiler
Monte Cristo Kontu (2 Cilt Takım)
Monte Cristo Kontu (2 Cilt Takım)Alexandre Dumas · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202025,7bin okunma
Reklam
Başlangıçta nasıl yalnızsak, sonda da yalnızız, dünyanın derin gizilgücünden koparıp aldığımız mutlu anları anımsarız, mutluluğun tutsaklığını isteriz ille de ve kulak verdiğimiz tek bir ses vardır; o maskeli esrarın sesi, o gözle görülmeyen kalp atışı ki, sonunda kendini gösterdiğinde en korkunç gerçeği dillendirir, geriye dönüşü olmayan cezayı açıklar: Sen sevmeyi bilemedin. Sende sevme yeteneği yok. O korkunç kehanetin ne kadar doğru olduğunu itiraf etmek için anlatacağım bu öyküyü. Ben sevmeyi bilemedim. Bende sevme yeteneği yoktu.
Sayfa 11
Herakleitos yanılmış. Değişmeyen tek şey kadınlar :D
Yârda insaf yoktur, bende yok derman Yazık ki işlerim Allah’a kaldı Kaşları katlime yazıyor ferman Kanlı kirpikleri kalbime daldı Gözleri gönlüme zehir atıyor Zülüfü söngüdür, cana batıyor Şehit mezarında gönlüm yatıyor Sevda kılıcını boynuma çaldı Aman KARAC'OĞLAN aman, bunaldım Aşkın çöllerinde şaşırdım kaldım Bir püsküllü derdi başıma aldım Bu azgın dert beni gurbete saldı
zehir zemberek icimdeki duygularla uyandım yine sabahın karanlığında ! Kahvaltıdan önce sigaraya baslamak artık şart oldu tek dosttum elimde tuttuğum zehrini içime cektiğim sigaram oldu ! Bir yandan sitemlerim anlatamamanın hüznü bir yanda umutlarımın bir bir yok oluşu kaybettim artık inancımı aşka hayata dair .. Kimseler bilmesin diye hüznümü çırpınmıyorum artık zaten işlemiş gözlerimin içine yüreğimin en derinine doluya koysam olmuyor boşa koysam almıyor misali kimin ne düşünceğinide boşverdim aslında .. Kendin için yasa diyorum artık bundan sonra aslında kendi kendime teselliler veriyorum iç sesimle ... Çaresizliğin dibine vuruyorum rotasını kaybetmiş denize düşmüş boğulmaya yüz tutmuş gemi misali battıkca batıyorum...Artık bir yerden sonra kendi kendimi teselli etmekten vazgeciyorum umursamazlığı görmemezlikten gelmeyi sırtıma hırka misali giyiyorum olmuyor iki gözüm içim içimi kemiriyor ifadeler anlamsız kalıyor tarif edemiyorum Bir yangının içinde ne kadar kül olunursa bende o kadar yanıyorum !Dünya artık gözümde kerbela ! 09/03/2019 Sonyemin Çalakalem yazım
Yıllardır sevdiğim, ama bir türlü onu sevdiğimi belirtemediğim bir kız vardı. Ben onun hakkında herşeyi öğrenmiştim, ama o benim hakkımda hiç bir şey bilmiyordu. Varlığımdan haberi bile yoktu. En yakın arkadaşından, gittiği cafelere, içtiği içeceklere, hatta sevdiği müziklere kadar biliyordum. Kısa süreli bir ilişkisi olmuştu, ve sonrasında
Reklam
Benden 00:20
Mantık neydi o dakika geçebilir miydi bahşettiğim sevginin önüne ölümüne giderken solunda yaşamaya çalıştım yaralıda olsam sen varsın diye aldandım Ne bir söz diledim senden ne de başkasına darıldım sadece sen kal diye yalvardım bu yalvarmalar belki apaçık gitme kal demek değildi bazen göğsünde uyumak isterdim demişimdir bazense nefesini ver bazen sen bazen siz hep bana demişimdir sen ya da artık oldun daha da siz bu bir kıskançlık değil sevgilim sadece saçının tek telini bile ayrı sevmektir varolsun yanında biri ben yokolurkende varolmuşum yanında değil mi Korkular neşeler umutlar geceler hepsi senden öteye gidemezken bende sayıklarcasına dilimde kalbimde acı verircesine tekrarlandılar Bir dünya kurdun da bize o dünya sendin gittin kaldı sandın bir dünyam hayır kalmadı Bu dünya da zaten bir isteğim yok gözlerim seni süzemezken bakışlarımın başkasında gezdiği Yok
Kasvetli sonbaharın bir hikâyesi yok bende. Hiç işitmedim ezgisini rüzgârın taşıdığı ölü hurma yapraklarının. Ne de kuru otların ezgisini bilirim. Tek bildiğim yeşil düşü acılı yeryüzünün.
Canım yandıkça gülümsemek, hep yaptığım ve hep yapacağım bir şeydi. İnsan bir yerden sonra acılarına gülümsemeyi de öğreniyordu. Baktı ki sevecek kimsesi yok, o zaman acılarına sıkı sıkıya tutunup onlara gülümsüyordu. İnsanlar mutlu olduğunda gülerdi ama benim hayatımda beni mutlu edecek hiç bir şey olmamıştı. Bir süre sonra bende bana sadık acılarıma gülümsemeyi öğrenmiştim. Acılarım insanlar gibi değildi, beni terk edip gitmeyen tek şeydi
Sayfa 216Kitabı okudu
Du bakali n'olecak?
Boğaziçi’nin Karadeniz Boğazına yakın Anadolu yakasında, deniz kıyısı üstünde bir çayevi… O çay evinin hemen bütün müşterileri, hep o semtin insanları olduklarından ve oraya sık sık geldiklerinden birbirlerini tanırlar. Çoğu da emeklidir. Emekli olunca konuşmaları doğal olarak geçim sıkıntısı, pahalılık, sürekli zamlar vb konular üstüne oluyor. O
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.