-Evcil ne demek?” “-Artık kimselerin umursamadığı bir geleneğin gereği. Bağlar kurmak demektir.” “-Bağlar kurmak mı?” “-Evet. Sözgelimi sen benim için şimdi yüz binlerce oğlan çocuğundan birisin. Ne senin bana bir gereksinmen var ne de benim sana. Ben de senin için yüz binlerce tilkiden biriyim. Ama beni evcilleştirirsen birbirimize gereksinme duyarız. Sen benim için dünyada bir tane olursun, ben de senin için.”
Ne kadar acele edersen, o kadar geç kalırsın. Acelecilik bir aldatmacadır. Bir tuzaktır. Her şeyin bir zamanı vardır. İyi işler demlenmek ister. Kâmil insan olmanın temelinde de bu olgunluk vardır. "Dem" demek, bilgelik demektir. Demini almış her iş ve her insan hem verimlidir hem de faydalıdır. Şuursuzca koşturup durmak, hep bir yerden bir yere yetişmek telaşı içinde olmak, hep onu da bunu da yapabilme çabasına girmek pusulayı şaşırtmaktan başka ne işe yarardı ki? Her şeyi yapmak isteyen hiçbir şeyi yapamazdı. Ustalık, emekle ilgilidir. Bir şeyi en iyi yapabilen olmak için ona yeterince emek ve zaman vermek gerekir. Acele etmek de neymiş?
Reklam
"Ne kadar acele edersen, o kadar geç kalırsın. Acelecilik bir aldatmacadır. Bir tuzaktır. Her şeyin bir zamanı vardır. İyi işler demlenmek ister. Kamil insan olmanın temelinde de bu olgunluk vardır. 'Dem' demek, bilgelik demektir."
Ah, o ümitsizlikle Ne büyük ümitler olabilirdi aslında! O yönde ümit yok demek, Öbür yönde öyle yüce bir ümit var demektir ki, ...
İnsanların hemen hepsi hayatı karın doyurmak ve lalettayin biriyle yatmaktan ibaret farz ederler. Halbuki bu takdirde insanın diğer hayvanlardan ne farkı vardır, onların dimağları da karınlarını doyurmak ve kendilerine bir eş bulmak hususunda kâfi derecede hizmet görüyor, ancak bunları düşünmek, onlardan hiç ayrı olmamak demektir. Halbuki insanın bir de dimağı vardır ki yemek, yatmak, eğlenmek gibi şeylerle alakadar olmayan birtakım ihtiyaçlar taşır. Kendine yakın bir arkadaş arar. Kendisine yardım edecek (maddi ve manevi yardım edecek) diğer bir insan ister ve bunun mümkün olabilmesi için yardım isteyen diğer insanlara yardıma hazır bulunur. Sonra muhakkak sevilmek ister, bunun için de başkalarını sever. Düşün, dünyada yalnızlık kadar feci şey var mıdır? Tabii yalnızlıktan kafa yalnızlığını kastediyorum, yoksa dünya bir sürü kuru kalabalıkla dolu... Ama bizim manevi hayatımızda, maddi hayatımızda bize eş, arkadaş olabilecek insan ne kadar azdır.
YKY-Epub
Hem bilir ki Galata demek biraz da kapılar demektir. Bunun için de bir bir sayacaktır Galata kapılarını içinden, hep içinden: — Birinci kapı Meyit Kapısı'dır; Kasımpaşa Tersanesi'ne çıkar; ikinci kapı Azap Kapısı'dır güneye bakar; üçüncü kapı Kürkçü Kapısı'dır—ki sessiz bir kapıdır— o da güneye bakar; dördüncü Yağkapanı Kapısı'dır; beşinci kapı—ki denize çıkar— Balıkpazarı Kapısı'dır; altıncı kapı Karaköy Kapısı'dır; yedinci Kurşunlu Mahzen Kapısı'dır; sekizinci—ki ezik bir kapıdır— Kireç Kapısı'dır; dokuzuncu Tophane Kapısı'dır; onuncu Küçükkule Kapısı'dır; on birinci— ki yalnız bir kapıdır— Büyükkule Kapısı'dır ve hiçbir şey görmez. Ya adı Meçhul kapılar mı? Onlar minyatüre vurmuyor. Çok koyu gölgeler düşürdüğünden anlıyoruz Azap Kapısı'ndan başladığını üçgeni kurmaya (hem en çok sevdiği kapı da o değil midir? Öyleyse biz de ordan başlayacağız okumaya resmi. Dışlayıp Eyüp'ü, Kasımpaşa'yı, Pera'yı. Madem konumuz Galata'dır).
Sayfa 54
Reklam
1.000 öğeden 731 ile 740 arasındakiler gösteriliyor.