Bütün Alıntılar
Uzun zaman devam eden bir anlaşmazlık, her iki tarafında haksız olduğunu gösterir. Voltaire 73 Ne kadar az bildiğimizi anlayabilmek için ne kadar çok şey bilmemiz gerektiği ne kadar gariptir. Cahil olduğunun farkına varmak bilgiye doğru atılmış büyük bir adımdır. Disraeli 78 Orta yaşımızdan önce okuduğumuz kitaplar karakterimizi kalıplar
“Etrafın seni sıktığı zaman kitap oku… Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim. Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz. İnsan muhitin bayağı, manasız, soğuk tesirlerinden kurtulmak istediği zaman yalnız okumak fayda verir. Bana en felaketli günlerimde kitaplarım arkadaş oldu. Fakat bu yetmiyor. Şiirlerimde de gördün ki, kitaplara rağmen çok ıstırap çektim. Çünkü candan bir insanım yoktu. Sen benim yarım kalan tarafımı ikmâl edeceksin.” “İnsanların hemen hepsi hayatı karın doyurmak ve gelişigüzel biriyle yatmaktan ibaret farz edeler. Halbuki bu takdirde insanın diğer hayvanlardan ne farkı vardır, onların akılları da karınlarını doyurmak ve kendilerine bir eş bulmak hususunda kâfi derecede hizmet görüyor, ancak bunları düşünmek, onlardan hiç ayrı olmamak demektir, halbuki insanın bir de aklı vardır ki, yemek, yatmak, eğlenmek gibi şeylerle alakadar olmayan bir takım ihtiyaçlar taşır. Kendine yakın bir arkadaş arar. Kendisine yardım edecek diğer bir insan ister ve bunun mümkün olabilmesi için yardım isteyen diğer insanlara yardıma hazır bulunur. Sonra muhakkak sevilmek ister, bunun için de başkalarını sever. Düşün, dünyada yalnızlık kadar feci bir şey var mıdır, Tabii yalnızlıktan kafa yalnızlığını kastediyorum, yoksa dünya bir sürü kuru kalabalıkla dolu…”
Reklam
Mektubunun bir yeri bana bilhassa yakın geldi: İnsan­ların hemen hepsi hayatı karın doyurmak ve lalettayin biriyle yatmaktan ibaret farz ederler. Halbuki bu takdirde insanın diğer hayvanlardan ne farkı vardır, onların dimağları da karınlarını doyurmak ve kendilerine bir eş bulmak hususunda kâfi dere­cede hizmet görüyor, ancak bunları düşünmek, onlardan hiç ayrı olmamak demektir. Halbuki insanın bir de dimağı vardır ki yemek, yatmak, eğlenmek gibi şeylerle alakadar olmayan bir­ takım ihtiyaçlar taşır. Kendine yakın bir arkadaş arar. Kendisine yardım edecek (maddi ve manevi yardım edecek) diğer bir in­san ister ve bunun mümkün olabilmesi için yardım isteyen diğer insanlara yardıma hazır bulunur. Sonra muhakkak sevilmek is­ter, bunun için de başkalarını sever. Düşün, dünyada yalnızlık kadar feci şey var mıdır? Tabii yalnızlıktan kafa yalnızlığını kas­tediyorum, yoksa dünya bir sürü kuru kalabalıkla dolu...
Sayfa 49 - YKYKitabı okudu
“İnsanların hemen hepsi hayatı karın doyurmak ve lalettayin biriyle yatmaktan ibaret farz ederler. Halbuki bu takdirde insanın diğer hayvanlardan ne farkı vardır, onların akılları da karınlarını doyurmak ve kendilerine bir eş bulmak hususunda kâfi derecede hizmet görüyor, ancak bunları düşünmek, onlardan hiç ayrı olmamak demektir, halbuki insanın bir de aklı vardır ki, yemek, yatmak, eğlenmek gibi şeylerle alakadar olmayan bir takım ihtiyaçlar taşır. Kendine yakın bir arkadaş arar. Kendisine yardım edecek diğer bir insan ister ve bunun mümkün olabilmesi için yardım isteyen diğer insanlara yardıma hazır bulunur. Sonra muhakkak sevilmek ister, bunun için de başkalarını sever. Düşün, dünyada yalnızlık kadar feci bir şey var mıdır, tabii yalnızlıktan kafa yalnızlığını kastediyorum, yoksa dünya bir sürü kuru kalabalıkla dolu…”
“Toplumun kendisinden beklediğinin yarısını yapan bir kadının hayatı çoktan dolmuştur. Evini az veya çok temiz, düzenli tutan, eşine ve çocuklarına yemek yapan, sıklıkla olmasa da evinde yemek daveti veren, düğün davetlerine icabet eden bir kadının kendine ait bir şey yaratması artık neredeyse imkansızdır. Bu saydıklarımın hiçbiri tek başına sorun
Mektubunun bir yeri bana bilhassa yakın geldi: insanların hemen hepsi hayatı karın doyurmak ve lalettayin biriyle yatmakdan ibaret farz ederler. Halbuki bu takdirde insanın diğer hayvanlardan ne farkı vardır, onların dimağları da karınlarını doyurmak ve kendilerini bir eş bulmak hususunda kafi derecede hizmet görüyor, ancak bunları düşünmek onlardan hiç ayrı olmamak demektir. Halbuki insanın bir de dimağı vardır ki yemek yatmak eğlenmek gibi şeylerle alakadar olmayan bir takım ihtiyaçlar taşır. Kendine yakın bir arkadaş arar. Kendisine yardım edecek diğer bir insan ister ve bunun mümkün olabilmesi için yardım isteyen diğer insanlara yardıma hazır bulunur. Sonra muhakkak sevilmek ister, bunun için de başkalarını sever.
Reklam
“İnsanların hemen hepsi hayatı karın doyurmak ve gelişigüzel biriyle yatmaktan ibaret farzederler. Halbuki bu takdirde insanın diğer hayvanlardan ne farkı vardır, onların akılları da karınlarını doyurmak ve kendilerine bir eş bulmak hususunda kâfi derecede hizmet görüyor, ancak bunları düşünmek, onlardan hiç ayrı olmamak demektir, halbuki insanın bir de aklı vardır ki, yemek, yatmak, eğlenmek gibi şeylerle alakadar olmayan bir takım ihtiyaçlar taşır. Kendine yakın bir arkadaş arar. Kendisine yardım edecek diğer bir insan ister ve bunun mümkün olabilmesi için yardım isteyen diğer insanlara yardıma hazır bulunur. Sonra muhakkak sevilmek ister, bunun için de başkalarını sever. Düşün, dünyada yalnızlık kadar feci bir şey var mıdır, Tabii yalnızlıktan kafa yalnızlığını kastediyorum, yoksa dünya bir sürü kuru kalabalıkla dolu...”
- Yaşayışındaki derbederlik? - Göstermez ama, derbederdir çok... Bence gazetecilikten geliyor bu... Gazetecileri ben şoförlere benzetirim. Müşteriyi indiren şoför, o andan sonra nereye gideceğini artık kendisi de bilemez! "Eve gideyim, yemek yiyeyim!" derken bir müşteri çıkar, "Çek bakalım, Büyükdere'ye!" der. Oysa, adamın evi Fatih'tedir! Ne demektir, aklından geçirdiğine sırtını dönmek?.. - Benzer mi gazeteciliğe sahiden? - Elbette... Alalım Murat'ı... Neyi kararlaştırmıştık geçen hafta? İstanbul'u gezecektik beraber... Hatta nereleri nasıl, ne zaman gezeceğimizi de kendisi düzenlediydi. Hani nerde şimdi? - Gazete Ankara'ya gönderdi, napsın? - Gördünüz mü? Ben de bunu söylemek istemiştim! Dönsün gelsin! İki gün sonra İzmir'e... Hatta, Yunanistan'a gönderilmeyeceği nereden belli?..
Sayfa 412 - İthaki Yayınları, 4. Baskı, 2010, Üçüncü Bölüm, Yol Ayrımı, 3Kitabı okudu
733 öğeden 481 ile 490 arasındakiler gösteriliyor.