Martin Eden hakkında yazmak istediklerim okadar çok ki..Oldum olası başarı hikayelerine,zorluklara karşı hayat karşısında dik duruş sergileyen hikayeler etkilemiştir beni.
Martin yolunu bulamayan bulmak için bütün sınırlarını zorlayan genç bir delikanlı.. yeri gelmiş aç kalmış,borçlanmış, değişik işlerde çalışan bunlara rağmen inandığı hedefe
"Kişioğlu, ister fukara olsun, ister zampara, ister avara...Yeter ki madara olmasın, mert olsun!" der Kemal Tahir. Ve ömrü boyunca karşılaştığı en mert insanların, dava ve dam arkadaşları olduğunu da sözlerine ekler...
Yaşamı boyunca Kemalist ve demokrat bir duruş sergileyen Kemal Tahir, bu duruşuna bir de sosyalist dünya görüşünü
"
Bir zamanlar seni sevmiştim. Ve sevgiyi senin suretinde yaratmıştım." Boşta kalan elini göğsüne götürdü: "Bu kalbin, birini sevmeye ihtiyacı vardı. Ve sen bunu anlamadın. Ve bana eziyet ettiğini bilmedin. Göz yaşımı silmedin."
Öncelikle kitabın ismi çok güzel seçilmiş. "Deprem" "Depresyon" ne kadar da benzer kelimeler. Sadece ses olarak değil mana olarak da. Depresyon da ruhsal bir çöküntüyü ifade ediyor. Depresyon dolu zamanlar...
Şiirlere gelecek olursak gayet hisli yazıldıklarını düşünüyorum. Şekilsel bakımdan usta şairlere kıyasla doğal olarak o kadar iyi olmasa da birçok şairden daha hisliydi, ciddiyim. Okuması bence keyifliydi. Farklı bakış açılarından yazılan şiirler vardı. Kimi zaman bir kadının kimi zaman bir askerin kimi zaman bir çocuğun... Kitabın başında bazı depremzedelerin yazılarının da yer alması güzel bir detay olmuş. Tüm bunlar acılara empati yeteneğimi arttırdı.
Kitabın geliri depremzedelere bağışlanacağı için bu toplumsal hareketinden ötürü yazara teşekkür ederim. Şu günlerde böyle güzel şeylere ihtiyaç var.
Ben İsmet Özel, şair, kırk yaşında.
Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar
ben yaşarken koptu tufan
ben yaşarken yeni baştan yaratıldı kâinat
her şeyi gördüm içim rahat
gök yarıldı, çamura can verildi
linç edilmem için artık bütün deliller elde
kazandım nefretini fahişelerin
lanet ediyor bana bakireler de.
Sözlerim var köprüleri
Doğunun bi ücrasında, iki kedim, birkaç bitkim, piyanom ve kitaplarımla başbaşayım.
İlk zamanlar bu uzaklık ve izole hali bana iyi gelse de, kendimi bir kafesin içinde hissetmeye başladım artık.. Günden güne silikleşen, gittikçe görünmez olan bir silüet gibiyim uzun zamandır.
Varlığımla yokluğum bir..