Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nursena Şenoğlu

Nursena Şenoğlu
@bir_sena
Doğdum, büyüdüm, okuyorum...
... diğer bütün hayatlar utanç dolu ve midemi bulandırıyorlar; şimdiye kadar hep hayata katlanamadığımı düşünürdüm, insanlara katlanamıyordum ve hep çok utanırdım, ama sen bana katlanamadığım şeyin hayat olmadığını kanıtladın.
Sayfa 106Kitabı okudu
Reklam
Yanımda yürüyordun Milena, düşün, sen benim yanımda yürüdün.
Evet, birbirimizi yanlış anlamaya başlıyoruz Milena. Sen, benim sana yardım etmek istediğimi düşünüyorsun, oysa ben kendime yardım etmek istiyorum.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Şey dostum sana kötü bir haberim var...
Bir şekilde mektupla ilgili içim hiç rahat değil, bunlar sadece en mahrem, en gizli konuşmaların artıkları.
Bu karşılıklı mektuplaşma bir son bulmalı Milena, bizi delirtiyor, insan ne yazdığını bilmiyor, neye cevap verdiğini bilmiyor, nasıl olursa olsun daima titreyip duruyor. Çekçe yazdıklarını gayet iyi anlıyorum, kahkahanı da duyuyorum, ama mektuplarında kelimelerinle kahkahan arasında debeleniyorum, sonra yalnızca bir kelimeyi duyuyorum ve o da benim özüm: korku.
Reklam
Ne dersiniz, pazar gününe kadar bir mektup alır mıyım sizden? Olabilir. Oysaki mektuplara olan bu tutku saçma değil mi? Tek bir mektup, tek bir bilgi yetmiyor mu? Kuşkusuz yetiyordur, ama insan yine de şöyle bir arkasına yaslanıp doyasıya içmek istiyor mektupları ve tek bildiğiyse içmeye devam etme isteği oluyor. Hadi, bunu açıklayın Milena, öğretmen hanım!
Bir tesellim var ama. Sizin rahat uyumuş olmanız, gerçi bu "tuhaf" mış, gerçi daha dün "altüst olma" haline bürünmüşsünüz, ama yine de rahat uyumuşsunuz. O zaman uyku geceleyin beni terk ettiğinde nereye gittiğini biliyorum artık ve buna razıyım. Hem zaten isyan etmek aptallık olurdu, uyku en masum varlıktır, uykusuz insansa en suçlusu.
Söyle bana Toprak Ana, doğrusunu söyle: Savaşmadan yaşayamaz mı insanoğlu?
Allah'ım nasıl güzel bir anlatım..
Hafız'ın bir şiiri var, ümmiliği çok güzel anlatır: "Kalbimin kapısına 'Kimse giremez.' yazıp astım. Baktım, bir gül yüzlü girmiş, içeride oturuyor. Dedim ki: 'Nasıl girdin, görmedin mi yazıyı?' 'Ben okuma bilmem.' dedi."
Allahümme Salli Ala Seyyidina MuhammedKitabı okudu
"Nefes aldığın her saniyede sevgiye yürü babacım, sevgiye yürü, ta ki hakikate eresin!"
Reklam
"Yatağımın karşısında bir pencere var. Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım on yıl bu evde? Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı beni. İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım"
Şimdi artık bu mekânı terk etmeli. Ölümün gölgesinden bir an önce uzaklaşmalı Mümkün mü bu? Evet, mümkün!.. Nasıl? Unutarak! Unutarak mı? Elbette!.. Unutmak olmazsa insanoğlu nasıl yaşardı bunca acı ortasında. Ya hatırlamak!.. Evet, o da var. Ömür böyle geçiyor işte; kâh unutup kâh hatırlayarak.
Peygamberimiz(sav) "Sizin için en çok korktuğum şey küçük şirktir." dediğinde sahâbîler bu ifadeyi ilk kez duydukları için anlamamışlar ve küçük şirkin ne demek olduğunu sormuşlardır. Resûlullâh riya olduğunu ifade ettikten sonra, Allah'ın âhiret günü riyakârlara "Amellerinizi kimin için yaptıysanız onlara gidin, bakın bakalım yaptıklarınız karşılığında size verecek bir şeyleri var mı?" diyeceğini bildirmiştir.
Sahte olan ile gerçek olanın yan yana durmuş olması, hiçbir zaman gerçek olanı sahte olan durumuna düşürmez. Sahte olan şeyi de hiçbir zaman gerçek altın yapmaz. Dolayısıyla Hak ile Batılın yan yana olmaları veya görülmeleri, hakkı batıl yapmayacağı gibi, batılı da hakka dönüştürmez.
Osmanlı insanı, yaşamı boyunca kendisini "Sonsuz Kudret" karşısında önemsiz gördüğünden çoğu mezar taşında üç harften ibaret olan "Hiç" yazıldığı görülür
77 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.