Bazı kitaplar vardır onlar için neden okunmasın denir.
Bu kitap işte öyle bir kitap;
etkileyici bir hikaye, sade bir anlatım,
anlaşılır bir üslup, zihin açan bir bakış açısı,
fazla zaman almayan bir kalınlık...
biz nedense kitapları bazen sonucunu merak ettiğimiz
bir film gibi algılarız... onun için baştan uyarırız,
incelemelerimizin başına
Evet biliyoruz.. fakat iki senedir her gün şunu salağa anlatır gibi karşımıza çıkartma artık ya.
Bir söyledin iki söyledin tamam da, bir rahat bırak Allah'ını seversen
Kitabın bana kazandırdığı, bu dizeleri daha derinden anlamak oldu..
"Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında."
Bir ceviz ağacı var parkta, yol kenarında, bahçemizde, mesire alanında. Bir ceviz, gürgen, kayın, palamut, meşe, söğüt, çınar ağacı var ama hiçbirimiz bunun farkında değiliz…
''O yoksa ellerin, dudakların hiçbir şeye yaramıyor mu?
Bütün gücün, bütün umutların yalnız onun için mi?
Gelmese de her yerde yine onu bekliyor musun?
Özlemin o kadar büyük mü, anlat, o kadar derin mi?
Seviyorsun , Seviyorsun, Seviyorsun''
Beklenmedik bir anda karşınıza çıkan yabancı, ama en yakın gelen ses tam da ortadan bölüyor
- Doğan güneş ancak gövdemizi ısıtır. İçimizdeki buzları eritecek bir güneş yoktur.
- İçindeki buzları ancak sevgi eritir. Sevgi güneş gibidir. Kalbinin penceresini aç. Bırak güneş oradan içeri girsin!