Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Biraz tefekkür lütfen. Işıkları söndürün.
Gerçekten mi ya? Filistin bu durumdayken kendinizi ve müthiş hayatınızı mı paylaşıyorsunuz hâlâ? Selahaddin görse ne derdi, Hz. Ömer görse ne derdi, Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) görse ne derdi şu hâlimize?
“Babamın, sonradan daha iyi farkettiğim karakterinin eşsiz bir özetiydi bu cümle: ‘dur bakalım hele.’ Hem kendi durur, hem de herkesi durdururdu bu cümleyle. Benim hızımı, annemin hırçın ve telaşlı atılmalarını hep bu amansız cümlesiyle keserdi: ‘Dur bakalım hele.’ Dünya tefekkür tarihine ‘Durbakalımhelecilik’ geçmezse, babama yapılmış en büyük haksızlık olacaktır bu. Ben de belki biraz bu felsefenin tesiriyle böyle olmuşumdur.”
Reklam
Sadettin Ökten
Sadettin Ökten
: Zekânın da açlığı söz konusu. Onu da doyurmak lazım. Belki önce insan zekâsının açlığını doyurmak gerekiyor. Ondan sonra gönlü doyurmak geliyor. Yahut ikisi paralel gidecek. Bedenin açlığı çok mühim değil. Beden biraz bir şey alınca bu ona yetiyor. Üşümediği kadar giyinse yetiyor. Daha çok ve çeşitli yemek, bedenin açlığından değil, göz, gönül, zekâ açlığından oluyor. Büyüklerimiz bize ilimle meşgul olmayı tavsiye etti çünkü ilim, zihnin ve zekânın açlığını gideriyor. İstek kapasitenizin bir kısmını ilimle meşguliyet işgal ediyor. Bunun ötesinde biraz sanatla uğraşırsanız, icra etmeniz gerekmiyor, okursunuz. dinlersiniz o zaman bir başka boyutu da o dolduruyor. Felsefe, tefekkür, ondan sonra tasavvuf geliyor. Bunlar aynı zamanda da farklı zamanlarda da olabiliyor. Biraz nasip, biraz gayret, biraz da kabiliyet yeterli. Bunları yapınca maddeye olan düşkünlüğünüz azalıyor .
Sayfa 169Kitabı okudu
Sadettin Ökten
Sadettin Ökten
: Zekânın da açlığı söz konusu. Onu da doyurmak lazım. Belki önce insan zekâsının açlığını doyurmak gerekiyor. Ondan sonra gönlü doyurmak geliyor. Yahut ikisi paralel gidecek. Bedenin açlığı çok mühim değil. Beden biraz bir şey alınca bu ona yetiyor. Üşümediği kadar giyinse yetiyor. Daha çok ve çeşitli yemek, bedenin açlığından değil, göz, gönül, zekâ açlığından oluyor. Büyüklerimiz bize ilimle meşgul olmayı tavsiye etti çünkü ilim, zihnin ve zekânın açlığını gideriyor. İstek kapasitenizin bir kısmını ilimle meşguliyet işgal ediyor. Bunun ötesinde biraz sanatla uğraşırsanız, icra etmeniz gerekmiyor, okursunuz. dinlersiniz o zaman bir başka boyutu da o dolduruyor. Felsefe, tefekkür, ondan sonra tasavvuf geliyor. Bunlar aynı zamanda da farklı zamanlarda da olabiliyor. Biraz nasip, biraz gayret, biraz da kabiliyet yeterli.
Sayfa 169
Hep haklı olan insan gaddarlaşıyor. Allah Teâlâ bu yüzden günah işleyen, hata yapan bir alem olarak yarattı. Bazen hata yapan, kusur işleyen, mahcup olan, özür dileyen, yıkmaya değil onarmaya çalışan, hatta hata yapma ihtimalinin olduğunu, birini incitebileceğini bilip biraz daha ince düşünen, dikkat eden insanlara zaafım var.
Kadın hür olmadıkça ve umumi hayata katılmadıkça, topluluğun durgun suyu dalgalanmaz. Taklit ve özenti devri en çok bizde sürmüştür. Büyük şehir Osmanlılığı, kıyafetini, başlığını, birçok âdetlerini değiştirmişti. Fakat kadına ve tefekküre el dokunduramamıştı. Meşrutiyetin sonlarında dahi aile ve üniversite şeriat takımının hükmü altında idi. Hür
Sayfa 473 - PozitifKitabı okudu
Reklam
Bir Şehir
Asla konjonktürel Siyasal ve güncel bağlantıları kastetmeksizin, kesinlikle KUDÜS! … Evet, Kudüs’te zaman genişler ve gök kaplarının geçidi olduğuna inanılan o büyüyü şehirde adeta ilahi bir akış içinde ilerlersiniz. … Siyasalın ve güncelin kılıcında her gün ölen iki yüzlülüğümüz nedeniyle onun gerçek ruhuna bir türlü yaklaşamıyoruz. Rivayet edilir ki Hz Nuh(as) dışında Meryem dahil bütün peygamberlerin yolu bir şekilde Kudüs’e düşmüş. Allah Resul’ünün de Miraç ile Kudüs’e uğraması ilahi planda gerçekleşmiştir. Bu rivayetleri iyi düşünmeliyiz ve “Neden?” diye bir sorumuz olmalı. Neden bütün peygamberlerin yolu hep Kudüs’e çıkmış? Bu çıkış mucizeleri üzerine biraz tefekkür edersek bugün kısır, vicdan tatminli ve sonucu olmayan politikalara Kudüs’ü kurban verdigimizi daha net görebiliriz!
Sayfa 23
160 syf.
9/10 puan verdi
·
12 saatte okudu
Esselamu Aleyküm ve Rahmetullah ve Berekatuhu Şermin Yaşar'la tanıştığım ilk kitabımdı. Bölümüm gereği mi bilmiyorum ama özellikle bazı çocuk kitaplarını okumayı çok seviyorum ayrı Bi ambiyansı, öğreticiliği olduğunu düşünüyorum. Kitabı okurken kitap okuyor gibi değil de film izliyormuşum gibi hissettiren nadir kitaplardandı benim için.
Abartma Tozu
Abartma TozuŞermin Yaşar · Taze Kitap · 20195,7bin okunma
Biraz tefekkür :)
Etrafımdaki güzel vadi sis içindeyken, gökyüzündeki güneş benim ormanımın geçit vermez karanlığına vururken, yalnızca birkaç Işık ormanın içindeki mabede girerken, ben gürültüyle akan derenin kıyısındaki yüksek çayırların arasında uzanmışım, toprağa yakın bir noktada bin bir çeşit minik yeşillik dikkatimi çekiyor: bitkilerin sapları arasında küçük canlılar dünyasının vızıltısını, minik kurtların ve sineklerin çeşitli ve kavranamaz biçimlerini yüreğimin hemen yakınında hissederken, bizi kendi suretine göre yaratan Her Şeye Kadir Olan'ın varlığını, sonsuz haz içinde süzülürken bizi koruyan ve aydınlatan Sevgisi Herkese Yeten'in esintisini duyumsuyorum dostum!
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.