Orhan Pamuk'tan okuduğum ilk kitap olan Masumiyet Müzesi, benim için tam anlamıyla hayâl kırıklığı oldu.
Kitapta defalarca geçen ve beni çok rahatsız eden kadınlarla ilgili iki konu bulunmakta.
Bunlardan birincisi baş örtülü kadınların aşağılanması.
"Siz iş âlemindesiniz, benden daha iyi bilirsiniz, her yeri yeni para kazanmış görgüsüzler; karıları, kızları başı örtülü kasabalılar sardı." (YKY, üçüncü baskı, sayfa 117)
İkinci konu ise evlenmeden önce cinsel birlikteliğin "cesaret ve modernlik" olarak gösterilmesi.
"Hilton, hâli vakti yerinde kibar beyefendilerle, cesur hanımlara evlilik cüzdanı sormadan oda veren istanbul'daki bir avuç uygar kuruluştan biri olmuştur." (YKY, üçüncü baskı, sayfa 111)
Kitapta baştan sona çarpık ilişkiler, birbirini aldatan insanlar bulunmakta. İşin kötü tarafıysa tüm bunların normalmiş gibi ve "Masumiyet Müzesi" başlığı altında yazılmış olması...
Kitaba dair hiç mi olumlu görüşüm yok? Elbette var. Her ne kadar aşırı betimleme kullansa da Orhan Pamuk'un kalemi güzel, insanı derinden etkileyen, düşündüren cümleler ortaya koymuş.
Kitap ve müze fikri de güzel, o kadar emek verilmiş ama keşke anlatılan ahlâklı masum bir aşk hikâyesi olsaydı.
"Âşık olmak için yatmak, cinsellik, bunlar gerekmiyor. Aşk, Leyla ile Mecnun'dur." ve keşke kitap bu alıntı çerçevesinde yazılmış olsaydı.
Ayrıca kitap o kadar abartıldı ki beklentim yüksekti. Maalesef benim severek okuduğum bir kitap olmadı.