Aslında, aşk, böylesine âşık
bir adamın, her ne kadar, bu birliktelik, kendisini dünya
üzerindeki bütün diğer birlikteliklerden daha fazla tatmin
etmeyecek olan bir kadınla birlikte olmak uğruna, dünyadaki
bütün güzel şeylerden vazgeçebilmesini sağlayacak eşi
benzeri olmayan bir yanılsamadır.
Burası Türkiye. Ülkemizde insanların çoğu, toplum tarafından onaylanan bir cinsel birliktelik elde edebilmek için evlenirler.
Sayfa 122Kitabı okudu
aşk ve birliktelik üzerine
Aşk evlilikleri kişilerin değil, türün çıkarına yapılır. Söz konusu kişiler böylelikle, en küçük bir tereddüt bile hissetmeksizin, kendi mutluluklarına katkıda bulundukla rini zannederler; fakat onların gerçek amacı kendilerinin tanımadığı, bilmediği ve ancak onlar sayesinde mümkün olabilecek yeni bir varlığın dünyaya getirilmesinde saklı olan bir amaçtır. Bu amaçla bir araya getirilmiş olan erkek ve kadının, bundan böyle bu birlikteliklerini mümkün ol duğu kadar sürdürmeye çalışmaları gerekir. Fakat sık sık tutkulu aşkın özü olan bu içgüdüsel yanılsamanın bir araya getirmiş olduğu iki insan başka bakımlardan çok farklı ya radılışta olurlar. Bu vehim yahut yanılsama ortadan kalktı ğı zaman söz konusu farklılıklar açığa çıkar ki er geç olacak olan budur.
Aşk deyince cinsellikle ilgili değil, ruhsal bir kavramdan söz edildiği düşünülür. Peki, aşk ruhsal bir kavramsa, bir ruhsal birliktelikse, bu ruhsal birliktelik sözcüklerle, sohbetlerle, konuşmayla anlatılabilir, değil mi? Oysa öyle bir şey söz konusu değildi. Baş başa kaldığımızda konuşmamız korkunç derecede zor oluyordu.
Birliktelik, karşılıklı ilginin odaklanması demektir.
Sayfa 71Kitabı okudu
Bütünleşme bazen zor olur çünkü yanımızdaki kişileri seçme şansımız yoktur. Bu birliktelik görücü usulü evlilik gibidir ve "balayı"nızı dünyadan tamamen izole edilmiş bir yerde, altı ay süreyle yaparsınız. Bu süre içinde yoldaşlık, hayatta kalma, adil iş bölümü ve sorumluluk paylaşımı dahil her şey için birbirinize bağımlısınızdır.
Bu yüzden astronotların birbirlerine ilk sordukları soru, "Kiminle uçuyorsun?"dur. Kimse uzaya birlikte çalışması güç biriyle çıkmak istemez; ama bir noktada, mürettebatınızdaki insanları kabul etmek, keşke Neil Armstrong ile uçsaydım diye düşünmekten vazgeçmek ve mürettebat üyelerinin güçlü ve zayıf yönlerinin kendinizinkilerle nasıl uyuşacağını düşünmeye başlamak zorundasınızdır. Eldeki malzeme budur ve bu malzemeyle işi bitirmeniz gerekir.
Sayfa 96Kitabı okudu
