Yüzyıllar geçiyor ve yalnızca şimdiki zaman'da oluyor herşey;havada,yerin ve denizin üzerinde sayısız insan var, ama gerçekte, olup biten her olay bana oluyor...
Alemde olup biten harikulade işleri,tabiat yaptı deyip,içinden çıkmak mümkün değil. Çünkü her iş büyük bir nizam ve intizam içinde yapılıyor. Her faaliyette bir fayda ve bir hikmet gözetiliyor. Herşey şuurlu bir ölçüyle yaratılıyor. Hiçbir şey başıboş değil;hiçbir mahluk kendi haline bırakılmamış. Bütün bu mükemmel işleri,akılsız ve şuursuz olan tabiata havale etmek ve tabiat yaptı demek mümkün değildir. İlim,irade ve kudret sahibi olmayan aciz bir tabiat,elbette Halık olamaz.
Stoacilik/ Merak eden varsa diye uzun bir şekilde paylaştım
Stoacılar kadercidirler. Bu dünyada meydana gelen herşeyin karşı konulmaz bir biçimde önceden tayin edilmiş olduğuna inanırlar. Ancak öte yandan iyimserdirler, çünkü bu karşı konulmaz kader, Tanrı tarafından belirlenmektedir. Öte yandan Stoalılar Tanri'nin evrenin dışında, ona aşkın bir varlık olduğunu düşünmezler. Çünkü Stoalılar panteisttirler ve Tann’yı evren veya doğayla bir tutarlar. Tanrı, onlara göre, evrenin iç mantığı, yasası ve canlı gücüdür. O, evrende iş gören canlı ve akıllı güçlerin toplamıdır. Daha basit olarak akıldır, (logos) akılsaldır ve iyidir. Dolayısıyla bu dünyada meydana gelen herşey akla uygundur, akılsaldır ve iyidir. Bu durumda bir Stoacı için ahlaklılık veya erdem ne olabilir? Dışımızda, evrende olup biten seylerin tanrısal aklın ve ktadenin ürünü olan şeyler olduğunu kabul etmek ve onlara bilinçli, istekli olarak, bilgece rıza göstermek, katlanmaktir.
Ancak İlginç olan şudur ki, Stoacılar bir yandan kaderi kabul etmekle birlikte öte yandan insanın özgür olduğunu savunurlar. Fakat bu özgürlük bizim dışımızda olup bitenlere müdahale etmek, onlan değiştirmek yönünde bir güce sahip olmamız anlamında bir özgürlük değildir.