Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ölülerle dirileri ayıran çizgiye benzer bir çizginin bir adım ötesi... Bilinmezlik, acı ve ölüm... Ne var orada? Orada, o tarlanın, o ağacın arkasında, o güneşle aydınlanmış damın altında kim var? Kimdir orada olan? Bunu kimse bilmez, ama bilmek ister. Herkes o çizginin ötesine geçmekten hem korkar, hem bunu ister. Bilirsin ki, o çizgiyi er geç aşmak, ötesinde neyin bulunduğunu öğrenmek zorunda kalacaksın, tıpkı ölümün ötesinde ne bulunduğunu öğrenmek zorunda olduğun gibi. Oysa kuvvetli, sağlam, neşeli ve heyecanlısındır, çevrende de aynı şekilde sağlam heyecanlı hayat dolu insanlar vardır..." Düşman karşısına çıkan her insan, böyle düşünmese bile buna benzer bir duygu içinde kalır. Bu duygu o an olup bitenlere apayrı bir anlam kazandırır, o sırada olup biten herşey insanın zihninde sevinçle karışık kesin bir iz bırakır.
Sayfa 258 - Sayfa: 258 ve 259
Ölülerle dirileri ayıran çizgiye benzer bir çizginin bir adım ötesi... Bilinmezlik, acı ve ölüm... Ne var orada? Orada, o tarlanın, o ağacın arkasında, o güneşle aydınlanmış damın altında kim var? Kimdir orada olan? Bunu kimse bilmez, ama bilmek ister. Herkes o çizginin ötesine geçmekten hem korkar, hem bunu ister. Bilirsin ki, o çizgiyi er geç aşmak, ötesinde neyin bulunduğunu öğrenmek zorunda kalacaksın, tıpkı ölümün ötesinde ne bulunduğunu öğrenmek zorunda olduğun gibi. Oysa kuvvetli, sağlam, neşeli ve heyecanlısındır, çevrende de aynı şekilde sağlam heyecanlı hayat dolu insanlar vardır..." Düşman karşısına çıkan her insan, böyle düşünmese bile buna benzer bir duygu içinde kalır. Bu duygu o an olup bitenlere apayrı bir anlam kazandırır, o sırada olup biten herşey insanın zihninde sevinçle karışık kesin bir iz bırakır.
Reklam
Herşey biten yerde herşey başlayan yere dönme isteği öldürücü derecede üzücü oluyormuş.
ben de cansız varlıktan öldüm, biten boy atıp gelişen, nebat oldum. nebatken öldüm, hayvan şekliyle baş gösterdim. hayvanlıktan öldüm, insan oldum; artık ölüp azalmaktan, noksana düşmekten niye korkacakmışım? bir daha hamle edeyim de insanken öleyim; böylece de melekler aleminde kol kanat çırpayım. melek olduktan sonra da ırmağa atlamak gerek; "herşey yok olur gider, ancak o'nun zatıdır kalan." bir kere daha melekken kurban olayım da o vehme gelmeyen yok mu, o olayım. yok olurum, yok olurum da erganon gibi, "gerçekten de biz, dönüp ona varanlarız" derim.
Sayfa 3901
But all is well what ends well. ( Ama sonu iyi biten herşey iyidir.)
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Biz dünyayı fethetmedik, dünya bizi işgal etti!
En kolay bilinen şey dünyanın faniliği, en yalın gerçek dünyevî herşeyin gelip geçiciliğiydi. Bu dünya, her gün, açık açık haykırıyordu faniliğini. Biten her gün, geçen her saat, solan her çiçek, ölüp giden her kelebek, duyulan her selâ, okunan her ölüm ilanı "Sen de fanisin, dünya da fani" diyordu bize. "Onun üzerindeki herşey ve herkes fanidir. Ancak celâl ve ikram sahibi Rabbinin vechi bâkidir."
Reklam
Tarım devrimi teist dinlerin doğmasina neden olurken bilimsel devrim de tanrılarin yerine insanların geçtiği hümanist dinleri yaratti.liberalizm komünizm ve nazizm gibi hümanist dinlerin temelinde homo sapiensin evreni anlamlandiran ve ona hükmeden özgün ve kutsal özüne duyulan inanç yatar.evrende olup biten herşey homo sapiensin üzerinde bıraktiği etkiye göre iyi ya da kötü olarak addedilir.
Herşey kaderden bilinir; olan biten, önüne geçilmez alınyazısının sonucu olarak kabul edilir, işlediği suçta suçlunun kendi iradesinin hiç rolü olmadığına inanılırdı.
Sayfa 231Kitabı okudu
"Senin annen ne iş yapıyor?" "Benim annem, kadın!" Onun annesinin yanına ya da önüne başka hiçbir açıklamaya, kelimeye, harfe, gölgeye, sızıya gerek kalmaksızın sesleniyorlar; kadın. Onun annesi, başkalarının evlerini, başkalarının hayatlarından kalan tozları, kirleri, anıları, yüzleri, silüetleri, günahları, kokuları, başkalarının geceden arta kalanlarını temizleyerek hayatını kazanıyor. Onun annesi, başka hayatlara çarpınca iz bırakan ne kadar karanlık varsa temizliyor; bıkmadan, usanmadan, özenle, kolları kopuncaya, avuçları morarıncaya, dizleri sızlayıncaya, gözleri yaşarıncaya kadar. Kendi hayâtına, kendi evinin hâtırâlarına özen göstermediği kadar özen gösteriyor başkalarının evlerine ve hâtırâlarına. Kendi evi yok. Kendi hâtırâları yok. Gittiği evlerde olup biten herşey alabildiğine önemli ve değerliyken, onun çocukları, kocası, çocuklarının okul anıları, kocasının iş anıları da yok. Onlar, hayâta değmeden, iz bırakmadan, anı bırakmadan yaşayabilmenin yolunu buldular. Öylesine çokken, yok olabildiler. Kendileri de yok aslında. Kendilerine âit bir varlıkları da olmadığı için bütün diğerleri gibi, o çocukların tümünün anneleri gibi çağrılıyor; kadın! O çocuğun annesi bir kadın. Başka çocukların annesinin hiç olmadığı kadar kadın. Onun annesi bir var, bir yok. Onun annesi bir masal başlangıcı değil, bir tekerleme melodisi değil. Onun annesi kadın ve bir var, bir yok.
Sayfa 17 - Profil YayıncılıkKitabı okudu
137 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.