Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Einstein yaşamının son haftasında, en çok önemsediği işlere yoğun­ laşır: Bertrand Russell'la birlikte nükleer çağda dünya banşıyla ilgili bir manif esto üzerinde çalışmışlardır ve Einstein manifestoyu 1 1 N isan günü imzalar . "Yeni bir düşünce şekline ihtiyacımız var. Kendimize, taraf t an olduğumuz grubun askeri bir zafer kazanması için hangi adımları atması gerektiği yerine, askeri bir çatışmayı önlemek için ne yapmamız gerek­ tiğini sormalıyız; çünkü böyle bir çatışma artık bütün taraflar için yok edici olacaktır." Bu belge daha sonra, her yıl düzenlenecek olan ve bilim insanlarıyla düşünürlerin nükleer silahsızlanma üzerine bilgi alışverişi yaptığı Pugwash Konferansları'na giden yolu açacaktır. 1 2 Nisan günü Einstein enstitüde çalışırken kasıklannda bir ağn hisseder. Asistanı iyi olup olmadığını sorar . İyi olduğunu söylese de aslında hiç de iyi değildir. Aortunda oluşan anevrizma patlamaya başla­ mıştır. Eve gelen doktorlar, az da olsa tek şansın hemen ameliyat edilerek aortun düzeltilmesi olduğunu söyler . Ama Einstein ameliyat olmaz. Dukas'a yaşamın yapay yollarla uzatılmasının tatsız bir şey olduğunu söyler. Görevini yaptığını hissediyordur ve zamanı geldiğinde onuruyla buradan gidecektir . Ağrının daha da arttığı ertesi gün Princeton Hastanesi'ne kaldı­ rılır . Üvey kızı Margot. oğlu Hans Albert'i durumdan haberdar edince Hans babasının yanında olabilmek için hemen ilk uçakla San Francisco'dan gelir . 1 7 Nisan Pazar günü Einstein uyandığında kendini çalışabilecek kadar iyi hisseder. Dukas ona gözlüklerini, kağıtlarını verir..
Sayfa 96 - Türkiye İş Bankası kültür yayınları Mayıs 2013Kitabı okudu
Einstein l 954'ün sonunda oğlu Hans Albert'e mektup yazarak,Amerika'nın "Kızıl Korkusu"ndan kurtuluşunun kendisini nasıl mutlu ettiğini ifade eder. O dönemde Birleşik Devletler'den giderek yabancılaştığını ama sonunda Amerikalı­ ların her şeyi yine yoluna soktuğunu yazar. Ülke, çılgınlık dahil her şeyin devasa boyut­ larda üretildiği bir yerdir. Ama ülkede her şey o kadar hızlı değişiyordur ki, en tehlikeli gelişmeler bile geçici bir heves halini almaktadır.
Sayfa 85 - Türkiye İş Bankası kültür yayınları Mayıs 2013Kitabı okudu
Reklam
1915 yılı Nisan ayında İstanbul'daki Anadolulu Ermenilerin tehciri başladı. Ben zaten askerdim. Mayıs ayında memleketten mektup gelmedi. İki kez cevaplı telgraf çekildi, cevaplanmadı. Üçüncüsünde "Burada değiller, bilinmeyen bir yere yollandılar," diye cevaplandı. Dedem Melkon seksen sekiz yaşındaydı. Annem Nanik elli beş, çocuklarım, Nurhan altı, Maranik dört, Arahit iki, Haço dokuz aylık, karım Voğıda yirmi dokuz yaşında. Bunlar nasıl yürüdüler? Dedem Suazeg çeşmesine kadar gidemezdi. Gahmıhlı Kürt Temer gelmişti. Lusnikler'in, bizim kuzenin halasının çiftçisiydi. Ben bildim bileli onların evinin çiftçiliğini yapıyordu. Bizim kadar Ermenice bilir ve konuşurdu. Getirdiği habere göre, Ermenileri 4 Haziran'da köyden çıkartmışlar. Demişti ki, evlerinin kapılarını, kilise kapısı gibi öpmüş ve ayrılmışlar. Evinizde, sizden birisi ölse, siz de birlikte ölmez misiniz? Artık çalışabilir misiniz? İşlerinizi, içeri dışarı sürdürebilir misiniz?.. Ben askerdim, emir altındaydım. Bırakırlar mıydı ki oturayım? Akşama kadar ortada olmak zorundaydım. Ordunun askeri arabalarına ekmek saymak, öküzlerin yürüyüşüyle ekmek yetiştirmek durumundaydım. Haydarpaşa'daki sevkiyata, Çanakkale veya Anadolu cephesine giden askerlere, Kadıköy'deki, Kuzguncuk'taki depo alaylarına, Haydarpaşa Hastanesi'ne...
Einstein Aarau'da, uzun yıllar yaşamında iz bırakacak olan Winteler ailesinin yanında kalıyordu. Taşındıktan birkaç ay sonra, 1 895 yılı sonlannda kızları Marie'ye duygusal olarak bağlandığında kimse şaşırmamış, hatta herkes buna sevinmişti. Einstein'dan iki yaş büyük olan Marie on sekizine giriyordu ve komşu köydeki okula başlayana
Sayfa 28 - Türkiye İş Bankası kültür yayınları Mayıs 2013Kitabı okudu
Einstain 6 yaşındayken annesi bir hediye· verir. Tıpkı babasının hediyesi pusula gibi, hatırasını yaşamı boyunca taşıyacağı keman dersleri olacaktır. Einstein önceleri öğretmeninin kendisine uyguladığı mekanik disiplin yüzünden isyan eder, oma Mozart'ın sonaılorlyla tanştıkton sonra güzel müziğin hayal gücüyle dolu, yaratıcı ruhunu kavrar. Sonrolorı bir arkadaşına, "Mozort' ın müziği o ·kadar sof ve güzel ki, .sanki evrenin iç güze!liğinin bir yonsımosı," der. Müzik düŞünmesine yordır i ı cı oluyordur. Gökyüzündeki uyumla orasındaki boğlontıdır. Amo her şeyden önemlisi müzik ono, motemotik ve bilim olanında bile olsa (halla belki de özellikle bu olonlarda) büyük dehanın yalnızca zekayla değil, yaratıcılık ve hay.al gücüyle da ilgili .olduğunu hatırlatmaktadır.
Sayfa 10 - Türkiye İş Bankası kültür yayınları Mayıs 2013Kitabı okudu
"Anladım ki: İnsanlar susanı korkak, görmezden geleni aptal, affetmeyi bileni çantada keklik sanıyorlar. Oysaki, biz istediğimiz kadar hayatımızdalar. Göz yumduğumuz kadar dürüstler ve sustuğumuz kadar insanlar."
Sayfa 95 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Unutmayın kendinizi şahane hissederseniz şahanesiniz demektir.
Doğan Kitap (2024)
"Bireyin duyguları karşısındaki körlüğü, hakikati görmesini engeller. Çoğunlukla dış görünüşün ardına saklanan, başkadır. İyi gibi görünen şey, özünde her zaman iyi olmayabilir."
Destek YayınlarıKitabı okudu
“Bak, bence para kazanmanın amacı onu harcamak değil. Para kazanmanın amacı paraya sahip olmaktır”.
Reklam
Freud "biyografi neyi keşfetmenin bir yoludur?" diye sorsaydı şahsi cevabı "biyografi yazarının arzusunu" olurdu.
Sayfa 32 - YKYKitabı okudu
İbnü'l-Cevzi
Kendinden önceki biyografi yazarlarının alfabetik sıra ile ele aldığı tasnif şeklini değiştirerek, elindeki bilgileri kronolojik sıraya koyan ilk kişi olması bakımından da önemli bir iş başarmıştır.
Sayfa 21 - İbnü'l-Cevzí ve metodu hakkında geniş bilgi için bk. C. Cahen, a.g.m., s. 199.Kitabı okuyor
Ancak bütün müşterilerimiz köşklerde yaşamıyordu. Köşklerin hepsi dokuz-on taneydi. Ötekiler, tek katlı, birkaçı da üç katlı evlerdi. Bunların harem ve selamlık bölümleri yoktu. Ev, bütünüyle haremdi. Evin beyi ile oğullarından başka, yabancı bir erkek giremezdi. Bakkal, gezgin satıcı veya biz, dışarıdan, yani sokaktan yapardık alışverişi.
Bu duvarlar yetmiyor bizi ayırmaya bilesin... Bu parmaklıklar, bu demir kapılar, bu hava, inan... Bazen bir yumrukta yıkacak kadar güçlü, Bazen bir serçe kadar güçsüzsem, bir nedeni vardır... Hangi zorluğu yenmemiş insanoğlu. Hele taşıyorsa içinde bu insanca sevgiyi. Güzel günler zorlu duraklardan geçer sevdiğim. Damla damla birikiyor insan. Damla damla sevgili... Bir gün akıp gideceğiz hayata... Duvarlar yıkılacak, açılacak bütün kapılar bilesin. Benim yüreğim sensin şimdi, seni vurur durur... Ve yine damla damla çoğalıyorsun içimde. Yılmaz Güney
Nietzsche'nin Şizofren Olma İhtimali
Mental bozukluklar arasında Turin'deki krizin nedeni olarak kendini gösterebilecek hastalıklardandır ancak örneğin Schain bu konuda bir alt-tip örneklemeyerek nedenini Nietzsche'nin birçok krizini tetikleyebilecek psikojen etkilere bırakmıştır.
Sayfa 116 - Scala YayıncılıkKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.