Küfrün tek bir millet olduğunu gayet iyi biliyorlardı. Dünyanın neresinde olursa olsun Müslümanlara sıkılan kurşunun tek namludan çıktığını ömrünün sonuna kadar Müslümanlara anlatmaya çalışmıştı. Bu konuda, "Pakistan'daki ve Afganistan'daki komünist kurşunlarıyla Amerika ve yahudi kurşunları arasında hiçbir fark yoktur. Niyetler halis olduğu müddetçe öldürülenlerin hepsi Allah'ın yolunda öldürülmüştür. Biz hayata giden yol olarak ölümü seçtik." diyordu.
Arif Doğan, JİTEM'in ambleminde neden akrep kullandıklarını şöyle açıklar:
"Akrep kendine en sadık hayvandır. Ölümü gördüğünde başkası tarafından öldürülmeyi reddediyor ve intihar ediyor. Biz de `Mücadele ettiğim güçlere, örgütlere teslim olmam` anlamında amblem olarak akrebi seçtik."
Arif Doğan, JİTEM'in ambleminde neden akrep kullandıklarını şöyle açıklar:
"Akrep kendine en sadık hayvandır. Ölümü gördüğünde başkası tarafından öldürülmeyi reddediyor ve intihar ediyor. Biz de `Mücadele ettiğim güçlere, örgütlere teslim olmam` anlamında amblem olarak akrebi seçtik."
Kaybedilmiş Bir Savaş Üzerine
Sevgili dostlar,
Bu kürsüde tek başıma durmuyorum. Etrafımda sesler var, yüzlerce ses… Sesler her zaman benimle, çocukluğumdan beri.
Çocukken köyde yaşıyordum. Biz çocuklar sokakta oynamayı seviyorduk, ama akşamları, yorgun argın ninelerin -bizim orada nasıl derler- konuşlandığı banklar, mıknatıslıymış gibi
Bakışının yakasına bir damla gibi,
bir gonca gül gibi,
-ölümü takmayan-,
ölüme ya nasıl tebessüm etsin..
Değil miydi ölüm
Ruhun beden kafesinden azade edilişi..
Ölüm özgürlüğün terennümü ..
Ölüme gülümseyenler vardı.
Yar yürekli.. Gülyüzlüler vardı..
Cana kavuşmuş bir pırlanta gibi süzülürdü müstesna bir AŞK, son nefeslerinde gözlerinin kıyı yerinde..
Onlar dünyayı seçti, kaybetti.
Biz aşkı seçtik, sabr eyledik kazandık..
..
Ne için , neden varız?
Hayat; zaten akılda kalan birkaç güzel an ya da anıdan ibaret, geriye kalan her şey rutinden ibaret. Bu anları totale vurduğumuzda en fazla şu kadar saat ediyor. Dayatılan bir yaşam , iraden dışında bir yaşam, sen doğduğunda sana biçilen bir ömür. Ortalama 75 yıl yaşayan insan, 27 bin gün yaşar. Bu 27 bin gün sen doğmadan
Insanlar da tek bir ağızdan: Ey Mü'minlerin Emiri, biz seni seçtik, sana razı olduk, işimizi hayır ve bereketle yürüt, diye seslendiler. Seslerin sustugunu ve bütün halkın kendisini istediklerini görünce, Allah'a hamd ve sena etti, Peygambere salat ve selam getirdi ve şöyle dedi:
Size Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Allah'ın takvası her şeyin yerini tutar da hiçbir şey onun yerini tutmaz.. Ahiretiniz için amel edin. Çünkü kim ahireti için amel ederse, Allah onun dünya işlerini görür. İçlerinizi düzeltin, Allah da sizin dışlarınızı düzeltir. Ölümü çok anın, başınıza gelmeden önce ona iyi hazırlanın. Çünkü o bütün zevkleri kaçırır. Adem'den bu deme atalarını hatırlamayan ölüme dalmış demektir. Bu ümmet ne Rabbi ne Peygamberi ne de kitabın da ihtilaf etti. O ancak altında ve gümüşte ihtilaf etti. Ben, Allah'a yemin ederim ki kimseye haksız bir şey vermem, kimsenin de hakkını yemem.
Sonra sesini yükseltti, öyleki insanlara duyurdu ve şöyle dedi:
Ey insanlar, kim Allah'a itaat ederse, ona itaat etmek vacip olur. Kim Allah'a isyan ederse ona itaat etmek yoktur. Ben Allah'a itaat ettiğim sürece siz de bana edin. Ben Allah'a isyan edersem, bana itaat etmeniz gerekmez.
Hayat; zaten akılda kalan birkaç güzel an ya da anıdan ibaret, geriye kalan her şey rutinden ibaret. Bu anları totale vurduğumuzda en fazla şu kadar saat ediyor. Dayatılan bir yaşam , iraden dışında bir yaşam, sen doğduğunda sana biçilen bir ömür. Ortalama 75 yıl yaşayan insan, 27 bin gün yaşar. Bu 27 bin gün sen doğmadan parçalanmış kapitalist