Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Farklı bir dil bulmalıyız. Ağrılarımızı anlatabilecek, susmalarımıza ses olabilen yani.. Ünlemleri, noktaları, vurguları içerimizdekileri en doğallığıyla sunacak farklı bir dil. Her türlü kirletilmişliğin çevremizi çepeçevre sardığı bir zamanda, sükûtumuza sahip çıkan, bize bizi anlatan farklı bir dilimiz olmalı..
Sayfa 119Kitabı okudu
Farklı bir dil bulmalıyız. Ağrılarımızı anlatabilecek, susmalarımıza ses olabilen yani… Ünlemleri, noktaları, vurguları içerimizdekileri en doğallığıyla sunacak farklı bir dil. Her türlü kirletilmişliğin çevremizi çepeçevre sardığı bir zamanda, Sukütumuza sahip çıkan, bize bizi anlatan, farklı bir dilimiz olmalı. Kelimelerimizi yormayan, İçimize iyi gelen işte, İnsanın, “gözlerinin içine bakar” gibi. Susmalarımızı en doğallığıyla seslendiren farklı bir dil. Bir dil bulmalıyız bizi anlatan Sade olmalı, içten Bir de sessiz bir dil…
Reklam
Üç arkadaşın öyküsü bu. Beyoğlu’nda büyümüş, Beyoğlu’nda yaşayan üç ayrı kişilik, üç ayrı kimlik, üç ayrı insan. Ölümsüzlük merakıyla başlayan ölümler. Her cinayetin ardında gizemli bir neden… Ve soruşturma boyunca adım adım, bina bina, sokak sokak Beyoğlu. O çoksesli, çokrenkli, çokdilli, çokkültürlü Beyoğlu. Günümüzün Babil Kulesi… İnsanın
Sekiz Kız Babası
Ankara, 10 Aralık 1963 Ahmet, 7 Aralık tarihli mektubunu dün aldım. Öğretmeninizin anlattığı olay gerçekten çok acıklı. Elsiz çocuğun, müdürün tokadıyla yere düşmesi gözümde canlandı. Çok üzüldüm. Hikmet adında bir arkadaşım var. Bana bir sır açıkladı. Sana yazayım mı diye çok düşündüm. Yazmakta bir sakınca görmüyorum. Hikmet, bana
Düşün Yayınevi 1967, Tekin Yayınevi 1971-1977, Karacan Yayınları 1982, Adam Yayınları 1983-1995, Nesin Yayınevi 2009Kitabı okudu
Graham Greene/Kayıp Çocuk
"Muhtemelen kitaplar yalnızca çocukluk döneminde hayatımızda derin bir iz bırakır. Hayatımızın ilerleyen yıllarında okuduklarımızı beğenir, eğlenceli bulur, onlar vasıtasıyla bazı görüşlerimizi değiştirebiliriz, ama daha ziyade zaten düşündüğümüz şeylerin teyidini görürüz kitaplarda... Fakat çocuklukta tüm kitaplar bize geleceği anlatan kehanetlerle doludur ve kartlara bakıp uzun bir yolculuk veya boğulma yoluyla ölüm gören bir falcı gibi, gelecekte olacakları etkilerler. Sanırım kitapların geçmişte bizi heyecanlandırmaları bundan kaynaklanıyor."
Sayfa 102Kitabı okudu
Allah kâinatı onu tanıyıp, sevip kulluk etmemiz için yaratmış. Madem bizi kulluğumuz için sevmiş o hâlde kulluğu en yüksek olanı en fazla sevecek ve kulluğu en fazla olan bize Allah'ı en iyi anlatan olacaktır.
Sayfa 74
Reklam
Bize bizi anlatan satırlar
İnsanlar vardır, bilirsiniz, başkalarından sürekli bir şeyler bekler ya da isterler. Aslında bu, bir insanın ihtiyaçlarını kendisinin karşılamasından çok daha büyük bir çabayı gerektirir. Üstelik onur kırıcıdır da. Ama onlar için önemli olan, diğer bir insanın ya da insanların kendileri için bir şeyler yapmasıdır. Bunun için her şeye katlanırlar. Genellikle bu tutumlarının bilincinde değildirler. Amaçlan diğer insanları sömürmek değil, bir şeylerin hazırca kendilerine verilmesidir. Aşırı bağımlıdırlar ve kendi sorumluluklarım başkalarının üstlenmesini beklerler. Onların çevremizdeki varlığından sıkılabilir ya da bize yük olduklarını düşünebiliriz. Ama, çoğu kez kendi bağımlılığımızdan ötürü onları çevremizde tutarız. Kendilerine bir şeyler verildiği sürece bizden kopmazlar. Bir diğer deyişle, böyle kişiler kronolojik olarak yetişkin, hatta entelektüel yönden iyi gelişmiş olsalar bile, bebeklik yıllarının asalak varoluş biçimini sürdürürler
Romas çay içerken: "Bu halk acınacak bir halde. Kendi içlerindeki en iyi insanları öldürüyorlar; bu alçakça bir şey. Belki de bu gibi insanlardan korkuyorlar. Jandarma nezareti altında Sibirya'ya sürgüne giderken bir kürek mahkûmu bana şunu anlatmıştı; hırsızmış. Beş kişilik bir çetesi varmış. Sonunda içlerinden biri: "‘Arkadaşlar, hırsızlık işini bırakalım artık. İyi bir kazancımız da yok; kötü bir yaşam sürüyoruz,' demiş. Arkadaşları bu yüzden, sarhoşken sızıp kaldığı zaman onu boğmuşlar. Bunu anlatan mahkûm, öldürdükleri adamı çok övmüştü: ‘"Ondan sonra üç kişiyi daha öldürdüm, ama acımadım. Fakat o arkadaşa acıyorum. İyi, zeki, neşeli bir arkadaştı. Temiz kalpliydi.' ‘"Öyleyse niye öldürdünüz onu? Sizi ele verir diye mi korktunuz?' diye soruyorum. Bu sözüme bayağı öfkelendi: "‘Hayır, o bizi hiçbir zaman ele vermezdi, hiçbir şey için! Ama onunla biraz aramız açılmıştı. Sanki biz hepimiz günahkâr, o ise namuslu, adeta bize doğru yolu gösteren bir adamdı. İyi olmadı!"'
245 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.