Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
141 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Sırça Köşk
13 harika öykü, 4 muhteşem masaldan oluşuyor kitap. Öyküler de masallar da düzeni, olageleni, böyle gelmiş böyle gitmez diyen bir üslupla o kadar ince ve lıkır lıkır anlatmış ki hem öğreniyor hem keyifleniyorsunuz. Kitaba ismini veren Sırça Köşk masalı, hükümetler ve halkları arasındaki çarpık ilişkiyi çok lezzetli bir dille eleştiriyor. Sabahattin Ali, hikayelerini ve masallarını karşınıza oturmuş, gözlüklerini düşürmüş de bizzat anlatıyormuş gibi samimi ve sıcak, bu eserinde. Nur içinde yatsın! ~tek hikayesine dair spoiler~ Sabahattin Ali, Anadolu insanının büyük şehirlerde sağlık kurumlarında o zamanlarda yaşadığı işkenceyi sade ve akıcı bir dille anlatmış böbrek hikayesinde. Cehaleti, bilgisizliği, tecrübesizliği içinde tamamen çaresiz bir şekilde böbreğindeki iki taştan kurtulmak için doktordan doktora giden, parasını bitirip bağ bahçe satan hasta, nihayet satın alabildiği bir ameliyatla iki taşından da onu kurtarmak yerine, bir ameliyat parası daha koparmak için taşlardan birini içeride bırakan namussuz doktorlar... İkinci ameliyat parasını da kopartıp, ikinci taşı alırlarken sağlam olan diğer böbreği yaralıyorlar ve onu kanayan vaziyette içerde bırakamayacakları için hastayı tek böbrekle dikiyorlar... Off...
Sırça Köşk
Sırça KöşkSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202056,3bin okunma
şimdilik bu hikayeyim:
Mutluluk nedir diye sorsanız bana, kaşıntıdır derim. Bir gün az kaldı mutlu olu­yordum. Bir sancı saplandı belime, kıvrana kıvrana yatağa düştüm. Böbrek taşı imiş. San­cıdan öleceğim. Sabaha karşı idi, doktor gel­di, morfin yaptı. Derdemez o korkunç sancı kesiliverdi, çok güzel bir dünya başladı birdenbire... İnanamıyordum... Mutlu idim, tam anlamı ile mutlu... Mutluluğumu doya doya tatmak istiyordum... Ama o ara, kulağımın ar­kası kaşındı azıcık. Şöyle sinek ısırmış gibi. Bense kolumu kıpırdatmak istemiyordum, mutluluğuma ara vermemek için. Ama o kaşıntı bozuyordu mutluluğumu. Çaresiz kaldırdım kolumu, kulağımın arkasını kaşıdım, tam olsun mutluluğum diye. Kolumu gene yanıma uzattım. Bir az sonra... Bir az sonra gene o kaşın­tı. Kaşıdım, bir az sonra gene. Gene kaşıdım. Bit­medi, bitmedi namussuz kaşıntı, iğneledi durdu ve berbat etti mutluluğumu. O günden beri, ne zaman şöyle mutluluğa benzer bir şey duya­cak olsam, bakalım bunun kaşıntısı nerden başlıyacak diye beklerim. Beklediğim de gelir başıma.
Reklam
Saltanatı boyunca İstanbul'dan ayrılmamış, Edirne'ye bile gitmemiştir. Padişahlığı salt saray yaşamı olarak algıladığından, haremin etkinliği sarayın resmi işlevinin önüne geçmiş, Topkapı Sarayı harem dairesi de en kalabalık cariye ve hizmet kadrolarını bu padişahın saltanatında barındırmış; gösteri sanatları, düğün ve şenlikler, saray
Sayfa 178 - 12- Sultan III. MuradKitabı okudu
İbni Sina'ya hastalıkların önemli nedeni sorulduğunda; 'Bir yediğini sindirmeden yeniden yemektir' demiştir. Yediğin vakit az ye ve yedikten sonra 4-5 saat kadar yeme şifa hazımdadır. Böbrek taşı, kumu ve diğer böbrek hastalıkları için kabuksuz karpuz çekirdeği, çekilmiş üzüm çekirdeği, kereviz veya anason çekirdeği tüketilmesini önerir. Sürekli baş ağrısı çeken kişilerin kan vermesi ve düzenli olarak yumurta yemesi halinde ağrı bir süre sonra kesilecektir. Astım için bal ve badem karışımı tüketmeyi önermektedir. Bademi iyice ezip bal ile karıştırıp tüketmek astım hastalığını tedavi edecektir. Alternatif tıpta çok kullanılan bir yöntem olan hacamat için ise kim acı çekiyor ise hacamata götürün demiştir. Vücudunuzun herhangi bir yerinde ortaya çıkan acıyı dindirmek için hacamat yaptırmayı önermiştir. İbni Sina
Piçlerin ölçüleri diğer insanlarınkinden farklıdır. Böbrek taşı düşürme sancısını, iş arkadaşlarıyla yenen bir öğle yemeğine tercih ederler. Acı ve zevk şiddetlerini yukarıdan aşağı sıralarken normlar dahilindekilerden farklı ölçüleri kabul ederler. Örneğin bir kravatı işyerinde takmaktansa, kendilerini onunla asmayı daha uygun görürler. Takım elbiselerini tamamlayabilmesi için kravatın boyundan aşağı değil, baştan yukarı sallanması gerekir.
Mutluluk nedir diye sorsanız bana, kaşıntıdır derim. Bir gün az kaldı mutlu olu­yordum. Bir sancı saplandı belime, kıvrana kıvrana yatağa düştüm. Böbrek taşı imiş. San­cıdan öleceğim. Sabaha karşı idi, doktor gel­di, morfin yaptı. Derdemez o korkunç sancı kesiliverdi, çok güzel bir dünya başladı birdenbire. . . İnanamıyordum. . . Mutlu idim, tam anlamı ile mutlu. . . Mutluluğumu doya doya tatmak istiyordum... Ama o ara, kulağımın ar­kası kaşındı azıcık. Şöyle sinek ısırmış gibi. Bense kolumu kıpırdatmak istemiyordum, mutluluğuma ara vermemek için. Ama o kaşıntı bozuyordu mutluluğumu. Çaresiz kaldırdım kolumu, kulağımın arkasını kaşıdım, tam olsun mutluluğum diye. Kolumu gene yanıma uzattım. Bir az sonra. . . Bir az sonra gene o kaşın­tı. Kaşıdım, bir az sonra gene. Gene kaşıdım. Bit­medi, bitmedi namussuz kaşıntı, iğneledi durdu ve berbat etti mutluluğumu. O günden beri, ne zaman şöyle mutluluğa benzer bir şey duya­cak olsam, bakalım bunun kaşıntısı nerden başlıyacak diye beklerim. Beklediğim de gelir başıma.
Sayfa 78
Reklam
Piçlerin ölçüleri diğer insanlarınkinden farklıdır. Böbrek taşı düşürme sancısını, iş arkadaşlarıyla yenen bir öğle yemeğine tercih ederler. Acı ve zevk şiddetlerini yukarıdan aşağı sıralarken normlar dahilindekilerden farklı ölçüleri kabul ederler. Örneğin bir kravatı işyerinde takmaktansa, kendilerini onunla asmayı daha uygun görürler. Takım elbiselerini tamamlayabilmesi için kravatın boyundan aşağı değil, baştan yukarı sallanması gerekir.
Sayfa 104Kitabı okudu
Böbrek taşı düşürmeyen bilmez aşk acısı, Kuru ekmek yerken mutlu olmak onu düşünürken Tütün içmeyen hasretle öpmeyi bilmez Onu sevdiğim için komünistim Eşitlik yoksa kader yazmasın Mevsimler değişedursun, Aynı kaldırımları yürüdük Aynı göğe baktık, Fakat mümkünatı yok sevişemedik mühim de değildi üstelik.
Piçlerin ölçüleri diğer insanlarınkinden farklıdır. Böbrek taşı düşürme sancısını, iş arkadaşlarıyla yenen bir öğle yemeğine tercih ederler. Acı ve zevk şiddetlerini yukarıdan aşağı sıralarken normlar dahilindekilerden farklı ölçüleri kabul ederler. Örneğin bir kravatı iş yerinde takmaktansa, kendilerini onunla asmayı da­ha uygun görürler. Takım elbiselerini tamamlayabilmesi için kra­vatın boyundan aşağı değil, baştan yukarı sallanması gerekir.
Sayfa 104 - Doğan Kitap, 47. BaskıKitabı okudu
Piçlerin ölçüleri diğer insanlarınkinden farklıdır. Böbrek taşı düşürme sancısını, iş arkadaşlarıyla yenen bir öğle yemeğine tercih ederler. Acı ve zevk şiddetlerini yukarıdan aşağı sıralarken normlar dahilindekilerden farklı ölçüleri kabul ederler. Örneğin bir kravatı işyerinde takmaktansa, kendilerini onunla asmayı daha uygun görürler. Takım elbiselerini tamamlayabilmesi için kravatın boyundan aşağı değil, baştan yukarı sallanması gerekir.
Reklam
Piçlerin ölçüleri diğer insanlarınkinden farklıdır. Böbrek taşı düşürme sancısını, iş arkadaşlarıyla yenen bir öğle yemeğine tercih ederler. Acı ve zevk şiddetlerini yukarıdan aşağı sıralarken normlar dahilindekilerden farklı ölçütleri kabul ederler. Örneğin bir kravatı işyerinde takmaktansa, kendilerini onunla asmayı daha uygun görürler. Takım elbiselerini tamamlayabilmesi için kravatın boyundan aşağı değil, baştan yukarı sallanması gerekir.
Yaşının ileri yıllarında böbrek taşı sıkıntısı çeken Napolyon, dikkatini batın ağrılarından başka yere çekmek için sık sık elini bir mum aleviyle yakarmış.
107 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.